NP GRUP Memory Center Noropsikiyatri Merkezi cocuk Ergen Uzmanı Dr. Ahmet cevikaslan Moralhaber.net'in sorularını cevaplandırdı.Depresyon, gectiğimiz yıl icinde Dunya Sağlık orgutu tarafından en onemli on sağlık probleminden birisi olarak kabul edildi. Erişkinler icin bu kadar onemli olan bu ruh sağlığı sorunu cocuklarda da gorulebilir mi?
Elbette ki gorulur, hem de tahmin edilenden daha yaygındır. cocuk da mutsuz olur, neşesi kacar, gundelik yaşantısında isteksiz veya verimsiz olur.
- Tahmin edilenden daha yaygın olduğunu belirttiniz. Depresyon yaşayan cocuklar, kliniklere daha mı az başvuruyorlar yoksa aileler bunu fark etmekte mi zorlanıyorlar ya da hekimler de depresyon tanısı koymakta zorlanabiliyorlar mı?
Soylediklerinizin hepsinden kaynaklanan nedenler soz konusu.
Bir kere cocuklar, hem ekonomik acıdan hem de sosyal acıdan ailenin kontrolu altında, ustelik yaşı kucuk olanların kendilerini ifade etmeleri de guc, dolayısı ile oncelikler anne babaların veya cocuğu yetiştirmekle yukumlu olanların cocukta bir problem olup olmadığı konusunda uyanık olmaları gerekir
Anne babalar bazen cocuklarına toz kondurmakta zorlanıyorlar, oysa erişkinlerde gorulen butun ruhsal problemler cocuklarda da gorulebilir.
Yalnızca, cocuğun yaş ve gelişim ozelliklerine bağlı olarak hastanın klinik gorunumu değişir. ustelik, erişkinlikte belirginleşen bircok psikiyatrik hastalık ilk belirtilerini cocukluktan itibaren vermeye başlar, bircok hastalığın da bilinen başlama yaşı ergenlik cağlarıdır (orn; şizofreni, yeme bozukluğu vs).

Anne babalar ve cocuğun yakın cevresi cocuktaki problemi fark etseler bile; yalnızca problemin kendisine odaklanıyorlar; ders calışmama, tırnak yeme vs gibi. Tek probleme yoğunlaşmak aile ile cocuk arasındaki catışmayı daha da arttırıp cocuğu da olumsuz etkileyebiliyor.
Ailelerin en cok uzerinde durduğu yakınmaların tedavisine calışılarak, bir anlamda semptomatik tedavi yapılmış oluyor.
Depresyon bazı durumlarda alışılmamış gorunumlere burunebildiği icin ayırıcı tanıda başka durumlarla karışabiliyor; orneğin bu cocuklara bazen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Karşı Olma Karşı Gelme Bozukluğu gibi tanılar konabilir. Ergenlik cağına ozgu kimlik karmaşası sureci, depresyon tablosuna burunebilir.
Cocuğu kliniğe getiren anne ve babadır, dolayısı ile cocuğun yakınmaları oncelikle anne babanın bakış acısıyla ve onların diliyle anlatılır; cocuk soz dinlemez, sinirlidir, kurallara uymaz vs. Bu ise, yaşanan ortama cocuğun gozuyle bakmayı zorlaştırabilir; tanı koyma ve tedavi surecinde sıkıntı yaratabilir.
- O halde cocuklardaki depresyon nasıl tanınır, klinik acıdan erişkinlerde gorulen depresyonlardan farkları neler olabilir?
Oncelikle depresyonu genel hatları ile ozetleyecek olursak; kişi zamanının coğunda mutsuzdur, uzgundur, onceden keyifle veya kolaylıkla yapabildiği aktivite veya sorumluluklardan kacmaya başlar, uyku ve iştah duzeni bozulur, motivasyon azlığı nedeni ile dalgınlık, unutkanlık, dikkatsizlik, uşengeclik gibi gundelik sıkıntılar sıklaşır, olum duşunceleri gecer aklından, ruhsal ve fiziksel huzursuzluğu dışardan bile gozlenebilir, eziklik duygusu veya kendine guvensizlik, hatta yetersizliğin getirdiği sucluluk duyguları yaşanır.
Cocuklar da bu belirtileri gosterirler ancak cocuğun gelişim ozellikleri ve sosyal ilişkilerine bağlı olarak farklı belirtiler de klinik tabloda gorulebilir.
Kucuk cocuklarda ifade becerisi zayıf olduğu icin daha cok davranış problemleri ile karşımıza cıkarlar.
Genellikle anne babalarının kontrolu altında olduklarından; klinik oyku de anne babanın bakışı tarafından şekillenir. orneğin; cocuğun mutsuzluğu surekli ağlamalar şeklinde, isteksizliği kurallara uymama ve sorumluluklarını yerine getirmeme şeklinde, ruhsal huzursuzluğu ise soz dinlememe şeklinde tarif edilebilir.
Okul cağına gelen bir cocukta sozel anlatım daha guclu olduğundan cocuğun ifadelerine de yansımaya başlar ve sıkıntı, ders calışmama, arkadaşları ile uyum gucluğu şeklinde tarifler karşımıza cıkar. Ergenlik cağındaki bir cocukta ise gundelik sorumlulukları savsaklama, okuldan soğuma şeklinde tarifler gorulebilir. Tabi ki bunlar sınırlı ornekler.
- Depresyonun nedenleri nelerdir, cocuklarda farklı nedenler de depresyona neden olabilir mi?
Depresyonun nedenlerini anlamaya yonelik butun araştırmalar "biyopsikososyal model" tanım cercevesinde toparlanabilir.
Biyolojik model; depresyon gelişiminde kalıtımsal yatkınlığı vurgular. Yani; bir kişinin birinci derece yakınlarında depresyon gibi mizac bozuklukları bulunması, o kişide depresyon gorulme yatkınlığını arttırır.
Bunun dışında gecmiş yıllarda bazı depresyon araştırmalarında vucutta kortizol salgısı ve daha bircok hormon ya da aracı madde duzeyinde, adrenerjik sistem duzeyinde farklılıklar saptanmıştır. ceşitli goruntuleme calışmalarında bazı beyin bolgelerinde aktivite ve hacim değişimleri bulunabilmektedir.
Yine, sinir hucreleri arasında iletimi sağlayan serotonin, norepinefrin gibi aracı maddelere etkili ilacların da tedavide yararlılığı iyi bilinir. Depresyonu acıklamaya yonelik en son model ise duyguların doğduğu beyin bolgelerindeki sinir-hucre bağlantılarının sağlıksız olduğunu ileri suren modeldir. Butun bu sonuclar, depresyon nedenleri arasında biyolojik kokeni desteklemektedir.
Depresyonun nedeni olarak gosterilen psikolojik modeller de cok sayıdadır. Freud ve Abraham'ın psikanalitik teorisine gore sevilen nesnenin kaybı depresyonun nedenidir. Bunun dışında kişinin yaşam değişikliklere uyum becerisinin zayıf olması, kendini ve dunyayı yanlış değerlendirmeye neden olan bilişsel bozukluklar vb bazı psikolojik acıklamalar da depresyonu tetikleyebilecek nedenler olarak ileri surulmuştur.
Sosyal modeller ise ebeveyn-cocuk ilişkisinde veya cocuğun dış dunyayla ilişkisinde yaşadığı problemlerin depresyonun ortaya cıkışını kolaylaştırdığını ileri surer.
Cocuklar icin de aynı nedenler soz konusudur. Cocuğun hayatında bu etkenler ne kadar cok ve yoğun ise depresyonun ortaya cıkışı da o kadar erken olur. En onemli risk etkenleri ise anne veya baba ya da yakın akrabalarda depresyon oykusu bulunmasıdır.
- Depresyon nedeni olabilecek fiziksel hastalıklar var mıdır?
Klinik tablosu itibarı ile bircok hastalık merkezi sistemini baskılayarak veya metabolizmayı bozarak depresyonu taklit edebilir, bu nedenle depresif yakınmalarla karşımıza gelen butun hastalarda detaylı bir fizik muayene ve tarama yapılmalıdır. ustelik kendileri de depresyon nedeni olabilirler. Depresyonu taklit edebilecek ve depresyona yol acabilecek durumlar ise şunlardır:
sinir sistemini tutan enfeksiyonlar (tuberkuloz, sifilis, AIDS, ensefalit, menenjit vs)
sinir sisteminin yapısını bozabilecek veya kitle etkisi yaratabilecek epilepsi, kanama, beyin damarı hasarı gibi durumlar
tiroid, bobrek ustu bezi, diabet ve diğer metabolik hastalıklar
epilepsi ilacları, klonidin, barbiturat, antihistaminik vb ilaclar
alkol ve başka maddelerin sık kullanımı ve bazen yoksunluğu, kansızlık, hiponatremi ve hipokalemi gibi elektrolit dengesi problemleri, gelişme geriliği gibi diğer durumlar
- Tedavisinde neler yapılır?
Depresyonun nedenlerinin acıklamasında gecerli olan "biyopsikososyal model" tedavi icin de gecerlidir. Dolayısıyla cok yonlu bir yaklaşım gerekir.
Depresyonun biyolojik yaklaşımında oncelik ilac tedavisindedir. Antidepresan ilaclar doğrudan depresyonun kendisi ve eşlik eden belirtileriyle başa cıkmaya yoneliktir. Diğer psikiyatrik ilaclar da gerektiğinde tedaviye eklenebilir. İlac tedavisi dışında EKT (elektrokonvulsif terapi), Transkranial Manyetik Uyarım Tedavisi gibi tedaviler de ilaca direncli olgularda etkinlik gostermektedir.
Depresyonun psikolojik tedavisinde ceşitli psikoterapi teknikleri uygulanır. Hastanın kendisini ve dunyayı algılamasına yonelik bilişsel davranışCı terapi, gelişimsel yonden yaklaşan psikanaliz yonelimli psikoterapiler de bu terapilere verilebilecek belli başlı ornekler.
Ayrıca; cocuğun sosyal destek sistemleri uzerinde de calışılmalıdır. Aile danışmanlığı ve gerektiğinde aile terapisi yontemleri ile anne babalar ve tum aile calışılır; ailedeki diğer bireylerde var olan ruhsal sorunların da tedavisi planlanır. cocuğun okul yaşamındaki zorluklarına yonelik olarak okulla işbirliği de tedavide mutlaka duşunulmelidir.
- Cocuklarda gorulen depresyonun buyume doneminde yaşadığı olaylarla ilgisi var mı?
Aile icinde anne veya babada psikiyatrik bozukluk olması yetiştirme pratiklerini doğrudan etkileyebilir, cocukta mizac problemleri icin zemin oluşturabilir
Cocuğun, yaşam kalitesini bozan fiziksel hastalıklar; orneğin; diabet, ortopedik problem vs cocukta yetersizlik duygusu yaratabilir
Cocuğun uyum sağlamasını zorlaştırabilecek kardeş doğumu, okula başlama, ailede hastalık veya olum gibi yaşam olayları veya travmalar depresyon kaynağı olabilir,
Erken yaşlarda anne veya babadan uzun sureli ayrılık, ileri yaşlar icin onemli bir depresyon kaynağıdır, nitekim bir yaşın sonunda anneden uzun sure ayrılma sonucu oluşan "anaklitik depresyon" tablosu klinik pratikte karşımıza sık cıkmaktadır


Memory Center