38. haftamda gelmek istedi kuzucuğum... Aslında tum hazırlıklarım tamamdı ama doktorumun da ısrarlı yorumundan dolayı zamanında once gelmesini beklemiyordum. 37+3'te kontrole gitmiştim ve herşey yolundaydı. Bebeğimin dolgun yanaklarını ve şirin kucuk dudaklarını gorunce icimden "Şimdi doğuverse de opup koklayıversem" diye icim kaynamıştı. Doktora da soyleyiverdim. "41. haftasında 5 gebem var, ilk doğumlarda 40 haftadan once gelmez, rahat olun" dedi ve guldu.

Kontrolden 2 gun sonra gunume yogayla başladım. 4. ayımdan itibaren duzenli olarak yoga yapıyordum. Son birkac hafta duzenli yapamamıştım ve hamladığımı hissediyordum. Başladıktan 15 dakika sonra kasıklarım sancıdığı icin devam etmedim. Hemen dinlendim ve rahatladım. Doğum iznindeydim ve evde sıkılıyordum. Dışarıda birkac işim vardı ve eşime haber vermeden (cunku tek cıkmamı artık istemiyordu) dışarı cıktım ve uzun bir yuruyuş yaptım. Sonra cıkmışken bir de arkadaş ziyareti yapayım dedim ve asansoru olmayan bir apartmanın 5. katına tıslaya tıslaya cıktım )) Akşam eve donduğumde hala kendimi enerjik hissediyordum ve uzun suredir bebeğim icin boyanmayı bekleyen kucuk sandığı boyamaya koyuldum. Yere oturmuştum ve yine hafif sancılar hissedince bitirmeye cok az kala bıraktım ve uzandım.

Eşim en sevdiği diziyi izliyordu ve o gunku maceralarımı pek de dinlemiyordu. Saat akşam 9bucuktu ve kasıklarımda adet sancısı gibi sancılar olmaya başladı. 15-20 saniye surduğunu ve duzenli araklıkla geldiğini farkettim. Eşime soyluyordum ama o abarttığımı duşunuyordu (kendisi doktor) ve doğum sancısının bu şekilde gelmediğini anlatıyordu. Kasıklarımda hissetmem ve cok kısa surmesi onu yanılmıştı. "Sen normal doğuramazsın boyle, yalancı sancılarda bile ağrı eşiğin duşuk" diyordu. Evet, normal doğum istiyordum hem de nosssnormal )) Epidural de duşunmuyordum ama eşim tavsiye ediyordu. Eşimin dizi keyfini baltalıyordum ama artık 2 saati gecmişti yaklaşık 10 kez kasılmıştım. Eşim de artık ciddiye almaya başladı ve kontrol icin hemen karşımızdaki hastaneye gittik. Aslında ben rahattım, doğum olamazdı cunku doğum sancılarını bana boyle anlatmamışlardı. "Dayanılmaz" olmalıydı ve belden gelirdi. Yok, benimki muhtemelen gaz sancısıydı, cunku sık sık gaz sancıları yaşıyordum.

Nobetci ebe 11bucuk gibi muayene etmek istedi. Olamaz... Hayatımda ilk kez muayene olacaktım ve vucudum kasılmaya, soğuk terlemeye başladım. Resmen titriyordum, dişlerim kilitlenmişti sanki. Ebe biraz rahatlamamı bekledi ve anlatıldığı kadar da zor olmayan muayeneyi yaptı. "Gozunuz aydın, doğum başlamış, 3 santim acığınız var" deyince, birden ağlamaya başladım. Hazır değilim, deyiverdim. Bayramdan sonra annemler gelecekti daha... Yalnızdım... Uhuhuuu, gurbetteydim :/ Eşimi aradım hemen, -biraz da soğuktan- inanılmaz titriyordum. Eşim de cok şaşırdı ve karar vermek zorundaydık. Doğum burada mı olacaktı yoksa 70km uzakta kontrole gittiğimiz hastanede mi? Gece 12 olmuştu ve ebe acele karar vermemizi soyledi cunku doğum hızlı ilerliyordu. Eşim apar topar eve dondu ve onceden hazırladığım cantaları aldı. O arada sancıların rengi yavaş yavaş değişiyordu ve "nişan" da geldi. Apar topar yola koyulduk, bi taraftan da ailelerimize haber verdik. Onlar da bizimle beraber 6 saatlik mesafeden yola cıktılar. Yolların bir kısmı pek de konforlu değildi ve sanırım bozuk yollarda doğumum iyice hızlanıyrdu. Sancıların sıklaştığını soyluyordum eşime. O soğukkanlılıkla devam ediyordu. Hep dalga gecerdik, yolda doğum olursa ne yaparız diye. Eşim, telaşlanma ben yaptırırım diyordu; guluyorduk. Gulmuştuk ama birbirimizin gozlerinde "Ya olursa hastaneye yetişemeden" kaygısını goruyorduk. Eşim cesaret veriyordu, nerde doğarsa doğsun sağlıkla doğacak, diyordu.

Hastaneye ulaştığımızda sancıların şiddeti de hafif hafif artıyordu ama hala dayanılmaz değildi. Gece 1bucuk gibi 6cm acıklık olmuştu ve sancılarım sıklaşmıştı. Ebe kesme şekerle, evet kesme şekerle keseyi actı ve suyum geldi. Boyle anlatırken tuhaf gorunuyor olabilir ama birşey gormediğiniz icin o kadar acı da vermiyor; herşey kendi duzeninde, sırasıyla, birden gelişiyor.
Sonrasında,epidural isteyip istemediğimi sordular, doktoru cağıracaklardı. Neredeyse doğuracaktım zaten NST'ye bakan ebe, sancılarımın bundan daha şiddetli olmayacağını ve eğer dayanabiliyorsam gerek olmadığını soyledi. Zaten duşunmuyordum ama eşim endişeliydi, olsun diyordu ama ben kabul etmedim. İcim rahattı...
2bucuğa kadar normal seyreden sancılar, sonra birden istemdışı ıkınmalarımla doğumun cok yakın olduğunu haber verdi. Sancılarımı nefesimle kontrol edebiliyordum. Bu bana daha da guc ve cesaret verdi. Her sancı gelmesinde derin nefesler alıp veriyordum ve hic oyle filmlerdeki gibi bağırdığımı hatırlamıyorum. 3 gibi doğum sandalyesine cıkarıldım ve 2 sağlam sancıdan sonra ebe "bebeğini goruyorum, simsiyah sacları var, ucuncusunde bu iş bitecek guzelim" dedi ve oyle de oldu. 3. sancıdaki ıkınmamla bebeğim doğmuştu... Şaşırmıştım. Bebeğimi goruyordum ama şaşkın şaşkın "Bitti mi?" demekten kendimi alamadım.

Bebeğim sağlıkla doğmuştu, bana gore herşey bitmişti ama ebelerin gozleri oyle demiyordu. Bebeğin eşi gelmemişti ve artık mudahale gerekiyordu... Mudahale??? İlk kez duyuyordum. Ebenin kuvvetli elleri karnımı sandalyeye yapıştırıyordu resmen. Evet, acılıydı ama ben bebeğimi izliyordum ve onun yaşıyor olması, sağlıklı olması bana kuvvet veriyordu. "Mudahale" uzun surmuştu ama beni rahatlatan birşey daha vardı; ne kadar surerse sursun bir şekilde "bitecekti". Dudaklarımdan şukur duaları dokuluyordu yine de. Eşim bir giriyor bir cıkıyordu. Bebeğimizi kucağında gordum ve ben de sabırsızlanıyordum... Olmadı, plasenta inat etti, gelmedi. Eşim elimi tuttu, şimdi cok zor bir işlem yapılacak, guclu olmaya calış dedi. Nasıl bir işlem??? Anlat hadi cabuk dedim. Ameliyat mıydı? Bilmiyordum, hic duymamıştım daha once. Ben cevap beklerken, ebe o "işlemi" yapıverdi. İlk başta yapıverseydin ya ablacım. Bu defa zorlanan ben değil, ebeydi. Bebeğin eşini eliyle aldı. Halas deniyormuş buna. Oğrenmiş oldum
Acı duymadım ama o his cok tuhaftı. İcimden bir parca sokulup alınmıştı. Bir daha asla tavuğun icini elimle temizleyemeyeceğim galiba

Benim normal doğumla ilgili tek endişem epizyotomi, yani bebeğin rahat cıkması icin kesi yapılmasıydı. Ebeyle anlaşmıştık. Eğer gerek gormezse son ana kadar bekleyecek, kesi yapmayacaktı. Ama doğum hızlı gelişince, bebeğin ani cıkışıyla hasar olmasın diye kesi yapmayı uygun gormuş. Zaten o anda hissetmedim. Dikişe başlayınca anladım 2 gun ciddi sızladı ama sonra korktuğum kadar da zahmet vermediğini gordum. Cevremde gorduğum sezeryan kesiği olanlar kadar hareketlerim kısıtlanmadı. 2 hafta oldu, şuan acısını hic hissetmiyorum bile.

Evet doğumum cok kolaydı, doğum sonrasıysa zordu ama bu durum cok nadir gorulurmuş. Yine de, ikinci kez doğum yapacak olsam ve yine aynı şeyleri yaşayacağım soylense, yine normal doğum yapardım. Normal doğumu olum gibi anlatanlara aşkolsun! Ben ozellikle hamile herkese doğuma nasıl hazırlandığımı ve normal doğumun korkulacak kadar zor olmadığını anlatmak istiyorum. Duzenli egzersiz ve iyi beslenme ile (14 kilo almıştım) vucut kendini cok guzel hazırlıyor zaten. Ve kesinlikle "nefes egzersizleri" cok faydalı.

Evet, bebeğim 2 hafta erken geldi; iyiki de gelmiş prensesim. Doğumumdan hemen sonra sabaha karşı ailelerimiz de (biraz şaşkın ve yetişemedikleri icin uzgun) gelmişti ve bu yıl tam bir bayram yaptık. Bayram şekerimiz oldu kızımız bizim. O kadar tatlı ki, yanından ayrılmak, uyumak bile istemiyorum. Rabbim isteyen herkese nasip etsin inşallah.

Bu arada, isim icin ankete katılanlara teşekkur ediyorum. Asya'dan vazgecemedik