...KANSER CIĞ GİBİ GELİYOR!

Bebek sağlığı icinde onemli noktaları vuguladığı icin aşağıdaki yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıklı bir bebek yetiştirmenin ilk adımları daha anne karnındayken başlıyor.


-----Peki cocuk doğduktan sonra onu kanserden korumak icin nelere dikkat etmeli?

Cocuklarımız her an zehirin icinde yuruyorlar. Mesela o yeşil, yemyeşil cayırlarda, imrenerek baktığımız cayırlarda, tabii olmayan bizim yetiştirdiğimiz cayırlarda kimyasal urunler vardır. Daha uzun sure yeşil kalsınlar ve iclerinde ayrık otları olmasın diye. O yuzden o cayırlar da kanserojen. Cocuk orada yuvarlanıyor, oynuyor, zıplıyor, eve geldiği zaman o kanserojen maddeleri de beraber getiriyor. Bunlara da dikkat etmeli. Yani cayır bile kanserojen.

O yuzden eski adetleri destekliyoruz. Eve gelindiğinde dışarıda giyilen ayakkabı mutlaka cıkarılmalı. Cunku bu dışarıdan gelen kanserojen maddelerin butun eve dağılmasına neden oluyor. Zaten o maddeleri en cok tutan da halılar!

Peki cocukların beslenmesi?

Cocuk annenin aldığı gıdayı alır. Yani annenin cok akıllıca beslenmesi lazım. Cocuklarımızı fast fuddan korumalıyız. Ozellikle yoğurt kulturu vermeliyiz. Gokkuşağının butun renklerindeki yiyeceklerden faydalandırmalı yız cocukları. Balık yemelililer, civasız balık ama. Fast fud haftada uc kereden fazla verildiğinde lenfoma, beyin tumoru 3 kat fazla oluyor. O yuzden tavsiyem haftada bir, hatta 15 gunde bir fast food yemesi cocukların. Kırmızı etten buyume cağında haftada iki kere yiyebilirler. Asıl balık yemeliler. Beyaz et terbiyesi vermek lazım cocuklara.

Hormonlu gıdalardan uzak durmalı, aksi takdirde biliyorsunuz kızlar cok erken adet goruyor, 8 - 9 yaşında adet goren kızlar var. Bu cok tehlikeli bir olay! Meme kanserine yol acabilen bir olay! Erken adet gormek, gec menapoz kadınlar icin meme kanserinin en onemli nedenlerinden biri.

Bire beş yeşil yemek lazım, bol spor yaptırmak lazım cocuklarımıza. Cunku gelecek nesilde o kadar cok kanser olacak ki belki boylelikle riski biraz azaltabiliriz. 20 sene sonra cok daha erken kanserlere rastlayacağız.

Epigonom denilen bir madde var vucutta. Bu madde kanser geldiği zaman gene kapatma emri veriyor, gene ‘Korun’ diyor. Pestisitler anne babadaki epigenon maddesini yok ediyor. Epigenon olmadığı icin de cocuklar kansere cok acık oluyorlar.

Annelerin ozellikle petrol urunlerinden kacması gerekiyor. Herşey petrol urunune giriyor, plastik, deterjan…O yuzden bazı ulkelerde petrole şeytanın dışkısı derler.

Yani o kadar zararlı…Şeytanın dışkısı denecek kadar zararlı…

Bir de radyasyon var. Kullandığımız teknolojik urunlerin hemen hepsinde hem de…Ondan nasıl korunmalı?

Genellikle cep telefonları ile 30 saniyeden fazla konuşmayın diyoruz. En fazla bir dakika. Ya da kulaklık takın. 10 sene sonra beyin tumorleri iki katına cıkacak. Her ne kadar buyuk telefon ureticileri tehlikeyi en aza indirdiklerini soyluyorsa da araştırmalar telefonların buyuk radyasyon yaydığını ve beyin tumorlerinin iki katına cıkacağını gosteriyor. Televizyon en azından 5 metre ve ya 7 metre mesafeden seyretmemiz gereikor. Baz istasyonlarından 1 kilometre mesafede olmamız lazım.

Sadece insanlar mı etkileniyor bu radyasyondan, pestisitlerden? Tabii ki sadece insanları değil diğer memelileri de etkiliyor. Beyaz balinaların nesli tukenmek uzere, sebebi de dortte birinin kolon kanserine yakalanmaları . Nedeni korfezağızlarındaki zehirli artıklardan etkilenmeleri. Orneğin Kaliforniya’ da deniz aslanları iki sene once olu olarak sahile vurdular. Bunların yuzde 20 sinde genital kanser bulundu. Washington’daki bir nehirdeki balıklarda 16 cins kanser tespit edildi. Kopeklerde mesane kanseri son zamanlarda 6 kat arttı.

Yani durmadan dunyayı zehirliyoruz.

Ama kanser tedavisinde cok buyuk ilerlemeler var, cok buyuk paralar harcanıyor. 2025 yılında 300 milyar dolarlık kazanc sağlayacak ilac firmaları. Bu kazancın yuzde 10′unu yuzde 20’sini cevre sağlığına harcamış olsalar kansere yakalanma oranı cok daha azalacak. Zaten 1990′a kadar hep kanseri yeneceğiz, ilacları yok edeceğiz diye uğraşıyorduk. Fakat yok etmek bir yana kanser geliyor cığ gibi. Kansere tutulmak iş değil. En onemli laf şu ‘Bir korunma bin tedaviden evladır’. Korunmak cok onemli. 1990′dan sonra korunmaya onem verme başladık. Kanserden korunmak cok onemli. Kanser milyonlarca dolar da devlete ekonomik yuk getiriyor, hastaya yuk getiriyor, aileye yuk getiriyor.

Peki ne yapacağız. Buyukşehirlerde yaşıyoruz organik yiyecek bulma, egzosdan kacma, radyasyondan korunma gibi şanslarımız yok. Ne kadar korunabiliriz ki?

Bu kansere yol acan faktorleri devlet yavaş yavaş kaldıracak kanunlarla…

Devleti bekleyene kadar…Biz kişisel olarak ne yapabiliriz, madem bir korunma bin tedaviden evla?

Balkonda kendine bir yer yapacak biberini yetiştireceksin, domatesini yetiştireceksin. Kendine ufak bir tarım bahcesi yapacaksın, cok guvendiğin tescilli olduğunu bildiğin organik gıdalardan yemeye calışacaksın. Bol yeşil tuketeceksin, bol meyva yiyeceksin. Hic değilse haftada bir iki gun yeşil bir yerde 5 - 6 saat yuruyeceksin. Kozmetiklerden kacacaksın, butun kullandığınız kozmetik şampuanlar, sac boyaları, cilt kremleri kanserojendir. Ozellikle cilt kremlerine cildi gergin tutsun diye bakır konulur, o da kanserojendir ayrıca kanserin damarlanmasını da artırır.

Evdeki camaşır makinasında doğal deterjan kullanacaksın, bulaşık makinasında bulaşığını yıkadıktan sonra muhakkak sirkeli veya limonlu suyla calkalayıp oyle sofraya koyacaksın.

Eve ayakkabı ile girmeyeceksin. Halıları cok kuvvetli supurgelerle temizleyeceksin. Evi devamlı havalandıracaksı n. Evde plastik kap, alumunyum kap kullanmayacaksı n. Onun yerine porselen, celik ya da cam kullanacaksın.

Genellikle zeytinyağı tuketeceksin. Zeytinyağı koruyucudur. Gokkuşağının tum renklerindeki meyve ve sebzelerden hergun ufak parcalarda olsa muhakkak tuketeceksin. Yemeğe ete karşı bire oranında beş sebze atacaksın.

Temizlik yaparken fısfıslı urunleri değil de kendin evde urettiğin sirkeli urunleri tercih edeceksin. Gumuş parlatırken, ocak silerken filan…Oda spreyi sıkınca odadan dışarı kacacaksın. Koltuk altı spreyi kullanmayacaksı n. Zeytinyağlı sabunlar veya defne sabunu kullanacaksın. Kafanı ya o sabunlarla ya da bebe şampuanıyla yıkayacaksın.

Cin mallarından kacacaksın. Cin mallarında kanserojen madde, cok fazla! Gıdalarında, butun plastik maddelerinde, oyuncaklarında, hatta uzerimize giydiğimiz ketenlerinde bile. Boyaları zehirli, kalitesiz ve kanserojen! O yuzden isim değiştirdiler şimdi, made in PRC yazıyor uzerinde artık. Made in China yazmıyor artık.

Sigara cok onemli, sigarada 4000′in uzerinde kanserojen madde var. Bir de kanseri iyice artıran bazı maddeler de var. Amonyak gibi, siyanur gibi, arsenik gibi orneğin…

Yani mucadeleni biraz da kendin yapacaksın. Devlet de kanunlarla kanserojen maddelerin kullanımını kontrol altına almalı, ama sen de yapacaksın!