Hemen her sınıfta, başarı ve davranış yonunden oğretmenin goz bebeği, bir veya birkac takdirlik oğrenci vardır. Sınıfın en on sırasında oturur ve sozlerini tahtadan ve oğretmenden hic ayırmazlar.
Coğu kez ustun yetenekli olan (ya da oyle olduğu sanılan) bu cocuklar hem ana baba, hem oğretmen, hem de toplum (konu komşu) icin bir ovunc kaynağıdır.
Her ne kadar bazı komşular cekemeseler de bu başarıyı, yine de mahallelerinden boyle bir yeteneğin cıkması onlar icin de iftihar edilecek bir durumdur.
Bu cocuklar, calışkandır. Duzenlidir. Bu cocukların hem defterleri, hem kitapları hem de ne hikmetse ustleri başları hep duzenlidir. Odevleri kusursuzdur. Okuldan eve doner donmez, odevlerini yaparlar, buldukları ilk boşlukta mutlaka ders ve odev adına yapacak bir şeyler bulurlar. Teneffus aralarında bile soru cozer ya da bir sonraki ders anlatılacak bir konunun mutalaasnı hararetle yaparlar.
Oyun mu? O da ne? Oyun cocuk işidir!.. Ona ayıracak vait bulamazlar. Hem bulsalar ne olacak ki? Oyun gibi malÂyani şeylerle uğraşacak vakitleri olmaz bu tur cocukların.
Fıtratında var olan, icini her an gıcıklayan o cocuksu yaramazlığını hep bastırır ve unutmuş gibi yaparlar.
Aslında iclerinde bir yerlerde birileri hep şunu soyler:
"Oğlum / kızım, sen de cocuksun. Senin de oynamaya, gezmeye, koşmaya hakkın var. Hadi biraz da sen kullan bu haklarını!"
Peki ama, ya oyun oynarken kaybettği vakit yuzunden derslerinden istediği notu alamazsa?
Ya duşuk not aldığı icin, hem annesini-babasını, hem de oğretmenlerini hayal kırıklığına uğratırsa?
Ya hasbel kader, pekiyi yerine, bir sefer de olsa, iyi alırsa? Maazallah, ne olur bu cocuğun hali? Değil mi?
Bu tur cocuklar dersten uzak kalınca bir turlu rahat edemezler. Cok başarılı gectiğine inandıkları sınav sonuclarını bile, herkesten fazla merak ederler!.. Ne guzel, sorumluluk sahibi cocuklar değil mi? Hemen her anne-babanın arzu ettiği tipler! Hem okulda arkadaşlarına, hem evde kardeşlerine, hem de mahallenin cocuklarına ornek gosterilecek tipler. Her anne babanın sahip olmak istediği cocuk modelleri... Hatta bazen karnelerinde hasbel kader bir iki tane iyi olsa, anne baba o kadar pek iyiyi gormez, o iki tane iyinin uzerinde saatlerce konuşurlar.
Cunku bu cocuklar, yakaladıkları başarıyı her zaman zirvede tutmak zorundadırlar.
Peki, bizim bu tutumumuzdan sonra ne olur, biliyor musunuz? Bu ortamda, bu tutumla yetişen cocuklar, hep başarının doruğunda kalmazlarsa, ailede sevilmeyecekleri duygusuna kapılırlar.
Surekli kendi icinde bir takım hesap kitap işleriyle uğraşırlar.
ıc catışmalar ve kuruntular bir muddet sonra tavan yapar bu tur cocukların ruh dunyasında.
Başarmak ve en onde koşmaktan başviruska amac gutmeyen, her turlu toplumsal etkinliğe, spora ve sanata sırt ceviren bu tur cocuklar, ilerleyen zamanlarda toplum icinde uyumsuz ve başarısız olan adaylar icinde en onde olurlar.
Bir muddet sonra başarı hayalleriyle, kalabalıklar icinde yalnız kalmak onların kaderi olur.
Cok başarılı, ama yapayalnız!
Cok zeki, ama asosyal!
Cok calışkan, ama kimsesiz!
Ayakları uzerinde durmayı başaramayan, sadece bir takım matematiksel hesapları diğerlerinden daha iyi yapan; ama piknikte mangal yapamayan ve ileride eşi ve cocuklarıyla gulup oynayamayan birer fert olma yolunda hızla ilerlerler.
Haydi, kaldırın kafanızı sevgili buyukler! ıleriye, cok ileriye bakın...
Ve aslında ne istediğinizi, ama neyi gercekleştirmek uzere olduğunuzu bir kez daha kontrol edin.
Cocuklarınız renklidir. Hem de cok renkli... Her birinin kendi uzerindeki asıl rengi guzeldir. Farklı renklere boyamayın onları. Bırakın kendi guzel renkleriysle kalsınlar. Bir muddet sonra gozunuz alışacaktır.
Yazar: Cetin OZBEY
renkli cocukmu? kuralcı annemi?
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- renkli cocukmu? kuralcı annemi?