Cocuğun cinsel gelişimi ve eğitimi konusu, ozellikle ulkemizde yeterince ele alınmamış ve aydınlığa kavuşmamış bir konudur. Bu konuya gunumuze değin adeta tabu gozuyle bakılmış ve gerek eğitimciler, gerekse anne ve babalar, cocuklarına nasıl bir yaklaşım icinde olacaklarını bilememişlerdir. Son derece onemli olan bu konuda ana-baba ya da eğitimci tarafından yapılabilecek bir hatanın gelecekte bazı duygusal yara ve davranış bozukluklarına yol acacağı gerceği akıldan cıkarılmamalıdır.

Erişkin cinselliği hakkında pek cok temelin cocuklukta atıldığını biliyoruz. Dişi ve erkek cinsel kimliğimiz, cinsel yonelimlerimiz, cinsiyetimize guvenmemiz, cinsel korkularımız-saplantılarımız cocukluktan itibaren oluşur. Bu nedenle cocuk cinselliği ile ilgili bilgiler cocuk eğitimi ve sağlığı ile ilgili olan herkes aile, oğretmenler ve sağlık elemanları icin temel bilgiler olmalıdır.

0-1 YAŞ ARASI DONEM


Bebek, annesi tarafından emzirilirken ya da biberonla beslenirken, annesinin goğsu uzerinde şevkatle tutulması,annesinin kokusu ve guveni ona buyuk bir haz verir. Bebekler,vermeye hazır ve muktedir olan birinden (anne veya anne yerine gecen kişiden) istediklerini alabilecekleri bir ilişki geliştirmek ve anneleriyle rahatlık duygularını geliştirmek ihtiyacındadırlar. Devamlı ve duzenli bakım, bebeğin guven duygusunu geliştirir. Annenin kendisini hep seveceğinden, hep isteyeceğinden, onu hic terk etmeyeceğinden emin olma duygusu cocukta "temel guven"duygusunun temelini oluşturur. Boylece cocuk once kendisini devamlı seven,koruyan anneye guvenir, sonra korunduğu, sevildiği icin kendi benliğini sevilen, sevilmeye değer olarak hisseder. Eğer bebeğin ihtiyacları tutarlı olarak karşılanmazsa bir guvensizlik duygusu geliştirebilir.

Bebek onceleri tanımadığı bir vucuda sahiptir. İlk aylarda gerilim ya da haz duygularıyla biraz vucudunu hisseder. Başkasıyla ilişki kurmaya başlayan vucudu onu mutlandırmaya başlar. Bebeğin annesinden aldığı mutluluk duygusunun yanısıra hissettiği başka mutluluklarda vardır. Orneğin doyan karnın verdiği haz, ılık banyo suyunun tene dokunmasından ve cinsel bolgelerden yayılan haz gibi. Bebekteki doğuştan varolan emme zevki, cinsel icgudunun ilk aşamasıdır. Guclu ağız ve tensel temas ilişkisi, bebeğe sıcaklık ve guven duygusu aşılar. Cevresindeki insanlara inanmaya başlar ve boyle yaşaması icin gerekli olan cesareti gelişir. Emzik de bebek icin emzirilme suresinin dışında yalnızca zevk duymasını sağlayan bir arac değildir. Memeden kesilme doneminde bebeğe kolaylık sağlar. 5. ve 6. Aylara doğru kaşıkla beslenme yoluyla oluşan anne-cocuk ilişkisi artık yeni bir aşamaya girer.

Doğumdan sonraki birinci yılda, bebeğin ilk cinsel uyarıları, yıkanma ve altının değiştirilmesi sırasında ortaya cıkar. Bebek bezinin genital bolgedeki baskı ve hareketi, bebeğin hoşlandığı haz verici duyumsamalardır. Bebek el ve kol hareketlerini daha iyi kontrol edebilecek kadar biraz daha buyuyunce, tesadufen cinsel organlarına dokunabilir ve haz verici bir duygunun yeniden yaşamasını istemek cok doğal ve insana ozgu olduğundan ,bebek yeniden cinsel organlarına dokunmaya calışır. Erkek bebekler penislerini cekiştirirler, fakat kız bebekler cinsel organlarının gizli olması sebebiyle dokunmakta daha gucluk cekerler, bu sebeple kız bebeklerde cinsel organlarına dokunma daha az gorulur. Bazı ana-babalar, bu cinsel ilgiden rahatsız olur ve bunun anormal olduğundan endişelenirler. Oysa bebeklerin bu davranışı tumuyle doğal, normal ve sağlıklıdır.

1-3 YAŞ ARASI DONEM


Bu donemin en belirgin ozelliği cocuğun istemli hareketleri yapabilme yeteneklerini kazanmasıdır. Cocukların gozlenmesi ile cocuğun alma-atma, tutma-bırakma gibi birbirinin karşıtı istemli hareketlerde kontrol kazanmaktan buyuk bir haz aldığı gorulur. Oysa bu kadar hareketli duruma gelen cocuğu cevre haklı olarak kısıtlamaktadır.,yine cevre cocuğu tuvalet eğitimine alıştırmak cabasındadır. Bu cocuğa kendi sfinkterlerini başkalarının isteğine bağlı olarak "tutmayı" ve "bırakmayı" oğretmek demektir. Kısaca anne ve diğer buyukler cocuğun kendi tutma-bırakma hazzına karışmakta, onun bu serbest secimine egemen olmaya calışmaktadır. Sabırlı, sevgi dolu anne veya diğer buyukler cocuğun kendi sfinkterleri uzerinde kontrol kazanmış olmasını, belirttikleri sevinc işaretleriyle odullendirlerse, yalnızca kendi akıllarına geldiği zaman ve yerde değil de cocuğun zaten bu gereksinimi duymuş olabileceği zaman ve işaretlere gore tuvalet eğitimi uygularlarsa ,cocuğun tutma-bırakma hazzına doğrudan karışmamış olurlar. Cocuk, bu kontrol yeteneğini kazanması ile cevrenin kendisini daha ozerk, daha yeterli insan olarak gorduğunu hisseder. Boylece tuvalet eğitimi bu cocuk icin bir sorun olmadan rahatca cozumlenir.

Cocuk genellikle 20 aylık olduktan sonra tuvalet eğitimi icin yeterli olgunluğa ulaşmaktadır. Buna rağmen bu olgunluğa bazı cocuklar 18.ayda, bazıları 24.ayda ulaşabilirler. Bu nedenle cocuğun bir yaş dolaylarında olduğu donemde tuvalet eğitimine başlamak son derece sakıncalıdır. Tuvalet eğitimine başlamadan once mesane kontrolu, bedensel olarak hazır olup olmadığının değerlendirilmesi onerilmektedir.

Cocuk daha bu kontrolu kazanmadan, yuruyup serbestce hareket etmeye başlamadan, onu erkenden tuvalet eğitimine zorlayan titiz cevreler veya sabırsız,aceleci, baskılı şekilde cocuğun idrar veya dışkısını kendi duşundukleri yer ve zamanda yapmasına cabalayan erişkinlerle karşılaşan cocuk, kendi icinde cift isyan ve yenilgiyle karşılaşır. Hem kendi anal icgudulerine karşı gucsuz duruma gelmiş hem de dışındaki kimselere yenilmiştir. Her iki durumda da cocuk gerginlik icindedir. Bu gerginlikten kurtulmak icin bilincdışı savunma mekanizmalarına sığınır, orneğin ya bir oncki bebeklik donemine geriler, yeniden bebekliğin bağımlı ozelliklerini surdurmeye başlar ya da erişkinlerin kendini kontrol etme cabalarına boyun eğer, sanki kimsenin eline koz vermek istemiyormuş gibi kendini aşırı bir kontrole zorlar. Bu durumda cocuktan duzenli ve temiz olması bekleniyorsa aşırı duzenli, titiz, temiz duruma gelir. Boylece kendisinden istenenleri fazlasıyla yerine getirmeye cabalayan, kendi aşırı kontrolunde doyum arayan titiz bir kişiliğin temelleri atılır. Ya da butun bu disiplin ve baskılara karşı inatcı, hicbir kontrol ve kural tanımayan,isyankar kişilik gelişir.

3-6 YAŞ ARASI DONEM


3-6 yaş doneminde cocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını tanımaya başlar. Cocuğun cinsel organlarını elleyerek tanımaya calışması coğu kez buyukleri cok rahatsız eder. Cocuğa karışarak "dokunma,yapma", "ellersen kotu olur", erkek cocuklarda "keserler,kopar,curur" şeklinde yanlış yaklaşımda bulunurlar. Bu gibi hatalı sozler cocuklarda korku, endişe ve utanma duyguları yaratacağından , son derece sakıncalıdır.

Dokunma yoluyla cinsel organını keşfeden cocuk zamanla tesadufen zevk almaya başlar ve bunun sonucunda masturbasyon yaptığı gorulebilir. Kucuk cocuğun rastlantı sonucu kendini tatmin etmesi normaldir ve zararlı sayılmaz. Sıkca başvurulan bu cinsel uyarılma turu annelerin sandığı olcude korkulacak bir durum değildir. Bebekliklerinde cok uzun sure kendi başlarına bırakılan cocuklarda bu duruma daha sık rastlanır. Canı sıkılan, sevgi ve ilgi eksikliği duyan, bilişsel acıdan uyarı ve doyumdan yoksun kalan cocuklar, kendilerine haz ve doyum sağlayan tek kaynak masturbasyon olduğu icin devamlı masturbasyon yapma ihtiyacını hissederler. Cocuğu korkutup yıldırmakla bunun onune gecilemez. Olsa olsa gizliliğe zorlanır. Onu korkutmadan ve konuya değinmeden başka bir şeyle oyalayarak dikkatini başka bir yone cekmek genellikle yeterli olur. Bir saplantı şeklinde olursa, cocuk icin evde-okulda nelerin eksik olduğu bulunmalı, bu doyumsuzluk ve catışmaların nedenlerin aranmalı ve bunların giderilme yolları aranmalıdır. Bu amacla uzman denetiminde aile yonlendirilerek, olumsuz, yakın cevre ortamı yeniden duzenlenebilir.

Cocuklar,cinselliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından itibaren, zaman zaman ana babalarını şaşırtıp, zor duruma duşurecek sorular sorarlar. Doğru olan, bu soruları doğal karşılayıp, anında cocuğun yaş ve gelişim seviyesine gore fazla detaya inmeden yanıtlamaktır.

Cocuk cinselliği anlamaya calışırken ilk once fantezilerden yola cıkar. Bunu hipotezler evresi izler. Şuphesiz bu evrede yine fantezilerin izi vardır. Hipotez yaratıcıları belirli bir yaştan once uremenin sindirim sistemi ile olduğunu duşunurler. Acıklamalar şoyledir: Anne cocuğu olsun diye ilac ya da kucuk bir tanecik icer ve ya (babanın rolunu katmak icin) babanın idrarını icer. Diğer bir hipotez, cocuğun anusten cıktığıdır. Bazen yetişkinlerde bu acıklamayı daha kolay bulurlar. Kimi yetişkinler de bu acıklamayı daha kolay bulurlar. Kimi yetişkinler,cocuğun anne kalbinde buyuduğunu soylemekle annenin cocuğunu ne kadar sevdiğini vurguladıklarını duşunurler. Bir yerden sonra,cocuğun cinsellik ile ilgili hipotezlerine mantık katılır. Cocuk cevreden aldığı bilgileri rasyonalize eder. Bu bilgiler,parca parca, yanlış ya da celişkili bilgilerdir. Cocuk yetişkinden bunların doğru olup olmadığını oğrenemediği icin, kendi olanakları, mantığı ve duyarlılığı ile cozmeye calışır.Kaynakwh webhatti.com:

Cocukların cinsellikle ilgili sorduklara sorulara, eksik ya da kacamak cevaplar vermek neredeyse bir gelenektir. Bu tur sorular karşısında yetişkinin mimikleri,ses tonu,kelimeleri secimi, bedeninin gerginliği ya da gevşekliği ve cocuğu istekli veya isteksiz bicimde dinlemesi, sorularını durustce cevaplaması, cocuğa ana-babasının duyguları hakkında bilgi verir.

Cocuğa "nereden geldiği" konusunda bilgi verme yasağı kimi zamanda susarak gosterilir. Bu yasak o kadar ağırdır ki,cocuk, soru sormaması gerektiğini bilincsizce hissedebilir. Sorusuna cevap aldığı kimi zaman, ana babanın konuşma bicimleri,esrarlı ses tonlarıyla kendilerini anlatmada serbest olmadıklarını ortaya koyar. Bu tavır cocuklarca, "Bununla ilgilenmek yasaktır!"diye anlaşılır. Bu da, cocukların meraklarını iki kat arttırır, araştırmalarını derinleştirir. Ama ne yazık ki, yapılanlar hep bir hata duygularıyla karışır. Cinsel bilgi konusunda yardımsız olan cocuk, sonucta doyumsuz bir merak edinir ve sucluluk duygusuyla yuklenir. En kotusu cinsel olayların pek guzel bir şey olmadığı, bu yuzden ilgilenilmemesi sonucuna varır. Sonucta ilgilenilen konunun yasak,pis ya da gunah olduğu inancı yerleşir. Bilincaltına itilen bu inanc, bircok yetişkin insanın hayatını etkiler. Cunku , boyle yasak bir atmosferde hata ve utanc kavramlarıyla gelişen cinsel hayat,meraklar ve normal ihtiyaclar,kişiyi ilerde kuracağı evlilikte guzel,sağlıklı,mutlu bir fizik ve sevgi kavramına goturemez.

Cinsel olaylardan hic soz etmemek, cocuğa bu duygularını daha cok bastırması gerektiği izlenimimi verir. Cinsellik "tabu" durumuna gelir, giderek duşunme bile yasaklanır. Cocuk boylece susar, soru sormaktan yayar ve gorunuşte bu konulara ilgi gostermez. Ancak icinden, bebeklerin nereden geldikleri,erkekler ve kızlar arasındaki fark, nicin yalnız "evli" insanların cocuğu olduğunu sorar durur. Bu durumda en buyuk tehlike, bu soruları daha bilgili bir arkadaşın cevaplamasıdır. Bu cevaplar, cocuğun ana-babasına olan guvenini kaybettirir.

Sozel bilgi, cocuğa bir şey saklandığı izlenimini vermemelidir. Basit, kesin, somut bilgi zihni karıştırmaz. Sozel bilgi verirken onceden hazırlanmış duşuncesi yaratılmamalıdır. Gebelik ve doğum gibi olaylardan dikkatle soz edilmelidir. Bu konuda annenin bilgi vermesi daha uygundur. Doğumun acı veren yonu uzerinde durmak yerine,anne olmanın guzelliği ve sevinci anlatılmalıdır.

Cinsel ilişki hakkında bilgiyi, annenin kız cocuğa, babanın erkek cocuğa vermesi daha yerinde olur. Boylesi daha doğaldır. Ancak her zaman sonuc boyle olmayabilir. O zaman cocuk, hangi ebeveyne soru yoneltiyorsa,cevabı veren o ebeveyn olmalıdır. Bilgi veren yetişkinle ozdeşleşme,duygusal olgunlaşmayı kolaylaştırır. İlgilerin gelişimine gore,giysi ve sacla cinsiyet ayrımından sonra cinsel organların farklılığı keşfedilir, erkek ve kız kardeşlerin ortak yaşamı bunu sağlar.

Uc yaşına doğru, cocuklar kız-erkek ayrılığını sezip incelemeye koyulurlar. Kız cocuk, erkek cocuğun cinsel organı ile daha erken ilgilenmeye başlar. Kendinde olmadığı icin uzuntu duyar ve bunu acığa vurur. Buna tanık olan yetişkinin canı sıkılır. Oysa acıkca dile getirilen duygular icin rahatsız olunmamalı,gereken acıklama yapılmalıdır. Acıklama: "Kadının cocuk dunyaya getirmesi icin boyle bir yapıya ihtiyacı vardır"dan daha karmaşık olmamalıdır. Erkek cocuk,kendi cinsel organından gurur duyar. Bu sebeple, kız cocuğununkiyle ilgilenmez, cunku bunu bir eksiklik olarak gorur. Bu olaylara cevre aşırı onem vermezse cevrede vermez.

Cocukların cinsellikle ilgili sordukları ceşitli sorular şu şekillerde yanıtlanabilir:

-Ben nasıl doğdum?

Cocuk bu soruyu sorduğunda hemen o anda yanıt verilmelidir. Ona, "Sen karnımdaki ozel bir şeyde buyudukten sonra vucudumda karnımın altında bebeğin dışarı cıkabilmesi oluşmuş bir acıklıktan dışarı cıktın" denebilir.

-Neden erkeklerin bebeği olmaz?

Cunku erkeklerin vucudunda bebeklerin buyumesini sağlayan kucuk bir yuvacık yoktur.

-Evlenmemiş kişilerinde bebeği olabilir mi?

Evet. Her yetişkin kadın ve erkek bebek sahibi olabilir. Fakat evlenmeyi beklemeleri, bebeğin bir ailesi ve yuvası olması daha doğrudur.

Cinsel eğitim ne cok erken, ne de cok gec olmalıdır. Cocuğun gelişim duzeyine uymayan bilgi, gucluk yaratır. Cocuğa istendiği anda basit, kısa, gercek, endişesiz cevap verilmelidir. Cocuklar bu cevapları unutabilirler,fakat yinelemek gereksizdir. Bilgilerin icselleşmesi icin belirli bir zaman gereklidir. Cocuklara verilecek cinsel eğitimde sabırlı ve hoşgorulu olmak, endişeye kapılmamak, onun seviyesine inmek ve olası değişik soz ve davranışları olgunlukla karşılayıp, cozmeye calışmak, cocuğun gelecekteki cinsel yaşamının mutlu ve sağlıklı olması bakımından son derece onemlidir.Kaynakwh webhatti.com:

Bazı aydın ve ileri goruşlu gecinen ailelerde cocuktan hicbir şey gizlenmeyerek cinsel eğitimin doğru verildiği sanılır. Bunlar orneğin ortalıkta acık sacık hatta cıplak dolaşır; cocukla birlikte yıkanırlar. Bu ceşit davranışlar cocuğun merakını gereksiz yere kamcılar. Kavranmaya hazır olmadığı gozlemlerle aklı karışır. Ayrıca ailenin bu tutumu, toplumun cinsel davranışlardan beklediği gizlilik ve anlayışla celişir. Ancak, anne ve babaların, cocukların kendilerini banyoda tesadufen cıplak gormeleri durumunda buyuk bir tepkide bulunmamaları gerekir. Bu tur bir davranış,cocuğa bir şeylerin yanlış olduğu, cinsel organların utanc verici olduğu ve başkalarından her zaman gizlenmesi gerektiği duşuncesini verir. Cok kucuk cocuğun onunde cıplak dolaşmamaya ozen gostermeli, ancak cocuğun aniden gelmesi halinde giyinmeyi normal bir şekilde surdurerek yoneltilecek bazı soruları cevaplamaya hazır olunmalıdır.

Cocuğun cinsel kimlik kazanmasında en onemli etken ozdeşim olayıdır. Cinsel ozdeşim yaklaşık 3 yaşından itibaren oluşmaya başlar. Cocuk erkek ve kız davranışlarını anne ya da babasına ozendiği icin, onlara benzemek istediği icin benimser. Kız cocuklarla annesi, erkek cocuklarla babası arasındaki ilişki ne kadar yakın ve olumlu ise ozdeşim o denli kolay oluşur. Cinsel gelişimin yolunda gitmesi icin bazı koşullar gerekir. Cinsel kimlikleri olgunlaşmış ve iyice belirlenmiş anne ve babayla buyuyen cocuk bu gelişmeyi onemli bir gucluğe uğramadan tamamlar. Erkekte toplumun aradığı nitelikleri taşıyan bir baba, cocuğuna iyi ornek olacaktır. Kadın kimliği belirgin bir anne, kızına iyi bir ozdeşim orneği olacağı gibi, oğluna da erkek kimliği geliştirmesinde yardımcı olacaktır. Erkek cocuklarını kız ya da kız cocuklarını erkek gibi yetiştirmek cocuğun cinsel kimliğinin gelişimini engelleyebilir. Ayrıca kişiliği baskın annesini model alan erkek cocuk, kız oyunları oynamaya ve suslenmeye başlayabilir. Eğer baba da otoriter ise,cocuk anneye daha cok yaklaşıp yumuşak bir kişilik geliştirilebilir. Ergenlik cağına doğru bu davranışları onaylanıp, hicbir onlem alınmıyorsa, bu cocuklarda cinsel kimlik sapması gorulebilir. Cinsel kimlik gelişiminde ebeveynin yapması gereken en onemli hareket, doğru model oluşturmak ve cocuktaki yanlış davranışların uzerine gitmeden nedenini araştırmak ya da bir uzmana başvurmak olmalıdır.

6-11 YAŞ ARASI DONEM


Cocukta cinsel ilgi okul oncesi cağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gozlenir. Bu donemde cocuk, onceki yılların cinsel durtu ve fantazilerini unutur; duşuncelerini okuldaki etkinliklere cevirir ve aynı cinsten cocuklarla oynar. Cocuksu hayal kurmalar, fantazik oyunlar bırakılır, cocuk daha gercekci, gozlemci, merakla oğrenici olur.