Pedagog Adem Guneş, kucuk yaştaki cocukları taciz ve tacizcilerden korumanın yolunun cocuklara bilincsizce ve korku dolu nasihatler vermek değil, onlarda Temel Davranış Reflekslerini geliştirmek olduğunu soyledi.
Guneş, belli bir eğitim metodu izlenilerek geliştirilen bu refleks sayesinde cocuğun kendisini tacize karşı ani bir refleks davranışla kendini savunmaya calışacağını belirtti.
Cocuklara yonelik taciz, toplumun tum tepkisine rağmen devam etmekte. Vicdan sahibi hicbir insanın kabul edemeyeceği bu cirkin ve iğrenc olay tum ana babaların yureğini ağzına getirmekte, tacize uğramış cocukların hayatlarında tamir edilemeyecek izler bırakmaktadır? Peki, cocuklar bu cirkin olaydan kendilerini nasıl koruyacaklar?
Sistem Yayıncılık tarafından yayımlanan ve Pedagog Adem Guneş’in kaleme aldığı “Anababaların Korkulu Ruyası, Cocuklara Yonelik Taciz” isimli kitapta cocukların korku ve endişeye duşurulmeden kendilerine yonelebilecek bir taciz konusunda nasıl eğitilmesi gerektiği ayrıntıları ile ele alıyor. Kitap aynı zamanda, bu konuda anne babanın bilmesi gerekli olan temel oğretilere de yer veriyor. Kitap ozellikle aile ici iletişim ve bilgi akışının sağlıklı olmasının onemini vurgularken, ihmal edilmiş cocukların potansiyel taciz kurbanı olduklarının altını ciziyor.
Pedagog Adem Guneş, kitapta anne babaların cocuğun kendini koruyabilmesi icin bir eğitim sureci takip etmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu eğitim surecinin en onemli bolumunu “Tacize karşı refleks kazanma” kısmı oluşturuyor.
Pedagog Guneş, farkında olunmasa da insan vucudunun kendisine yonelmiş bircok tehlikeyi refleksleri sayesinde bertaraf ettiğini belirterek “Kucuk yaştaki cocukların tacizden korunabilmesi icin refleks kazanmaya ihtiyacları vardır. Cocuk, kendisine yonelmiş bir taciz tehlikesine farkında bile olmadan, refleks halinde karşı koymasını oğrenmelidir” diyor.
Cocuklar bu refleksi nasıl oğrenecek? Pedagog Guneş, cocuğa 4-7 yaşlarında iken bazı bilincler kazandırılmasının cocuğun kendini tacize karşı korumada hayati oneme sahip olduğunu belirterek bu bilincleri şoyle sıralıyor:
“Bedenim bana aittir” bilinci: Daha bebekliğinden itibaren kendisini rahatlıkla yetişkinlerin eline bırakan bebeğin ilerleyen yıllarda kendi bedeninin farkına varması ve cevresindeki yetişkinlerden ayrı bir birey olduğunu hissetmesi gerekir. Kendi bedeninin kendisine ait olduğu hissini kazanamayan ve kendi bedeni uzerinde başkalarının bir şeyler yapabileceğini duşunen cocuk rahatlıkla taciz tuzağına duşebilmektedir. Anababalar cocukları 4 yaşına gelmeye başladığı andan itibaren cocuklarına vucudunun kendisine ait olduğu bilincini vermelidir. Bu bilincin oluşturulmasında en temel faktor anababaların cocuklarının bedenleri ile yapacakları tasarruflarda cocuklarının onayını alma yonunde eğilim gostermektir. Orneğin, terlemiş bir cocuğun atleti izin alınmadan aniden cıkartılmamalı, altını ıslatmış bir cocuğun pantolonu kızgınlıkla ve ofkeyle değil cocuktan izin alınarak cıkartılmalıdır. Cocuk zamanla kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak mudahaleleri hisseder ve rahatsız olur.
“İzin verirsem dokunabilirsin” bilinci: Bu bilincin oluşturulması icin anne baba, cocuğunun vucudunu hoyratca kullanmaktan kacınmalıdır. Ebeveynlerin cocuklarını operken “seni opebilir miyim?” diye izin istemeleri bu bilincin oluşmasında etkilidir. Cocuğun gucsuz bedeninin, herkes tarafından izinsiz kullanılmasının cocukların kendi bedenlerini koruma refleksini kıracağı unutulmamalıdır.
“Dokunulması yasak olan yerlerim” refleksi: Cocuklar dort yaşından itibaren vucutlarının belli bolgelerine dokunulmasından rahatsızlık duymaya başlamalıdır. Ozellikle genital bolgelere dokunulması cocukta ani tepkiye neden olmalıdır. Bu bilincin kazandırılması icin dort yaşından itibaren cocukların genital bolgelerine temas azaltılmalıdır. Eş, dost ve akrabalar tarafından cocuk, cinsel organlarına dokunularak, operek, vurarak sevilmemelidir.
“Fiziksel baskıya direnme” refleksi: Kucuk yaştaki cocuklar kendi gucsuzluklerini ve caresizliklerini buyuklerin gucunu keşfettikce anlarlar. Anne babalar ve akrabalar, cocuklarına olan sevgi gosterileri sırasında cocuklara kendi gucsuzluklerini hissettirecek kadar buyuk ve orantısız guc kullanmaktan kacınmalıdırlar. Anne babalar, cocuğuna kendisine guc uygulandığında karşılık verilmesi gerektiğini oğretmelidirler. Bunun icin bazen cocuğun istemediği bazı durumlarda gosterdiği tepki, guc gosterisi ile kırılmamalı, cocuğun direncinin işe yaradığı bizzat yaşayarak gosterilmelidir.
“Vucudum gorunmemeli” hissi: Cocuklar yurumeye başladığı andan itibaren, cırılcıplak olarak ortada bırakılmamalıdır. Cocuk, hatırlayabildiği en kucuk yaşlardan itibaren kendisini genital bolgeleri giyinik olarak hatırlamalıdır. Ozellikle dort yaşından itibaren cocuklar cırılcıplak olarak ev icinde veya ev dışında bulunmamalı, giysilerini kendisinin giyip cıkartmasına izin verilmelidir. Kendisini başkalarının yanında cıplak olarak gormeye alışkın olmayan bir cocuk, elbisesinin birileri tarafından cıkartılmasından ciddi rahatsızlık duyacaktır.
“Banyoda cıplak olunmaması” bilinci: Cocuk, temel davranış refleksi kazanması acısından dort yaşından itibaren anne babası ile birlikte tamamen cıplak olarak banyoda bulunmamalıdır. Ayrıca cocuklar banyo yaparken uzerinde kulotu da bulunmalıdır ki cocuk genital bolgelerinin gorulmemesi ilkesini pratikte yaşayarak oğrenmiş olsun.
Tuvalette benden başkası olmamalı bilinci: Bazı anne babalar, ceşitli nedenlerle ya cocukları ile birlikte tuvalete girmekte veya tuvaletin kapısını aralık bırakmaktadır. Bu davranış cocuğun temel davranış refleksi kazanmasına engel olmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun dort yaşına gelen bir cocuk, tuvaletin “ozel” bir mekan olduğunu oğrenmeli, tuvalet ihtiyacını gideren birisinin başkaları tarafından gorulmesinin uygun olmayacağını bilmelidir. Cocuk genital bolgelerinin gorulmesinden rahatsızlık duymamaya, kendisini tuvalette iken goren birisine tepki vermemeye alışmamalıdır.
“Soyunma ve giyinmede yalnızlık” ilkesi: Cocuğun dort yaşından itibaren genital bolgelerinin başkaları tarafından gorulmesinden adım adım uzaklaşması gerekir. Bu bağlamda cocukların elbiseleri herkesin icerisinde değiştirilmemelidir. Cocuklar mumkunse elbiselerini kendileri ve kimsenin gormediği bir ortamda değiştirmelidir. Eğer cocuk kendisi elbiselerini değiştiremiyorsa anne ile ayrı bir odaya gidilerek elbiseler değiştirilmelidir.
“İzin verirsem kabul edilirsin” ilkesi: Anne icin cocuk ne kadar buyurse buyusun cocuktur. O yuzden anne, cocuğunun odasına girerken izin alınması gerektiğini duşunmez. Ancak, cocuk dort yaşına girdiğinden itibaren “izin verirsem kabul edilirsin” ilkesi hayata gecirilmelidir. Anne baba, cocuğun odasına girerken izin istemeli, her şeye rağmen onun cıplak vucudu ile karşılaşıldığında ozur dilenip kapı kapatılmalıdır. Bu davranış kalıbı hem cocuğun kişiliğine saygıyı, hem de cocuğun rahatsız olduğu bir durumda itiraz edebilme becerisi kazandırılması acısından onemlidir.
Cocuğunuzu tacizden korumanın yolları
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Cocuğunuzu tacizden korumanın yolları