*

Disiplin cok basit olarak “eğitim” demektir. Daha doğru anlamıyla ise “oğretici, duzenli davranış ve yetkinlik kazandırıcı yetiştirme” demektir. Yapıcı ozelliklere ve ozdenetime sahip cocuklar yetiştirebilmek icin cocukların zihinsel, toplumsal ve duygusal gelişimlerindeki eğitim surecine verilen addır. Bu eğitim surecinde anne babalar gorev uygulayıcı değil, sadece birer yol gosterici olabilir. Bu noktada, anne babaların davranışları cocuğa ornek olacaktır. Tanımı gereği disiplin kavramı, cocuk eğitimindeki sağlıklı tutum ve kuralları icinde barındırdığından, cocuğa da oğrenmesi, beceri kazanması ve yeteneklerini geliştirmesi icin oncelikli olarak anne baba kılavuzluk eder ve iyi davranış ornekleriyle toplumsal kuralları benimsetmeye calışır. Bu kılavuzlukta aile, cocuğun olumlu yanlarını desteklemeli, olumsuzlukları gidermeye calışmalıdır.



Cocuklarımızı Neden Cezalandırıyoruz?

1- Olumsuz bir davranışı durdurmak icin

En temel ve ilk neden olumsuz bir davranışı durdurmaktır. Bir cocuğun bir kuralı bozduğunu ya da başka birisine zarar verdiğini gorduğumuzde, ilk tepkimiz bu davranışı durdurmaktır. Ebeveynler olarak, davranış problemlerini oluşturdukları anda cozmeye calışırız. Bu tur cezalar daha cok “refleks” davranışlarıdır.

2- Cocuklarımıza doğruyla yanlışı oğretmek icin

cocuklarımız olgunlaştıkca, doğru ve yanlış kavramlarını daha iyi anlamalarını umarız. Doğru kararı alabilmelerinde onları yonlendirecek olan ic disiplini oluşturmaya calışırız. Cocuklarımızı cezalandırdığımızda, amacımız onlara bir ders vermektir. Bir gun dış dunyada yalnız kalacaklarını biliriz. Orada onların yanlarında olmadığımız zamanlarda doğru kararlar alabilmeleri icin gerekli olan bilgi ve becerileri edinmelerini isteriz.

3- Cocukların kimin yetkili olduğunu anlamaları icin

cocuklarımız kaba ve saygısız davranışlarda bulundukları zaman, kimin yetkili olduğunu gostermek icin onları cezalandırırız. Duruma hakim olup, onlara “ben ebeveynim. Yetkili benim. Sen benim soylediğimi yapacaksın” mesajını vermeye calışırız. Bazan bu, ilişkide kontrolu ele almak icin yapılan bilincli bir davranıştır. Bazan de, egomuz zedelendiği icin gosterdiğimiz bir tepkidir. İki yaşındakinin size “hayır” demesi, uc yaşındakinin “yapmayacağım” diye bağırması, beş yaşındakinin “bana bunu yaptıramasın” diye soylenmesi veya on yaşındakinin “sen beni yonetemezsin” diye cığlıklar atmasına katlanmak cok zordur. Hakkımız olan saygıyı işte boyle zamanlarda isteriz.

4- Hhayal kırıklığına uğradığımızda ne yapacağımızı bilemediğimiz icin

kafamızda genellikle neşeli, gulumseyen, tertemiz divanın uzerinde uslu uslu oturan cocukların goruntusu vardır. Ama gercekte, kirli, hareketli ve aslında pek de sevmedikleri bir oyuncak icin surekli kavga eden cocuklar vardır. Hayalimizdeki ile gercek arasındaki bu farklılıktan doğan hayal kırıklığı icinde, goruntunun istediğimiz şekle donuşmesi icin cezalar veririz . cocuklarımızı cok seviyoruz ve onların gercekten iyi davranışlarda bulunmasını istiyoruz. Fakat bazen bizi o kadar zorluyorlar ve o kadar hayal kırıklığına uğratıyorlar ki, ne yapacağımızı bilemiyor ve onları cezalandırıyoruz.



“Ceza” nedir ve neden işe yaramaz?

Cazalandırmak sozlukte şoyle tanımlanmıştır: “ Bir suc veya yanlış davranış nedeniyle acı veya ıstırap cektirilmesi”. Cezalandırma, yanlış yapıcıya yanlışına karşılık acı cektirmeyi ima eder, duzeltmeden cok acı cektirmeyi icerir.

Ceza, ebeveyn – cocuk ilişkisinde bir gerilim yaratır. Yanlışı doğrudan ayırt etmeyi oğretmez, ebeveynin yetkili olduğunu gostermez ve hicbir şeyi duzeltmez. Şimdi bazı yaygın ceza yontemlerini inceleyelim.

Bağırma, Soylenme,Tehdit Etme Ve Ders Verme

Cocuğu kontrol icin kullanılan en yaygın yontem sestir. cocuklar boş tehditlerin, bağırmaların ve soylenmelerin, cok ciddi bir şekilde sonuclanmadıklarını bilirler. Eğer bir ebeveyn, kendi sesini bir kontrol yontemi olarak cok sık kullanıyorsa, cocukların ebeveynlerine karşı sağırlaşır.



Popoya vurma

1- Dayak cocuğun ic disiplin kazanmasına yardımcı olmaz. Cocuk yiyeceği şaplakla ilgilenir, ona neden olan davranışı goz ardı eder. Poposuna vurulduktan sonra, cocuk odasında oturup “canım yandı ama gercekten bir şey oğrendim. Birdaki sefere boyle yapmayacağım” diye duşuneceğine, “haksızlık bu! Beni anlamıyor! Ondan nefret ediyorum !” diye duşunecektir.

2- Dayak sucun cezası, bir borcun odenmesi olarak gorulur. Cocuk, şaplağı yedikten sonra, artık aklandığını duşunur. vurma, cocuğun bilinc geliştirmesine engel olur. Yanlış davranışı izleyen sucluluk duygusu, cocuğun değişmesi icin gerekli temel durtudur. Şaplak cocuğun sucluluk duygusunu yok eder, cunku sucunun bedelini odemiştir.

3- Dayak ebeveynin kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Sinirlendiğimiz zaman, vucudumuzdaki adrenalin duzeyi yukselir ve ilkel bir vurma ihtiyacı duyarız. Vurmak, negatif enerjiyi boşaltır ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Ama hafif bir şaplak bile zamanla ciddi bir istismara donuşebilir. Ebeveynler, olayın heyecanı ile, o anda vurmayı engelleyemediklerini ve cocuklarında curukleri gorene kadar da ne kadar şiddetli vurduklarını anlayamadıklarını anlatmıştır.

Cok sinirlendiğinizde, değişik şeyler yapabilirsiniz. Bir, odayı terk edip sakinleşebilirsiniz. İki elinizi hızlı ve sert bir şekilde on kere cırpabilirsiniz. Bir yandan da, “ şu anda size cok kızgınım, şu kavgayı kesin! ” diyebilirsiniz. (Şimdi deneyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.) bu yontemin en iyi yanı, cocuklarınızın dikkatini cekerken bir yandan da sinirinizi boşaltmış olmanızdır ve bir tokattan cok daha etkilidir.

4- Dayak, zamanla, tek disiplin yontemi haline donuşur. Eğer kendinize, cocuğunuza vurma iznini bir kere verirseniz, her problemi bu yontemle cozmeye başlarsanız. Daha etkili yontemlerin kullanılmasını engeller.

5- Dayak sağlıklı bir ebeveyn- cocuk ilişkisinin onunu keser. Cocuklar ebeveynlerini koruyucu, oğretici ve yol gosterici olarak gorurler. Ebeveyn, cocuğa vurarak bu imajı yıkarsa, ilişki de bozulur.

6- Dayak etkili bir disiplin yontemi değildir. Cocuğa vurmak, cocuğun yaşadığı şok, korku ve acı nedeniyle, gecici olarak davranışı durdurur. Ancak pek cok cocuk aynı davranışı bazen aynı gun icinde tekrarlayabilir.

7- Dayak insani bir davranış değildir. Pek cok inanclı ailenin dayağa inandığını biliyorum. Bu inanclarına dayanak olarak, kutsal kitaplardan, “dayak cennetten cıkmadır” gibi bazı ifadeleri ornek gosterirler. Ben din konusunda uzman değilim. Ancak şu anda tanrı sizin evinize gelip de cocuğunuzun yanlış davranışlarını gorse nasıl davranırdı diye duşunduğumde, kesinlikle onu dovmeyeceğine inanıyorum. Ama kesinlikle cocuğunuzu terbiye etmeye ve yonlendirmeye veya ona oğretmeye calışırdı.

8- Dayak bir şey oğretir. “Ne yapacağını bilemediğin zaman dayak at” veya “Eğer sen daha buyuksen dovebilirsin” veya “Eğer cok kızgınsan, dayak atarak bunu yenebilirsin” gibi dersler verir. Bu konuda bilinen bir gercek de, sık sık dovulen cocukların şiddete ve başka cocukları dovmeye daha yatkın olduklarıdır. Bu cok normaldir cunku cocuklar yaşayarak oğrenir. Dovulen cocuklar, daha alıngan, kızgın ve guvensiz cocuklardır.



Ruşvet ve Odul

Eğer cici olursan, sana kurabiye vereceğim. Eğer odanı temizlersen, bir video kaset kiralayacağım. Karnendeki her pekiyi icin bir dolar vereceğim. Ruşvet ve odullerle ilgili en onemli sorun, cocuğunuzu gercek hayata hazırlayamamalarıdır. Cocuğunuzun yanlış beklentiler icine girmesine neden olmakta ve bu durum erişkinliğe kadar devam etmektedir. Cocuklarınız bir işi odulu icin yapmaya alıştıkları zaman, bir işi başarmış olma duygusunun sağladığı odulu hic bir zaman tadamamaktadırlar. Ruşvet odullerle ilgili en buyuk problem de işte budur. Cocuğunuzu, hemen bir odul almadan da calışmaya ve başarmaya iten duygudan –icsel motivasyondan- mahrum bırakmasıdır. Ruşvet ve oduller cocuğun yaptığı işten cok odule yoğunlaşmasına neden olmakta ve bu da onun bir iş başarmış olmanın verdiği mutluluğu hissetmesine engel olmaktadır.