“Hicbir baba evlÂdına guzel edep ve terbiyeden daha değerli ve ustun bir miras bırakamaz.” (Tirmizi)

İnsanın Âilesine karşı sorumlu olduğu maddî ihtiyaclarının yanında bir de mÂnevî ihtiyacları vardır. Onlara inanmaları gereken iman esaslarını ve uymaları gereken ahlÂk esaslarını oğretmek, ebeveylerin sorumluluğu altındadır. Esasen bu mÂnevî ihtiyacların temin edilmesi daha muhimdir.

Allah TeÂlÂ’nın bizlere buyuk ihsanı ve lutfu olan cocuklarımızı, gozumuzun nuru, kalbimizin neşesi ve hayatımızın bir susu olarak biliriz. Ne var ki bu, son derece değerli olan yavrularımız icin yeterli değildir. Onları iyi eğitip guzel terbiye etmek, iyi ahlÂk sahibi bir kişiliğe kavuşturmak gibi yerine getirmemiz gereken onemli pek cok sorumluluklarımız vardır. Zira Allah (c.c), bizi bunlardan sorguya cekecektir. Bu sorumlulukları yerine getirmek, bizim icin ebedî mukÂfat sebebidir.


Kişinin coluk-cocuk sahibi olması, beraberinde buyuk sorumluluklar gerektiren bir durumdur. Nitekim yuce dinimizde anne baba ile cocuk arasındaki munasebetler hem ahlÂkî hem de hukukî yonden belli esaslara bağlanmıştır. Durum boyle olunca cocuğun varlığı ciddîye alınmalı; iyi, guzel ahlÂk sahibi bir kişi olarak yetişmesi icin her turlu gayret ve fedakÂrlık gosterilmelidir.


Bebeklik doneminden itibaren uygulanmaya başlanan alıştırmalarla cocukta sağlam bir ahlÂkî yapının meydana gelmesi hedef alınmalıdır. Bunda davranış eğitimi her şeyden once gelir. Kucuk yaşlarda cocuktaki yanlış davranışların onune gecilmediği takdirde, ileriki yaşlarda bunların telÂfisi imkÂnsızlaşır.


Cocuğun dunya saÂdetini ve ahiret selÂmetini gozetmek, onu dunyaya getiren insanların onemle uzerinde durmaları gereken bir husustur. İşte bunun icindir ki cocuğumuz daha doğarken İslÂm terbiyesini uygulamaya başlamak gerekmektedir.


Bugunun kucukleri, yarının buyukleri olacaktır. Kur’an-ı Kerîm’in ifadesi ile “Dunya hayatının susu” (Kehf 18/46) olan cocuklarımız, yarınlarımıza yon verecek ciğerparelerimiz, değerli varlıklarımızdır.


Cocukların ellerinden tutarak, onları geleceğe hazırlamak en onemli hedeflerimizden biri olmalıdır. Cocuklarına sahip cıkmayan toplumlar, bunun bedelini cok ağır bir şekilde odemeyi goze almalıdırlar. Onun icin, geleceğimizin teminatı olan cocuklarımızı, bu beklentimizi gercekleştirebilecekleri niteliklere sahip insanlar olarak yetiştirmemiz gerekiyor.


Anne-baba cocuklarına cok iyi bir ornek model olmalıdırlar. Ebeveynler evlatlarına hoşgorulu ve yumuşak davranmalıdırlar. Dengeli bir disiplin ortamı oluşturmalıdırlar. İyi bir arkadaş sahibi olmalarında yardımcı olmalı ve arkadaşlarıyla nasıl gecinmeleri hususunda onlara bilgiler vermelidirler.


Cocuklar aşağılanmaktan, olumsuz sıfat ve tanımlamalardan uzak tutulmalıdırlar. Onlara guven duygusu kazandırılmalıdır. Cocuklar iyi, guzel davranışlara teşvik edilmelidir. İstenmeyen davranışlar uslubunca duzeltilmedir. En onemlisi de bir anne babanın cocuklarına gostereceği sevgi ve şefkattir.


Cocuklar korunmaya, şefkat ve merhamete muhtactırlar. Sevgili Peygamberimiz, bir hadisi şeriflerinde, "Kucuklere merhamet etmeyen bizden değildir…" (BuhÂr&#238 buyurarak cocuklara karşı davranışlarımızın temeline merhamet unsurunu yerleştirmiştir. Bu hadisi şerifte on plana cıkarılan yaklaşımı daha carpıcı bir uslupla gundeme getiren şu olay da oldukca dikkat cekicidir:


"Bir gun Allah'ın elcisi, torunu Hz. Hasan'ı opmuştu. Yanında sahabeden biri vardı. Dedi ki; ‘Benim on cocuğum var, hicbirini opmedim.’ Bunun uzerine. Peygamberimiz (s.a.v), "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez" (BuhÂr&#238 buyurdu.


İnsanlar arasındaki en guclu bağlar sevgi yoluyla gercekleşir. Bu sebeple Peygamberimiz, sevdiğimiz kimseye bu duygumuzu ifade etmemizi tavsiye etmektedir. Tıpkı bunun gibi, cocuklara karşı duyulan sevgi ve merhamet duygusunun da onlara bir şekilde hissettirilmesi gerekmektedir. Bunun en guzel uygulamasını bizzat Hz. Peygamber'in hayatında goruyoruz.


Cocuğu hayata hazırlamak, ona guzel ahlÂk kazandırmak, temel dinî bilgileri oğrenmesini sağlamak ana babanın cocuğuna vereceği en guzel şeylerdir. Bu, anne babanın cocuğuna karşı gorevi, cocuğun da ana-babası uzerindeki bir hakkıdır. Sevgili Peygamberimiz, "Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha guzel bir miras bırakamaz" (Tirmiz&#238 buyurmuştur.


Cocuklarımıza karşı takınacağımız tavırların temelinde Peygamberimizin bize tavsiyeleri ve uygulamaları yer almalıdır. Zira her konuda olduğu gibi cocuklarımız konusunda da en guzel orneğimiz sevgili Peygamberimiz'dir.


Bir anne-baba icin en onemli vazife, cocuklarının terbiyesini hakkıyla yerine getirmektir.