Hatalı Disiplin
(Psikolog Acar PİJİ )

Disiplin, toplum duzeninin egemenliği icin uyulması gereken kurallar ve yukumluluklerdir.
Toplum icinde uyulması gereken kurallara gore de insanın davranış ozellikleri belirir. Uluslar arasında davranış farklılıkları olsa da, insanlar arası sevgi ve saygının başı cektiği onemli bazı kurallar pek farklılık gostermez. Bizler kurallara uyarız ya da bazılarına uymayan davranışlarımız olsa da, yetiştirdiğimiz varlığın bizim kurallarımıza uymasını isteriz. Bunun sonunda ev ici disiplin oluşur. Her ne kadar disipline etmek istesek de bazı kurallarımızın cocuk tarafından benimsenemediği sonucunu yaşarız. Oysa icimizden geldiğince ya da okuduklarımız ve dinlediklerimiz doğrultusunda; cocuğumuzun yapmasını istediğimiz bazı şeylerin, isteklerimiz doğrultusunda sonuclanmadığını goruruz.

Coğu kez, cocuğun, bulunduğu yaş ile ilgili ozellikleri duşunmeden; direktiflerimizi aynen uygulamasını isteriz, uygulamadığı zamanlarda yaptırımın gerekli olduğu duygusuna kapılırız. Bu tur tutumların edinilmesi, bizlerin yetişme sureci icinde buyuklerimizden edindiğimiz ornek davranışlarla ilintilidir. Geleneksel eğitim uygulamaları ile yetişmiş olan pek cok anne ve baba, bol bol cezalar alarak bugunlere gelmişlerdir. Bu nedenledir ki coğumuz sindirerek doğru olanı yaptırabileceğimize inanırız. Buna koşut olarak, edindiğimiz ornekler doğrultusunda uyguladığımız sozel ya da fiziksel şiddet yaklaşımı; cocuğun ahlak ve vicdan gelişimini olumsuz yonde etkileyecek, esnek değil, katı tutumlu bir kişilik geliştirmesine neden olacaktır. Ayrıca istendiği kadar yaptırım uygulansın, cocuk, kendine uygulanan cezanın, yaptığı hatanın karşılığı olduğunu duşunmeden, yaptırım uygulayanı suclayacaktır. Bu durumda aciz olduğunu duşunup kendine guveni sarsılacaktır. Kendine uygulananı ornek alarak, her fırsatta, sorun cozmek icin, o da şiddete başvuracak, agresif bir kişilik geliştirecektir.

Disiplin uygulamalarında gorulen başka bir hatalı davranış ise azarlamaktır. Korkutmak ya da tehdit etmek de azarlamaya eşlik eder. Hele tehditlerimiz bazen o kadar aşırı boyutlara varır ki cevredeki yetişkinleri bile şaşırtır. “Bir kez daha elini surersen o elini kırarım” gibi. . .Oysa el kırmak. . . Ustelik de cocuğumuzun elini kırmak.... Ne kadar duşundurucu, değil mi? Acaba yapabilir miyiz dersiniz?.

Şakadan da olsa, cocuğun fiziksel durumu ile alay etmek de oldukca hatalıdır. “Sıska solucan, koca kulaklı, carpık bacaklı” gibi hic de hak edilmeyen sozler onu uzmekten başka hicbir şeye yaramaz. Cunku bu tur fiziksel hatalar doğuştan olup cocuğun sonradan geliştirdiği şeyler değildir. Sinmesine, ozguveninin azalmasına ya da ofkelenip kustahlaşmasına, hatta ağzından duymak istemediğimiz sozler cıkarmasına neden olur. Beddua etmek de hatalıdır. “Allah cezanı versin, ellerin kırılsın, kafan patlar inşallah” vb. gibi sozler onda kendini suclamak değil, suclayanı suclama duyguları geliştirir, ya da kendisinin hic sevilmediğini duşunur.

Ondan sevgimizi saklamak da hatadır. Sevmediğini soylemek, kusmek, yaptıklarını kucumsemek, dayak atmak kadar korkunc şeylerdir. Bu durumda duyguları cok incinen cocuk, yaptığı hatalı davranışı hatırlamaktan cok, soylenen sozlerin ağırlığında ezilecektir. Cunku butun cocuklar sevgiye cok muhtactır. Bunu cokca yaşayamayan cocuk, anne-baba sevgisini hak etmediğini duşunur. Kendini kabul ettirebilmenin yollarını arar ya da başkaldırıcı olur.

Oysa cocuğumuzun, adı ustunde, bir cocuk olduğunu “ben onun yerinde olsaydım, bu tur davranışlarla karşılaşsaydım ne yapardım” diye empatik bir duşunce ile kendimizi denetim altına alabilsek “disiplinli yetişsin” duşuncemize neler katıp, neleri cıkarmamız gerektiği yolunda pek cok şeyi kolayca bulabiliriz.

Bizlerin de zaman zaman yerine getiremediğimiz; uyumlu, sorumlu ve saygılı davranış yollarının neler olduğunu kavrayıp kendi ve başkalarının haklarını gozeterek vicdanlı olmak gibi bazı disiplin kurallarına uygun davranışlar edinmesi icin yapıcı olmaya calışabiliriz.


__________________________________________________ ______________