12 Ekim 2010... supermarkette ev icin ufak tefek alışveriş yapıorum..birden gozum pedlerin olduğu reyona kayıyor.. Allah Allah diorum.. adetim 5 gun gecik ti... hic sekmezdi halbuki.. spiral de var bende diorum.. hamile kalmam imkansız.. eve giderken, korkuyla, endişeyle, sabırsızlıkla bi gebelik testi alıyorum.. so nuc pozitif cıkıyor.. o sırada tam karşımda beni kucağına al diye ağlayan 10 aylık oğluma bakıyorum.. sucluluk duyuyorum ona karşı o an.. uzuluyorum...oğlum daha cok kucuk diye duşunuyorum.. kucaklıyorum oğlumu sımsıkı.. sonra Allaha şukrediyorum.. silkelenip kendime geliyorum.. o kadar isteyip de cocuk sahibi olamayan insanları duşunduğum zaman, rabbimin ikinci mucizesini bana gonderdiği icin şukrediyorum.. evet kızım, karmakarışık duygular icinde başlıyor icimdeki yolculuğun...
Baban geleceğini oğrendiğinde havalara ucuyor..oğlumla bir buyurler işte.. bi de kızım olursa değme keyfime diyor.. doktorumuza gidiyoruz.. nasılsın, sağlıklı mısın diye.. dua ediyoruz Allaha sağlıkla kucağımıza alalım diye.. doktorumuz herşey yolunda diyor.. bi de prenses geliyor ailenize deyince baban da bende cok seviniyoruz kızım.. hatta o kucuk abin var, ultrasonda ki resmini opuyor.. 24 mayıs gunu hastaneye kontrole gidiyorum.. sancı cıkıyor nstde.. doktorum yarın gel alalım bebişi diyor.. 25 mayıs da doğacak olman beni daha da sevindiriyor.. ana kız aynı gun kutlarız doğum gunumuzu diye heyecan yapıyorum birden..
ameliyat sabahı abini babaannene bırakıyorum.. ama cok da uzuluyorum belli etmesem de.. tam 18 aylık.. opuyorum kocaman.. gelicem bekle diyorum.. fıstık gibi bi kardeş getireceğim sana gelirken.. şans opucuğumu de alıp gidiyorum hastaneye.. cok korkmuyorum.. başıma neler geleceğini bildiğim icin tedirgin değilim fazla.. iniyorum ameliyathaneye... baban, kızımı da seni de sağ salim bekliyorum diyor.. ah ben, yine abinde olduğu gibi dizginleyemiyorum gozyaşlarımı.. sadece oğluma iyi bak diyorum..
Uyanıyorum sonra... abin biraz erken doğmuştu kızım.. o yuzden cok tedirginim.. kızım diyorum, nasıl kuvezde mi.. yok diyor hemşireler.. odanda seni bekliyor.. odama geldiğim de uyuyordun kızım.. şoyle bi baktım sana.. işte bana en guzel doğum gunu hediyesi dedim.. şukrettim Allahıma.. kucağıma aldım, icime cektim kokunu... ben bu kokuyu biliyorum dedim sonra.. abin gibi kokuyordun sende kızım.. mis gibi, cennet gibi, ne bileyim masumiyet kokuyodun buram buram... sonra birden odamın kapısı ardına kadar acıldı.. işte benim prensim de geldi.. acmış koca koca gozlerini şaşkın şaşkın bakıyor.. hemşire ablası 5 dk izin vermiş kardeşini gormesine.. baban seni abinin kucağına doğru yaklaştırıyor..birden guluyor abin kızım ya... sen ne biliyorsun bebeği, nasıl da guluyorsun avuc avuc.. o an icimi bi huzur kaplıyor kızım.. cocuklarım karşımda tablo gibi.. ikisi de sağlıklı, ,ikisi de bal gibi.. daha ne isterim ki
Guzel kızım benim.. en guzel doğum gunu hediyem benim.. 40 gun oldu doğalı.. ne de cabuk gecmiş zaman.. bu arada abin sana cadı diyor biliyor musun ama hemen kızma.. gulerek soyluyor.. sevdiği icin soyluyor prensesim.. baban da, bende, abin de seni cok seviyoruz.. iyi ki geldin, iyi ki varsın... abinle bir omur boyu mutlu olun olur mu? ikinizinde gozunden akan bir damla yaşa kıyamam ben.. amaan lohusalık işte, yine ağlayasım var..hemen uzulme canım, mutluluktan, kederden değil gozyaşlarım
Prensim ve prensesim.. bırakmayın birbirinizin ellerini... o zaman her zorluğa, her engele, dayanırsınız işte...Sizi coooooooook seviyorummmmm