02 Aralık 2008 sabahı saat 11.00’de, Maya Kadın Doğum Hastanesi’nde bir ameliyat masasında belinden epidurali yemiş, ellerinin uzeri bilumum hortum, katater, iğne dolu; goğsumden aşağısını goremez ama cıplak olduğumu bilir halde, tavandaki ışığa hipnotize olmuş gibi bakarken aklımdan gecenler bunlardı. Ama o masaya bu kadar kolay yatmadım tabii Tam bir yeşilcam klasiği idi bizimkisi ) cok komiktik...Evet, ameliyathaneye gidiyoruz, asansorun kapısı kapanıyor, Onur’la birlikteyiz, o doğuma giremeyecek. Son an karar değiştirdi. Kapıda birbirimize el sallıyoruz, kapılar kapanıyor, film gibi Ben icerideyim, o dışarıda, birazdan bebeğimiz gelecek, benim odum patlıyor. Başıma ne geleceğini bilmediğim icin genel olarak her şeyden odum patlıyor.“Artık daha iyi bir insan olacağım, cabuk sinirlenmeyeceğim, ona cok iyi bakacağım. Off, keşke biraz daha sut icseydim, ya yeterli kalsiyumu alamadıysa? Gerci doktor ‘sut icmene gerek yok, bu kalsiyum hapları yeter’ dedi ama... Ya ağlamazsa doğduğunda? Kac kilo acaba? Neden midem bulanıyor benim şimdi? Burası hic de soğuk değilmiş. Ne zaman cıkacak ya!” gibi neler neleeeeeeeeeeeeeeeeeeer...???

Bunlar geciyor aklımdan evet, anestezi uzmanına soruyorum, “Başladılar mı, ne yapıyorlar?” “Cıkmak uzere, az kaldı” diyor. Biraz daha duşuncelere boğuluyorum, zaman akıyor, hayatım film şeridi gibi gozumun onunden geciyor. Hakikaten geciyormuş gerektiği zaman, yalan değilmiş ve odada bir ses. 3 kez kesik bir cığlık, sonra surekli ve tiz bir ağlama…Donup kalıyorum. Sanki oraya doğurmaya değil de cay icmeye gitmişim gibi anlam veremiyorum olup bitene. “Doğum saati 11.45 ” diyor bir hemşire. Benim aklım hic yerinde değil, henuz ağzımdan bir kelime cıkabilmiş de değil. Arka tarafta bir masaya goturuyorlar kuzumu, siliyorlar; ağzını, burnunu temizliyorlar, aşılarını yapıyorlar. “Cok sağlıklı, gule gule buyutun” diyor diğer bir hemşire. Hayatımda o ana kadar daha rahatlatıcı bir cumle duymamış olduğumu fark ediyorum ve cok şaşırıyorum.Ortulere sarmışlar, yanıma getiriyorlar; opuyorum, kokluyorum, o da yanağımı emmeye calışıyor, cok guluyoruz. Yuzu, gozleri şiş; dudakları pespembe, mis kokulu, şahane.


Duru Damla Salı gunu saat 11.45’de Aksaray Maya Kadın Doğum Hastanesi’nde 3.450 gr, 51 cm, dunyalar guzeli bir bebek olarak gozlerini acıyor. Hoş geldin kızım, yolun acık olsun.Sonrası tabii ki cok guzel, isteyen herkesin mutlaka yaşamasını dilerim. Meğer ne kadar beklenen bir bebekmiş


Bu arada Cok cok rahat bir hamlelik gecirdim, karnım 20. haftada ancak cıktı, doğuma giderken bile aşırı buyuk değildi. Toplam 8 kilo aldım. 3’lu testi, ayrıntılı ultrasonu sorunsuzdu. Kilosu, boyu, genel gelişimi hep haftasına uygun gitti. Ben hafta bitip doğum zamanına kadar calıştım, her işimi kendim yaptım; cok hareketli, cok sağlıklı, cok mutlu bir 40 hafta gecirdim.Hatta doğuma girmeden 3-4 gun once ev değiştirmek zorunda kaldım...

Kızım cok hareketli bir bebekti; sabaha karşı uyanır, oyle sabaha kadar beklerdim dursa da biraz ben de uyusam diye Şimdi duşunuyorum da bir kadının başına bundan daha guzel, daha ilginc bir şey gelemez hayatta, kendi bebeği tarafından tekmelenmekten başka. Duru Damla doğduktan sonra 2-3 gun alışamamıştım karnımdaki hareketsizliğe


Zamanın ne kadar cabuk gectiğini bin defa duşundum o gece. ılk kontrolumuzde ‘işte bebek’ diye gosterilen minik noktanın, zamanla nasıl bir insana donuştuğunu ve ertesi gun o insanın dışarıda ilk nefesini alacak olmasının insan aklına sığmayacak bir mucize oluğunu... Kim bilir kac kadın, bir daha tekrarı olmayacak o son gece kendi mucizesini beklerken benim duşunduklerimi duşunmuştur. Yaşamadan anlamak cok zor...

Canım Kızımız;
Aramıza hoş geldin. Sen gelmeden once mutlu bir aileydik, şimdi daha kalabalık ve daha mutlu bir aileyiz. Senin gibi bir bebeğin anne-babası olduğumuz icin kendimizi cok şanslı buluyoruz. Senin icin yapmak istediklerimiz cok fazla, burada saymak gereksiz ama herkesin evladı icin istedikleri bizim icin de gecerli: Karşına hep kıymet bilen insanlar cıksın, yolun acık, şansın bol, omrun uzun ve sağlıklı olsun.

Seni Cok Sewiyoruz...

Annen ve Baban....