Normal bir nst kontrolu icin hastaneye gittim. Sonrasında birazcık gezmeyi planlıyordum ki, kızımın kalp atışları duyulmadığı icin hastane de kalmam gerektiği soylendi. Tam 3 gun bekledim, neyi ve neden beklediğimi bilmeden. (cunku sorduğum hic bir soruya tam bir yanıt alamıyordum). Doktorlar her gelişlerinde benimle ilgili farklı bir doğum hikayesi anlatıp gittiler. Sancıları beklemek, ilac yerleştirmek veya suni sancıya bağlamak gibi. Neyse ki 5 Haziran gunu bana suni sancı vermeye karar verdiler. Normalde suni sancının adı bile beni korkuturken, o kadar sevindim ki anlatamam. 39 hafta 4 gundur beklediğim prensesimi sonunda gorebileceğim diye. Suni sanci denemesinden sonra bebeğimin buna dayanamayacağı ve sezeryan ile doğum yapmam gerektiği soylendi. Ben artık tamamen kopmuş durumda ne derlerse tamam diyordum Tum ayrıntılar halledildikten sonra beni ameliyathaneye goturduler. Hic o kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Ayıldığımda ilk gorduğum beyaz carşafa sarılmış bir melekti ve ben bayıltıldığımı farketmediğim icin soylediğim ilk soz "Allah'ım ne guzel bir bebek. Kimin acaba?"
Kendi bebeğim olduğuna once inanamadım. Yavrum benim ağlıyordu ve bembeyaz bir meleğe benziyordu. tam yanımdan gotururlerken "dokunmak istiyorum" dedim. Bebeğimi geri getirdiler ıslak ve azıcık sacları vardı. Sonra "tamam hemen cıkartın uşuyecek"dedim. Anne olmak boyle ilk dakika da nasıl başladı hala hayret ediyorum.