Kızım İrem 35 aylık ve 13 Eylul'de annesinin doğumgununde okullu oldu.

Daha 3 yaşındayken hayatı oğrenmeye başladı. Ve tabi bu hayat yuku birden cok ağır geldi. Anneanne - dede elinde, herşeye hakim ve ozgur olan kızım; kreşte başka cocuklarla, kurallarla karşılaşınca afalladı.

İlk gun cok guzeldi tabi. Heyecanla kreşe gittik, ağlamadan zırlamadan girdi iceri. Bana hoşcakal demek icin bile geri gelme zahmetinde bulunmadı hanfendi.
Bir bilseniz nasıl zor geldi. Ne kadar rahatmış onu anneme emanet edip işe gitmek. Kapıdan cıktığım anda boşaldı yaşlar gozumden. Bir sure ayrılamadım kreşin onunden ve sonra caresiz ve guvenmek zorunda olduğumu kendime tekrarlayarak işe geldim. Gun icinde bikac kez aradım. Hic sorun cıkarmamış kızım. Akşam eve geldiğimizde ilk şarkımızı oğrenmişti bile.

Şapkamı takıp, duduğumu calıp, yolları acacağım. Kim hata yaparsa, kurallara uymazsa onlara ceza yazacağım…
Hayatımda duyduğum en guzel şarkıydı, en guzel sesten dinlediğim.

Ertesi gun yine guzelce gittik kreşimize. Sorunsuz gecti cok şukur yine. O akşam bi iş yemeği icin kızımı annemde bırakmak zorunda kaldım. Ve cok buyuk hata yaptım. Tekrar anneannesinde kalacağı mesajı verdim ona yanlışlıkla. Ertesi sabah kreşe anneannesi bırakacaktı. Ve o sabah cok ağlamış kızım. Beni bırakma anneanne sende gel iceri diye. Annem mecbur bırakmış ve bir sure beklemiş bahcede. Kısa sure sonra susmuş kuzum ve dalmış oyunlara. Gun icinde sorun cıkarmamış.

Perşembe sabahı yine ağlamalar zırlamalar inatlaşmalar. Kreş kapısına geldiğinde değişen bir cocuk. Tamamen uyumlu, sevincle okuluna giren bir İrem vardı karşımızda.

Ama Cuma sabahı hayatımın en zor sabahlarından biriydi diyebilirim. Kreşe gitmek istemiyorum diyerek uyandı. Konuştum, sarıldım vs. Başladı ağlamaya elbette. O ağladıkca icim ezildi ezildi ezildi. Ama belli etmedim elbette. Beni elde ettiğini duşunurse ve en ufak bir acık yakalarsa mumkun değil geri donuşumuz olmayacaktı cunku. Neyse baktı kararlıyım sustu ve evden cıktık. Kreş kapısına geldiğinde yine başladı ağlamaya ama nasıl bir ağlama anlatamam. Oğretmeni iceri aldı kucağında. O an bana bir bakışı vardı meleğimin “anne yalvarırım beni burada bırakma” diyordu resmen. Girdiler iceri ve kapı kapandı. Bahce de beklerken kızım icerde ben dışarıda gozyaşlarıyla oturuyorduk.
Beş dakika sonra sustu şukur. Ama beni susturmak ne mumkun. Oğretmenler geliyor yanıma teselli veriyor yok. Beynimde acabalar donup duruyor. Acaba erken mi? Acaba kotu bir şey mi yapıyorlar? Acaba kotu bir anne miyim? Acaba? Acaba? Acaba? O sırada eşim aradı elbette klasik baba tavrı “ al okuldan, ne ağlatıyorsun cocuğu, gitmesin kreşe vs vs” İrem susunca kreşimizin kurucusu Nilgun babaanne iceri aldı beni “gel bak nasıl uyumlu oynuyor” diyerek. Girdim ve camdan izledim kızımı gizlice. Keyfi yerinde maşallah. Kahvaltıya indiler bizde birer cay ictik Nilgun babaanneyle. Sonra cıktılar yine sınıfa ve sabah sporu başladı. Sabah kıyamet koparan o cocuk değil sanki.
Ve akşam alış saati… Sarılmalar, seni cok ozledimler, seni cok seviyorumlar…
İnanın cok ama cok ama cok ve coooookkkkk zor bir donem. Hele ki İrem gibi kreşe gitmek icin hevesli, deli gibi istekli bir cocuk varsa karşınızda. Siz her şeyin sorunsuz bir şekilde başlayıp devam edeceğini duşunurken farklı şeylerle karşılaşmak buyuk bir hayal kırıklığı yaratıyor.

Şimdi bu yazıyı okuyan ve bebeğini kreşe vermeyi duşunen annelere oneriler.

• Cocuğu her zaman kim okula bırakacaksa ilk gunden itibaren o bıraksın. Duzen ne olacaksa o şekilde başlayın (Bizde normalde baba bırakacak ama ilk 3 gun ben bıraktım ve sanki hep oyle olacak sandığında babanın bırakmasına itiraz etti).
• Biliyorum cok merak ediyorsunuz ama cocuğa akşam eve gelince cok fazla soru sormayın. Cok soru cocuğun kendince “bu kadar sorduklarına gore var bunda bişiy” diye duşunmesine sebep oluyor.
• Asla ve asla ağladığında “peki tamam bugun gitme” diyerek okula yollamamazlık yapmayın. Bir kere bunu yapmanız her seferinde ağlamasına ve her ağladığında okula gitmeyeceğine inanmasına sebep olur.
• Eğer cocuğunuz bir sorundan bahsediyorsa onu ciddiye alın. Orneğin İrem kreşte Ekim diye bir cocuğun kendisini sık sık optuğunden şikayetciydi. Tensal temastan hic hoşlanmaz cunku o yonde yetiştirdim ozellikle. Oğretmeniyle goruştum ve bir sure İrem alışana kadar pek yan yana getirmeseniz dedim. Ve bu konuya dikkat ettiler. En azından ağlama sureleri kısa oldu, oğretmenlerine guven kazandı.
• Kreşe gitmek istemiyorum dediğinde uzun uzun konuşmayın. Bazen duymamazlıktan gelin ve arada “anne baba işe cocuklar kreşe gider” gibi kısa ve basit cumleler kurun.
• Sakın ama sakın yanında ağlamayın.
• İlk gunlerde kısa sure kreşte tutun yada erkan alın. Ben bunu yapmadım. Birden bire tam gun kreş ağır geldi.
• Ona o zamana bakan kişi kimse ona hayali bir iş bulun. Bankacı olsun mesela.
• Kucuk surpriz hediyelerle onu teşvik edin. “Bugun kreşine ağlamadan gittiğin ve orada cok uslu durduğun icin bu sulu boya senin. Haydi onunla bir resim yapalım ve yarın sabah oğretmenine gotur. “ dediğinizde hem takdir hem teşvik etmiş olacaksınız.
• Kıyafetlerini, nevresim takımını, hatta giyeceği ic camaşırını bile kendisinin secmesine bir sure izin verin. “Yarın sabah oğretmenine hangi tokanı gostermek istersen onu bana getir sacına takalım” gibi cumleler kullanın.

Bu hafta ikinci haftadayız. Bu haftanın ozetini de yazacağım daha sonra. Umarım faydalı olur herkese.