Genc kızların yeni gozdesi Berk Cankat, hakkında merak edilenleri Işıl Cinmen'e anlattı

Kızlar, cığlıklarını her zaman doğru adama saklar.
Ozellikle 14-19 yaş arasındaki kız topluluğu hic yanılmaz!
Koca koca yapımcıların kararlarının, milyon dolarlık işlerin arkasında onlar vardır.
Onlar kimin adını soylerse o!
Biz, diğer faniler sonradan fark ederiz.
Şu listeye bakın: Kıvanc Tatlıtuğ, Cağatay Ulusoy, Kerem Bursin…
Şimdi listeye biri daha dahil oluyor: Berk Cankat!
Guzel Koylu dizisinin gozlerinin ici gulen, saf ve aşık Cemal’i.
Guzel Koy, Twitter’da TT’den duşmuyor. Reyting aldı başını gidiyor.
Nedenlerinden biri de işte o “Beeeeeeeeeeeerk”ler!
O yuzden hazır Bodrum’da tatildeyken atladım arabaya, Muğla’ya Guzel Koy’e gittim.
Oturduk bir soğutun dibine, başladık konuşmaya.


30 yaşında olduğuna inanamıyorum!

Evet, daha kucuk gosteriyorum. Bu iyi mi kotu mu emin değilim.

Sanki hic acı cekmemiş gibi bir ifaden var. Kotu bir şey yaşamamışsın gibi…

Huzurlu, guzel, normal, sevecen bir hayatım oldu. Dramatik değildi yani. Bazı olaylar kontrolun dışındadır ama gerisi sende biter. “Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.” Bu benim yaşam felsefem. Kotuluk yapmam ve karşılığında kotuluk gormem.

“HİC AŞIK OLMADIM”


Aşk acısı?

Hic aşık olmadım.

Ne yaptın 30 koca yıl?

Cok değer verdiğim, sevdiğim kadınlar oldu ama aşk soruyorsun. Aşık olmadım.

En uzun ilişkin ne kadar surdu?

11 ay.

“OYUNCULUK AKLIMIN UCUNDA BİLE YOKTU”

Hayatını değiştiren bir kişi… Aklına ilk kim gelir?


Annem ve babam. Onlar benim icin cok onemli.

Ailenden başlayalım o zaman.

Ankara’da doğdum. Kucukken cok şehir değiştirdik. Biz sabit kaldığımızda da babam giderdi. Babam mimar, muteahhitlik yapıyor. İşlerinden dolayı hep şehir dışında olurdu. Bizi gormek icin haftada bir gelirdi, cok ozlerdi. Ben de cok ozlerdim. Kucukluğumden beri hep boyle oldu bu. Bir, iki yıl Eskişehir’de kalmışız sonra Hatay’da işleri iyi gidince bizi de yanına Hatay’a aldı. İlkokulu orada okudum sonra tekrar Ankara…. Universite bitince İstanbul’a geldim.

Oyunculukla ilgili bir bolum mu okudun?

Oyuncu olmak aklımın ucunda bile yoktu. Grafik tasarım okudum, zaten İstanbul’a da grafikle ilgili calışmaya geldim en iyi arkadaşımı da kapıp…

En iyi arkadaşın kim?

Donem donem insanlarla cok iyi arkadaş olursun ama sonra koparsın ya… O, oyle değil. Cok uzun yıllardan beri dostum. Cok iyi, cok temiz bir insandır. Ne olursa olsun yanımdadır. Karşılık beklemeden… Zaten o donemde İstanbul’daki tek arkadaşım oydu.

“ŞU AN KONUŞUYOR OLMAMIZIN SEBEBİ…”

İcine kapanık bir insan mısın?


Biraz oyle… Zaten şu an konuşuyor olmamızın nedeni de bu.

O ne demek?

Drama derslerine bu yuzden başladım.

Terapi gibi mi yani? Kendini acmak icin mi?

Evet, tiyatro benim en buyuk terapim oldu. Girişken biri değildim hicbir zaman. İnsanlar beni hep “soğuk” diye nitelendirirlerdi. Mizacım boyleydi. Kırılgan, hassas, cok duşunen bir insanımdır. Sevdiğim biri beni cok uzebilir ve ben insanları uzmemeye cok ozen gosteririm. Bazen cok istediğim halde geride durmak zorunda kalırım ama boyleyim.

‘NEREYE KADAR BOYLE OLACAK’ DEDİ VE…

Seni bu kararı almaya iten neydi?


Bire bir ilişkilerdeki her mesele. Onceden seninle oturup boyle konuşuyor olsam, kasılırdım. Yaş ilerledikce, ilişkilerinde daha başarılı olmak istiyor insan. İletişimimi guclendirmek zorunda olduğumu hissediyordum. Bir zaman sonra bardak doldu, “Nereye kadar boyle olacak!” dedim. Terapi yerine tiyatroyu sectim.

Ne kadar surdu?

3 yıl. Bir yandan da grafik işlerine devam ediyorduk. Kazancımı grafikten sağlayıp tiyatroyla da kendi mutluluğumu kazanıyordum. Sonra bir audition’a gitmeye karar verdim. Kameranın karşısına gectim… Ve dondum kaldım.

Ne hissettin?

Muthiş bir gerginlik… Oylece kaldım. Tiyatroda insanların onunde oynamaya alışmıştım ama kamera… Aman Allah’ım! İcimden, “Nasıl yapıyorlar bu işi, helal olsun onlara” dediğimi hatırlıyorum.

Ama gerginliğinin uzerine gittin, değil mi?

Evet. Zamanla stresim azaldı. Sonunda benimde icime sinen, cok keyifli bir audition olmuştu. Ve boylece ilk defa bir diziye cağırıldım: “Sana bir sır vereceğim”


“O İLK CUMLE BANA DESTAN GİBİ GELDİ”

Dizi setine girdiğinde “Ben bu işi yapabilirim” demen ne kadar zaman aldı?

İlk sahnem okul onundeydi. Tek bir cumlem vardı soylemem gereken, “Hadi bakalım başlıyoruz” diyeceğim alt tarafı. O kısacık cumle bana destan gibi geldi. Yavaş yavaş kendimi ekranda izlemeyi oğrendim. Bir sure hic hoşuma gitmedi, “offf bu ben miyim?” diyordum. Sonra sonra kendime alıştım.

Dun diziyi beraber izlerken de biraz utanıyordun sanki…

Birileriyle izliyorsam gozumu kacırırım, utanırım. Tek başıma izlerken bile birilerinin izlediğini biliyorsam geriliyorum hala. Kendimi cok severek izlediğimi soyleyemem ama kendimi geliştirebilmem icin bu şart.

KIZLAR! ONU GERCEKTEN ABİ GİBİ Mİ GORUYORSUNUZ?

Kızlar Twitter’da “Beeeerk” diye deliriyor, dizi TT’ye giriyor. Aşk mailleri geliyor mu?

Abi kardeş gibiyiz onlarla. Abileri olarak benimsediler, benden de o samimiyeti gorduler.

Sanmıyorum ama oyle olsun. Sen hic aşık olmayacak mısın acaba? Bazı insanlar hic aşık olmaz, biliyorsun değil mi?

Kısmet.

Cocuk istiyor musun?


Cocuk cok severim. Cocuklarla vakit gecirmeye, oynamaya bayılırım. Ağlama olayı biraz dert galiba ama evet, isterim.

“KENDİMİ KAYBETMEM”

Cok unlu olmaya hazır mısın? Paparaziler peşinde olacak, ozel hayatın karışacak.

İnsan kendi icin soyleyince garip oluyor ama bunu gururla soyluyorum: Ailem beni o kadar nerede ne yapacağını bilen biri olarak yetiştirdi ki… Cocuksu gorunuyorum ama 30 yaşındayım artık. O “3” rakamı işin icine girince biraz daha farklı oluyor. Daha cok uretmem, daha cok calışmam lazım diye duşunuyorum. Bu hem motive ediyor, hem geriyor. Bundan sonra kendimi kaybedeceğimi sanmam.

Oyunculuk dunyasına kendinden ne katmak istersin?

Zor soruymuş. Bunu ancak yaşayarak cevaplayabilirim. Ama umarım 50’li yaşlarımda saygı uyandıran bir ismim olur, diğer buyuk oyuncularınki gibi…

BERK’İN “EN”LERİ!

En cok hangi ozelliğini seviyorsun?

Sadakat. Sadece kadın erkek ilişkileri değil, butun ilişkilerimde boyledir. Vefa belki daha doğru bir kelime. Bana yapılan iyiliği asla unutmam, kat kat fazlasını vermek isterim.

En sevmediğin ozelliğin?

Cabuk ofkelenirim, bunu hic sevmiyorum.

Bir kadında en onemlisi…

Naiflik, asalet, guc ve cekim. Bebeksilik ya da guzellik demem cunku onemli olan karşılıklı cekim.

En sevdiğin ulke?

Hic yurtdışına cıkmadım. Gezgin bir tip değilim; evcimen bir insanım. Dunyayı gormek istiyorum ama uşeniyorum. Fakat cizgi roman hastası olduğum icin Kore’yi merak ediyorum. O kulturu anlamak, nasıl yaşadıklarını gormek istiyorum.


En sevdiğin film: Oldboy uclemesi, Paramparca Aşklar Kopekler
En sevdiğin yazar: Emrah Serbes
En sevdiğin muzik grubu: Kings of Leon
En beğendiğin kadın: Megan Fox
En beğendiğin erkek: Brad Pitt
En sevdiğin oyuncular: Brad Pitt, Tom Hardy, Daniel Day Lewis

BERK CANKAT HAKKINDA 5 TUHAF ŞEY


1- İlk adımı kadınlardan bekliyor cunku kadınları cok anlamıyor. Bir kadından hoşlanınca onunla konuşamıyor; kadının, Berk Cankat’ın ondan hoşlandığını bu şekilde anlaması gerekiyor.
2- İlişkilerinde hala cok temkinli. Cok zor guveniyor ama sonrası sağlam geliyor.

3- Evde eşyalarının yerinin değişmemesi konusunda takıntılı.
4- Pis bir şeye dokunursa elini yıkamadan hicbir yere dokunamıyor.
5- Gece hayatını sevmiyor. “Gece hayatı, kalabalıklar beni geriyor. Tanıdığım insanlarla daha huzurlu oluyorum. Arkadaşlarımla evde toplanırız, muhabbet ederiz, film izleriz” diyor.

KISA KISA

Doğum tarihi: 9 Mayıs 1984
Burcu: Boğa
Diziler: Sana bir sır vereceğim, Medcezir, Guzel Koylu
Takımı: Fenerbahce
Sevgilisi: Yok