Cocuklara Yonelik Şiddet, Suistimal ve İhmal’in Onlenmesi
ve
“MAVİ KURDELE KAMPANYASI”
Prof. Dr. Murat Yurdakok
Turkiye Milli Pediatri Derneği Başkanı
Hacettepe Universitesi Tıp Fakultesi Oğretim Uyesi
Cocuklar toplumların temelidir. Bu nedenle cok iyi bakılıp, ozenle yetiştirilmeleri gerekir.
Cocukların bedensel ve duygusal gelişmelerini etkileyen faktorlerin başında onlara karşı uygulanan şiddet, suistimal ve ihmal gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun hazırladığı 54 maddelik uluslararası bir yasa niteliğinde olan “Cocuk Hakları Sozleşmesi” 1994 yılında Turkiye tarafından da kabul edilmiştir. Bu sozleşmeye gore devletler
Cocuğu anne-babanın ya da cocuğun bakımından sorumlu başka kişilerin her turlu kotu muamelesinden (bedensel ya da zihinsel saldırı, ırza gecme dahil her turlu istismar, ihmal ve kotu muamele) korumak, cocuğun istismarını onlemek ve bu tur davranışlara maruz kalan cocukların tedavisini amaclayan sosyal programlar hazırlamakla (Madde 19),
Cocukların gelişimlerini ve buyumelerini olumsuz etkileyecek işlerden ve ekonomik somurulmeden korunmakla (Madde 32),
Cocukları fuhuş ve pornografi dahil, her turlu cinsel istismar ve somuruden korumakla (Madde 34),
Cocukları işkence veya diğer zalimce insanlık dışı ve aşağılayıcı ceza veya muameleye karşı korumakla (Madde 37),
Cocukları silahlı catışmaların dışında tutmakla ve onları savaşın etkilerinden korunmakla (Madde 38),
Silahlı catışma mağduru olan cocukların beden ve ruh sağlıklarının korunmakla veya rehabilite edilmelerini ve toplumla butunleşebilmelerini sağlamakla (Madde 39) yukumludur.
Savaşlardan en cok etkilenenler cocuklardır. Gunumuzde ulkeler arasındaki savaşların yerini buyuk olcude daha yerel olcekteki, ulke icindeki duşmanlıklara dayalı ya da etnik temelli catışmalar almıştır. Onceleri savaşlardaki olumler savaş meydanlarında olurken, 1990’den beri meydana gelen silahlı catışmalarda olen 3.6 milyon kişiden %90’ı sivil halktandır; bunların yarısına yakınını cocuklar oluşturmaktadır.
Silahlı catışmalar arttıkca milyonlarca cocuk catışmaların parcaladığı aileler ve toplumlarda yaşamak zorunda kalmaktadır. Yuzbinlerce cocuk, bu catışmalarda silah altına alınmış, catışmalarda on saflara surulmuş, her turlu vahşete tanık olmuş, savaş sucu işlemek zorunda kalmış, başka yerlere goce zorlanmış; cinsel şiddet, istismar ve somuru ile karşılaşmıştır.
Ulkemizde şiddetin bir “terbiye” bicimi olarak algılanması, bunun hem aile icinde hem de kamusal yaşamda meşru olarak gorulmesi; şiddetin hem tekrarlamasına hem de gizlenmesine yol acmaktadır. Sozde “terbiye” adı altında cocuklar dayak yemekte, bodrum gibi karanlık odaya kapatılmakta, yakılmakta, ağızlarına biber surulmekte, ac bırakılmakta, azarlanmakta, aşağılanmaktadır. Evinden kacan cocukların yarıya yakını evdeki dayaktan yakınmaktadır. Ulkemizde yapılan bir calışmada 14 yaşın ustunde olanların neredeyse dortte ucu cocukluğunda dayak yedikleri belirlenmiştir.
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı’nın yaptığı bir calışmaya gore ulkemizde ailelerin ucte birinde aile icinde fiziksel şiddet vardır. Şiddet uygulanan hanelerin dortte ucunde cocukların şiddete tanık oldukları saptanmıştır. Bu cocukların şiddet sonrası korku, anne-babayı sevmeme, icine kapanma, saldırganlık şeklinde tepki verdikleri gozlenmiştir. Aile ici şiddet sosyoekonomik duzeyin duşukluğu, kadının işinin olmaması, alkol bağımlılığı, hanedeki birey sayısının fazla olması ve eşlerin toplam eğitim duzeyinin duşukluğu ile arttığı gozlenmiştir.
Cocukların hayatında şiddet sadece sağlıklarını değil, acıdan gelişimlerini etkilemektedir. Cocuk ve adolesanlarda şiddet sosyal uyum azlığı, antisosyal davranışlar, okul devamlılığında azalma, dikkat azlığı, okul başarısında duşukluk, riskli davranışlar, başkalarına şiddet gosterme, duşuk benlik saygısı, guvensizlik, okula gitmeye korkma, yeme bozuklukları, sağlık problemleri, alkol ve madde bağımlılığı, intihar girişimi, huzursuzluk, depresyon, hatalı cinsel secimler (erken cinsel ilişki, fahişelik, birden fazla cinsel eş), kendine zarar verme, suc işleme ve hatta olum ile sonuclanmaktadır.
Sonuc olarak, şiddet kucuk yaşta aile icinde oğrenilmekte; şiddet şiddeti doğurmaktadır. Kocasından dayak yiyen kadınlar cocuklarını (ozellikle erkek cocuklarını) daha fazla dovmektedir. Cocukluğunda şiddetle karşılaşanlar, buyuduklerinde şiddet uygulamaktadır. Katillerin neredeyse hepsi cocukken alie ici şiddetle karşılaşmışlardır. Bu nedenle şiddet yalnız bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur.
Kendilerine yonelik fiziksel ya da duygusal bir saldırı olmasa bile cocukların şiddetle tanışmaları televizyon yoluyla olmaktadır.Ulkemizde bir kişi yaşadığı her beş saatten birini, uyku dışındaki her uc saatten birini televizyon izleyerek gecirmektedir. Cocukların ucte biri televizyonu ailelerinin yanında izlememekte, yarısından fazlası izleyeceği programı kendi secmektedir.
Turk televizyonlarında, şiddet ve saldırganlık sıklığı dunya televizyonları ile aynı duzeydedir. Ulkemizde 1995 yılında yapılan bir calışmada bir haftalık programlarda yer alan olguların ucte ikisinin az ya da cok bir şiddet eylemi icerdiği gosterilmiştir. Bunların ucte birinde şiddet eylemi suc kapsamı icindedir. Ulkemizde şiddeti en acık haliyle gorsel bir malzeme haline getiren “reality show” lar en fazla 12-19 yaş grubu tarafından izlenmektedir. Cocukların televizyon izleyebileceği saatlerde şiddet kullanmaya ozendirici programlar yayınlanmakta, şiddet goruntulerin daha cok yabancı film ve cizgi filmde yoğunlaştığı ve bu goruntulerin cocukları cok fazla etkilediği bildirilmektedir.
Televizyonlarda şiddet gorsel ve işitsel olarak; silahlı catışma, trafik kazası, carpışan taşıtlar, kan, ceset, tabut, yaralı ve acı ceken insan goruntusu ile taş ve sopayla vurma, patlayan bombalarla sunulmaktadır. Dizilerde bol miktarda aile ici şiddet, kan davası, organize suclar, savaş gosterilmektedir. Haber, spor, hatta muzik programlarında bile şiddet vardır. Haberde yayınların ucte birinden fazlasında şiddet olağan ya da haklı gosterilmektedir. Şiddet iceriği acısından yazılı medya da televizyonla yarışmaktadır.
Bugune kadar yapılan calışmalarda televizyonda şiddet icerikli programları izleyen cocuklarda agresif davranışların arttığı saptanmıştır. Cocukken televizyon şiddeti ile karşılaşan cocukların erişkin doneminde suc teşkil eden şiddet uyguladıkları gosterilmiştir. Cocuklar televizyondan şiddet iceren tutumları ve davranışları oğrenmekte; gercek yaşamdaki şiddete karşı duyarsız duruma gelmekte; “şiddet kurbanı olma” korkusu gelişmekte; şiddet iceren televizyon programlarını seyreden cocukların şiddet uygulayan karakterlerle kendilerini ozleştirmeleri ve bu karakterler gibi davranmalarına neden olmaktadır.
Medyada sunulan şiddetin etkisinin azaltılması icin;
Anne ve babanın cocukları icin bir model olması gerektiği belirtilmelidir. Anne ve baba da televizyon izleme surelerini kısıtlamalıdır. Cocukların gunde iki saatten az televizyon seyretmeleri onerilmektedir.
Anne ve babalar izlenecek programları onceden secmelidir. Secilen program bittiğinde televizyon kapatılmalıdır.
Cocuğun odasında televizyon bulunmamalıdır.
Anne-babalar cocuklarına kendi hayatları ve toplumsal değerleri ile televizyon dunyası arasındaki farkı oğrenmelerinde yardımcı olabilmek icin cocukları ile birlikte televizyon izlemelidirler.
Cocuklar icin hazırlanmış video ve CD’ler incelenerek alınmalıdır. Muzik programları ile kliplerin de uygunsuz şiddet, carpık cinsellik, sigara, alkol ve ilac kullanımı goruntuleri icerebilecekleri unutulkmamalıdır.
Medyanın yerine başka secenekler sunulmalıdır; kitap okumak, hobi edinmek, spor yapmak, muzik aleti calmak, aile ve arkadaşlarla sosyal faaliyetlerde bulunmak gibi.
İki yaşın altındaki cocuklarda televizyonun bebek bakıcısı olarak kullanılmasının erken beyin gelişimine zararlı etkisi olabileceği anlatılmalıdır. Bebeklerin beyin gelişimi icin konuşma, oyun, şarkı soyleme ve beraber kitap okumak gereklidir.
Medyada cocuk gelişimine zararlı etkisi olacak bir program gorulduğunde mutlaka RTUK’e bildirilmelidir.
Cocuk programları, aile eğlence programları ve cizgi film aralarında gosterilen reklamların da şiddet, tuketim somurusu, cinsel istismar icermemesi sağlanmalıdır.
Televizyon programlarındaki şiddet oranlarının onceden belirtilerek ailenin izlemeden once programdaki şiddet miktarından haberdar olması sağlanabilir.
Televizyonda şiddet eylemlerinin cazip gosterilmesi, nedensiz şiddet sahneleri, aşırı kanlı sahneler, cocukların taklit edebileceği tehlikeli kavga sahneleri, cocuk programlarında problemlerin cozumunde uzlaşma yerine gosterilen kavga sahneleri, cocukların şiddet kurbanı olarak gosterildiği sahneler, cocukların televizyon izlediği saatlerde cinsellik ve şiddetin kullanıldığı sahneler, hayvan istismarının gosterilmesi yasaklanmalıdır.
Ulkemizde ozellikle cocuklara yonelik şiddeti onlemeye yonelik programlar aşağıdaki konuları icermelidir:
Ailelerdeki şiddetin nedenlerinin araştırılması ve onleyici programlar geliştirilmelidir.
Riskli ailelerde cocukların şiddetle karşılaşmaları onlenmelidir.
Cocukların şiddetten korunmasını sağlayan okul programları yapılmalıdır.,
Şiddete karşıtı ve şiddete mucadele yontemlerini iceren multimedya eğitim kampanyaları duzenlenmelidir.
Okullarda eğiticilere şiddeti onlemeye yonelik hizmet ici eğitim programları duzenlenmelidir.
Okul oncesi eğitim yaygınlaştırılmalıdır.
Ozellikle kız cocukların eğitimlerine onem verilmelidir.
Hepsinden onemlisi toplum cocuğa yonelik şiddet, istismar ve ihmale karşı duyarlı hale getirilmelidir. Bu amacla dunya capında başlatılan hareketlerden birisi “Mavi Kurdele Kampanyası” dır. Bu hareket 1989 yılında ABD’der Bonnie Finney adındaki bir kadının kızının erkek arkadaşı tarafından dovulerek oldurulen uc yaşındaki torununun anısına arabasına mavi bir kurdele takmasıyla başlamış ve giderek yayılmıştır. Mavi rengin secilmesinin nedeni dovulen cocukların vucutlarındaki curukleri hatırlatması nedeniyledir.
“Cocuk İstismar ve İhmali Konusunda Duyarlılığın Sembolu” olan bu kurdeleyi takan kişi; cocukların şiddetten korunması gerektiğinin bilincinde olunduğunu, toplum icinde bu konuda yapılan butun calışmaları maddî veya manevî olarak desteklendiğini acıklamaktadır.
Onumuzdeki gunlerde AIDS ile savaşanların taktıkları “kırmızı kurdele” gibi, cocukların şiddetten korunması savaşını verenlerin yakalarına “mavi kurdele” takacaklarına şahit olacağız. Turkiye Milli Pediatri Derneği olarak ulkemizde başlattığımız bu “Mavi Kurdele Kampanyası” na toplumumuzun her kesiminden destek geleceğine inanıyoruz.
Davranış Bozuklukları Cocuklara Yonelik Şiddet, Suistimal ve İhmalin Onlenmesi
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Aile, Evlilik, Evlilik Hazırlığı
- Çocuk Büyütme
- Davranış Bozuklukları Cocuklara Yonelik Şiddet, Suistimal ve İhmalin Onlenmesi