Hulya Unlu

Yalan, gercek nedeni veya durumu acıklamak istemediğimizde soylediğimiz gercekdışı sozlerdir. Gunluk yaşantımızda hepimiz kucuk ya da buyuk yalanlara maruz kalırız. Kimi zaman karşımızdakini incitmemek, kimi zaman da kendimizi korumak icin yalan ihtimali ile karşı karşıya geliriz. Hangi nedenle olursa olsun yalanda başkalarını aldatma amacı vardır. Bu yonuyle yalan ayıplanan ve reddedilen bir davranıştır. Oyle ki cocukluğumuz da bu konu da hikÂyeler, masallar anlatılır yalancı cobanın hikÂyesi tekrarlanır dururdu. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar sozuyle de yalanın gunun birinde ortaya cıkacağına dair korkutulurdu.

Cocuklarda ise yalan davranışı yaşlarına ve durumlarına gore daha farklı yorumlanır:

5 yaşına kadar soylenen yalanlar hayal gucu ile ilişkilidir. Oykuler uydururlar, taklit oyunları oynarlarÂ�¦ Yaş ilerledikce ve cocuğun gercekleri kavrama yeteneği geliştikce bu durum normale doner.

Okul cağındaki hatta ergenlik donemindeki cocuklar, kendilerince utanc duydukları gercekleri gizlemek icin, ozlemini duydukları kişiler ya da elde etmek istediği eşyalarla ilgili yalan soyleyebilirler.

Kendini koruma ve savunma ihtiyacı da yalana yonlendirebilir. Orneğin; cok fazla eleştirilen, mukemmel olması beklenen, başarısızlıklarında sert tepki goren cocuklar aldıkları duşuk notlarla ilgili yalana başvurabilirler.

Zaman zaman başkalarının hayranlığını kazanmak icin de yalan

soyleyebilirler. Orneğin; sahip olmadığı eşyalara sahipmiş gibi anlatabilir, gerceği abartabilirler.

Yalan soyleme buyuk oranda oğrenmeyle ve yetişkinlerin cocuklar tarafından model alınmasıyla ilgili bir davranıştır. Cocuklar anne- babasından birinin yalan soylediğine tanık olduğunda bu davranışı taklit ederek yalan soylemeyi alışkanlık haline getirebilirler. Ayrıca ebeveyni tarafından ceşitli 'sus payları' ile yalana ortak edilmesi bu davranışın pekişmesine neden olur.

Yalan soyleme alışkanlığı davranış bozukluğuna donuşmuşse; cocuk yalana karşı cok endişesiz ve korkusuzdur. Yalanın ortaya cıkması halinde umarsız ve kaygısızdır. Cocuk okulla ilgilenmez, aile icindeki olaylara kayıtsızdır, sosyal ilişkilerinde aşağılık duygusu hÂkimdir ve guc isteği vardır. Belli bir cıkar icin yalan soylemeyebilir, her şey onun icin konuşulabilecek uydurulabilecek bir malzemedir. Yaşından kucuk gorunur, davranışları oldukca cocuksudur. Duygusal ve ahlaki bakımında olgunluğa ulaşmamıştır. Cocuk yalana cok sık başvuruyor ve bunun yanında başka davranış bozuklukları var ise patolojik yalanı duşundurur.

Cocukların ceşitli nedenlerle soyledikleri yalanlar, ozellikle 7Â�'8 yaş doneminde gercekleri kavrama yetenekleri arttıkca azalma gostermelidir. Yalan soyleme bu yaşlardan sonra sıklıkla devam ediyorsa davranış bozukluğu olma ihtimali soz konusudur. Buna engel olmak icin bazı onlemler alabiliriz. Alınacak bu onlemlerle cocuklarımızın ahlaki gelişimlerine de onemli katkı sağlamış oluruz.

Oneriler ve Onlemler

Yalan soyleme alışkanlığına karşı alacağımız onlemlerden ilki cocuğun neden buna başvurduğunu anlamaktır. Yukarıda acıklanan sebepler nedenini anlamamıza yardımcı olacaktır.

Cocuğun, gerceği kavrama yeteneğinin henuz oluştuğu 4Â�'6 yaş civarında hayal gucu ile anlattığı ceşitli hikayelere ve olaylara ahlaki bir yanlış olarak bakmak, kızgınlıkla tepki vermek ve cezalandırmak gereksizdir. Bunun yerine onceden, doğru soylemenin ovulecek ve olması gereken bir davranış olduğu anlatılmalıdır.

Cocuğun kişilik, ahlak ve davranış gelişimlerinde anne-babalarıyla kurduğu ilişki ve onları model alması cok onemli bir yer tutmaktadır. Bu sebeple her durumda olduğu gibi yalan soylememek konusunda da ornek olmak gerekmektedir. Olumlu davranışlarını takdir ederek pekiştirmelidir. Cocukların yaşına uygun bir dille doğruyu soylemek onemlidir.

Cocuğun yalanları karşısında nedenlerini konuşmadan ve hatasını duzeltmesine fırsat vermeden aşırı kızgınlık, ofke ve kınama gostermemeli, ceza verilmemelidir. Bu yaklaşım cocuğun sucluluk duyguları yaşamasına ve yalana daha cok yaklaşmasına sebep olur.

Hareketlerinde, oyunlarında, arkadaşları ile ilişkilerinde vb. yaşantıları icin normalden fazla korumacılık, mudahale ve kısıtlama gosteriyor olunması da, yalanla anne-babasından kacmasını tetikleyecektir. Kurallar, beklentiler cocuğun başarabileceği boyutta olmalıdır. Olağan istekleri engellenmemelidir.

Her cocuğun kabiliyeti ve ozellikleri kendine hastır. Bir cocuğun başarısı veya erdemi diğer cocukta gorulmeyebilir. Cocuğun arkadaşları ile surekli kıyaslanması kendini yetersiz hissetmesine bundan kurtulmak icin de yalan soylemesine sebep olabilir. Gereksiz kıyaslamalardan ve başaramayacağı isteklerden vazgecilmelidir.

Yalandan sonra cocuğun hatasını anlayarak ozur dilemesine ve doğruyu soylemesine yardımcı olunmalıdır. Cocuk suclanırsa doğruyu soylemesinin bedeli ağır odetilirse cocuk icin doğruyu soylemenin değeri kalmayacaktır.

Cocuk 'baban duymasın' veya 'annenden saklanmalı' gibi yalanlara ortak edilmemelidir.

Yalanlarından oturu ne olursa olsun 'yalancı ' etiketi cocuğa yapıştırılmamalıdır. Atalarımızdan gelen bir inanc vardır; bir şeyi kırk kere soylerseniz olur. Bu durum bazı psikolojik araştırmalara konu olmuş ve sonucunda haklılık payı bulunmuştur.

Yalan davranışına karşı cocuk bilgilendirilmeli, konuşulmalı ve kendisi icin yapılan bu mucadeleye dÂhil olması sağlanmalıdır. Bu mucadelede kendisine yardım etmek, destek olmak anlamında guven verilmelidir.

Kaynak: DunyaBulteni.Net