Ailelerin, cocuklarıyla ilgili en fazla yakındıkları sorunların başında gelen "ağlamanın", herhangi bir biyolojik rahatsızlık değil, sevgisizlikten de kaynaklanabileceği bildirildi.

Cukurova Universitesi (CU) Tıp Fakultesi Cocuk Acil Tıp Birimi Oğretim Uyesi Doc. Dr. Hayri Levent Yılmaz, AA muhabirine yaptığı acıklamada, bebeklerin sadece hastalandıklarında değil, duygusal yonden aclık hissettiklerinde ve ilgisiz kalındığında da ağlayabildiklerini soyledi.

Doc. Dr. Yılmaz, hicbir rahatsızlığı olmamasına rağmen gunde 3 saatten daha uzun suren, haftada 3 gunden daha fazla tekrarlayan bebek ağlamasının mutlaka dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Doc. Dr. Yılmaz, "Ağlayan bebek yakınması, cocuk acil polikliniklerinde sık karşılaşılan, hem anne ve babayı endişelendiren hem de hekime dedektiflik gorevinde genellikle faili mechul dosyalar acıp kapattıran bir yakınma" dedi.

Ağlamanın genellikle fiziksel sağlık acısından sorun oluşturmadığını belirten Doc. Dr. Yılmaz, "Bu durumlarda hekimin ağlayan bebeğin ağlama nedenini cok dikkatli bir oyku, fizik inceleme ve yakın gozlemle bulması ve tedavi etmesi gereklidir" dedi.

Doc. Dr. Yılmaz, ağlama nobetlerinin bebeklerde genellikle yaşamın 2 ve 3. haftasında başladığını, saatlerce surebildiğini, ağlamanın coğunlukla ikindi zamanı, akşamları ve gece yarısında tetiklendiğini, 4�uncu aydan sonra ise genellikle ortadan kalktığını, ancak gunde 3 saatten fazla suren ağlamanın mutlaka nedeninin araştırılıp cozum yoluna gidilmesi gerektiğini kaydetti.

Dikkat cekme isteği

Hicbir neden bulunmamasına rağmen ağlayan bebeğin, sevgisiz kalıp dikkat cekme isteğinde olduğunun akla getirilmesi gerektiğini ifade eden Doc. Dr. Yılmaz, şunları soyledi:

"Aileler, bebekleri ağladığında once hasta oldukları akıllarına geliyor, oysa sevgisiz kalmış olabileceği duşunulmuyor. Bebeği rahatlatmak sadece altını temiz tutmak, karnını doyurmakla olmaz, sevgiyi de hissettirmek zorundayız. Bebeğin hafif dokunuşlarla sacının okşanması, vucuduna yine hafif dokunuşlarla masaj yapılması ona inanılmaz bir mutluluk verir. Onunla ilgilenmek, gulmesini sağlamak, kucuk hediyelerle şaşırtmak ya da ilgisini cekecek ortamlarda bulunmasını sağlamak bebeği duygusal yonden besler."

Doc. Dr. Yılmaz, bebeğin gelişiminde uyku, beslenme ve iyi bakım ne kadar onemliyse sevgi ve guven gibi ona ilk yıllarda aşılanabilecek duyguların da buyuk onemi bulunduğuna işaret ederek, annelere şu onerilerde bulundu:

"Annenin sıcaklığı, kulağa fısıldanan tatlı sozler, kucağa alınıp okşanması, bebeğe hayattaki ilk dersi olan sevgiyi oğretir. Bebeğiniz daha ilk doğduğunda, onu kollarınızın arasına aldığınızda, kendisine değer verdiğinizi hisseder. Zaman icinde bu sıcak duyguları iyice oğrenen bebeğiniz, sevginizi karşılıksız bırakmayacaktır. Sevgi bir annenin bebeğine oğretebileceği en guzel duygudur. Aslında tanımlanması zor olan bu duyguyu ona dokunarak, konuşarak, sarılarak oğretebilirsiniz. Bu duygunun kendisi icin onemli olduğunu anlayan bebeğiniz, sizin yokluğunuzda bu duyguyu arayacak, sevgiyi boylece oğrenmiş olacaktır."

Doc. Dr. Yılmaz, bebeğin ilk aylarda oğrenebileceği bir başka duygunun ise guven olduğunu belirterek, şoyle dedi:

"Her zaman yanında olduğunuzu bilmek, ağladığında kucağınıza almanız, onu onemsediğinizi gosterir. İlk aylarda aşılanan bu guven duygusu, ileride onun yaşantısını onemli olcude etkiler. Kendine guvenli bir birey olarak yetişmek icin, guven duygusunu hissetmelidir."
Milliyet