Prof.Dr. Zeki AYDIN
Cocuğu hayata hazırlamak bir sanattır. Bu hususta anne-babaların bilmesi ve yapması gereken pek cok şey vardır. Bunlardan biri de, Yaratıcı'nın cocuğa potansiyel olarak verdiği kendine guvenme (ozguven) duygusunun ona fiilen kazandırılmasıdır.
Kendi kabiliyet ve donanımlarının farkında olan, bunların onemine inanan ve kendine guvenen bir cocuk, kendi fıtrî gelişme seyrinde bizzat yer alır. Cunku inanc ve guven, cocuğu harekete gecirir. Boyle bir cocuk, soru sormaktan, denemekten, araştırmaktan cekinmez; fırsatların ayağına gelmesini bekleme yerine, ortaya cıkan fırsatları değerlendirir. Hayatı tanıma ve onun her alanına girmede cesur davranır.
Duşunce ve kararlarına pek değer verilmeyen, coğu zaman şiddet goren, genellikle şakaları alaya alınan, coğu defa mazeretleri yalan, atılganlıkları ukalÂlık, sevinc tezahurleri şımarıklık kabul edilen bir cocuk ise, kendisine saygı ve guven duymaz.
Unutulmaması gereken bir nokta da, cocuğun ilgi duyduğu konulara zaman ayırmak istemesidir. Fakat, cocuğun ne yapacağına coğu zaman anne-babası karar verir ve ona secenek tanımazsa, cocuk isteklerinden mahrum kalır.
Cocuklar hayat karşısında tecrubesiz olduklarından, yetersizlik duygusuna kolayca
kapılabilirler. Bu duygudan sıyrılabilmeleri icin onlara yapılabilecek en buyuk yardım, empati gorduklerini ve anlaşıldıklarını hissetmelerini sağlamaktır. Anne-babasından duygu yakınlığı ve destek goren cocuğun, yetersizlik duygularını aşma ve tutarlı bir kişilik kazanma şansı boylece artar. Anne-babalar cocuğun karmaşık duygularını ve bunlara yol acan sebepleri dikkate almadıklarında ise, ortaya birtakım problemler cıkabilir.
Dodson, cocuğun korkuları hakkında şoyle demektedir: "Ne yazık ki coğumuz, cocukluk gunlerini 'dunyadan habersiz' 'mutlu' gunler olarak gorur ve cocukların korkularını, guvensizliklerini ortadan kaldırma gereği duymaz. Altı yaşında bir hastam, ağlamasına yol acan bir durumda babasının, 'Bunda ağlayacak ne var?' dediğini anlatarak, 'Babam icin belki kucuk bir şeydi; ama benim icin buyuktu.' dedi. Bir yetişkin icin gayet normal olan bir hÂdise, beş yaşındaki bir cocuk icin coğu zaman urkutucu olabilir."
Cocuk, yeni bir problem karşısında kendisini yetersiz bulduğu zaman, anne-babanın yapacağı şey, onun bu işin ustesinden geleceğine inandıklarını ve yanında olduklarını anlatmak olmalıdır. Cocuk anne-babaya ne zaman ihtiyac duysa, başını cevirdiğinde onları yanında gorebilmelidir. Ne var ki, bu "yanında gormek", sadece fizik varlıkla sınırlı kalmamalı, gonul desteği de beraberinde olmalıdır.
Anne-babalar, her şeyden onemlisi cocuklarına sevgilerini gostererek bu psikolojik desteği sağlayabilirler. "Korkma, ben yanındayım" mesajının verilmesinde, sozden ziyade cocuğa sarılma, onu opme, kolunu boynuna dolama cok daha tesirli olabilir. Ancak, "Onu sevdiğimi davranışlarımla gosteriyorum, soze ne gerek var?" demek de doğru değildir. Dille soylenen "Seni seviyorum." ifadesi buyukler icin aynı olcude olmasa da, cocuk acısından duyulmak istenen iki sihirli kelimedir. Bu şekilde o kendini guclu hisseder, etrafındaki her şey ona guzel gorunur, her iş zevk verir.
Cocuğa guven kazandırmak icin, oncelikle cocuğu her yonuyle tanımak, kÂbiliyetlerini fark etmek ve kendini geliştirmesi icin ortam hazırlamak, ona sık sık soz hakkı vermek, "Ne duşunuyorsun, neler hissediyorsun?" gibi sozlerle onun duygularını anlamaya calışmak, o konuşurken yuzune bakmak, sevdiğinizi soylemek, onu ciddiye aldığınızı ve fikirlerine değer verdiğinizi hissettirmek, yaşına uygun gorev ve sorumluluklar vermek, başarısını ve olumlu davranışlarını takdir etmek gerekir. Bunun yanı sıra, cocuğa zaman ayırmak, onunla sohbet etmek, hatalı davranışları uzerinde konuşmak ve doğru olanı anlatmak, onemli gunlerini unutmamak, mutlu ve huzurlu bir aile ortamı sağlamak, aile bağlarını kuvvetlendirmek ve ona ailenin ayrılmaz bir parcası olduğunu hissettirmek de onemlidir. Sosyal yonu kuvvetli bir cocukta kendine guven duygusu daha fazla olacağı icin, o bu tur ortamlara kendiliğinden kolayca girer. Burada, bilhassa bu yonu zayıf olan cocuğu sosyal aktivitelerde yer alması icin cesaretlendirmek, gerektiğinde bunlara birlikte katılmak, topluluk icerisinde usûlune uyarak soz almasını teşvik etmek, başkalarının yanında onu kucuk duşurmemek, başarısızlıklarını da buyutmemek gerekir. Sağlam bir kişiliğinin olması icin de onun korku ve endişelerine saygı duyulmalı, aşırı tenkitci ve yargılayıcı davranmaktan kacınılmalı, başkalarıyla kıyaslanmamalı, yaşına uygun işleri ve bilhassa odevlerini kendisinin yapması sağlanmalı, yanlış ve yersiz mukÂfat ve cezalandırmalardan kacınılmalıdır.
Netice itibariyle, cocuğu cocuk olarak gormeyip varlığı onemsenmeli; fakat aşırı beklentiler icine de girilmemeli, onun farklı ve gelişmekte olan bir kişiliğinin olduğu unutulmamalı, okul hayatına, terbiyesine ve mÂnevî dunyasına onem verilmelidir. İhtiyac lisanıyla yapılan butun bu fiilî dualar, mutlaka kavlî dualarla desteklenmeli, anne-babalar bundan sonra tevekkul etmelidir.
Cocuk Eğitiminde Puf Noktalar
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Cocuk Eğitiminde Puf Noktalar