[h=1][/h]- Zaman gazetesi yazarı gazeteci Nuran Yıldız kişisel web sayfasında kaleme aldığı yazıda Acun'un Posta gazetesine yaptığı acıklamaları sorguladı. "Kanal sahibi olarak sınırsız ozgurluğe sahip oldum" şeklindeki acıklamasına karşılık "Yayıncılıkla dingonun ahırı arasında size gore bir fark var mı?" diye soran Nuran Yıldız "Lutfen bana "İstemeyen izlemesin" geyiğini cevirmeyiniz." dedi.
İşte Nuran Yıldız'ın ilgili yazısı:
BİRİ ACUN'A SORSUN
"Acun Ilıcalı başka kanallara yaptığı programlarla servetine servet katarken, ne diye Tv 8'i aldı?" diyorlar.
Kaygıları buyuk. Sanki Acun'un zararı kendi ceplerinden cıkacak.
Bence insan, hayalinin peşinden gitmeli. Tv almayı hayal etmişse, alacak parası da varsa yapmalı.
Servetini kendi yapan adamlar yıkılsalar da, batsalar da isterlerse aynı serveti yine yaparlar.
Sıfırdan zengin olanla, calışıp calışıp iki lirayı bir arada goremeyen arasında gen farkı var kanımca.
Gelelim işin diğer yanına.
Sonradan zengin olan adamın, konuşmayı cok seveninden korkarım. Acun da cok konuşmayı seviyor.
Posta'dan Mehmet Coşkundeniz'e konuşmuş. O konuştukca benim Acun beye sorasım geldi. Mesela;
-Ucak satın alışını anlatırken, "Ucakları hep kacırıyordum. Yoldan arayıp 'Ben geliyorum' diyordum. Ucağa binince bekleyen yolcuların yuz ifadesi yetiyordu" demiş. Bu ulkede "bekletin geliyorum" diyen herkes ucak bekletebilir mi? Bu ayrıcalığı nereden aldığınızı oğrenebilir miyiz? Bekletilen ucakların şirketi hangisi?
-"Kanal sahibi olarak sınırsız ozgurluğe sahip oldum" demiş. Yayıncılıkla dingonun ahırı arasında size gore bir fark var mı? Yani yayıncılık sınırsız ozgur olunabilecek bir alan mıdır?
-"İnsanları mutlu eden, germeyen kanal olacağım" demiş. İnsanları uyuşturmak ovunulecek bir şey midir?
Lutfen bana "İstemeyen izlemesin" geyiğini cevirmeyiniz.
ulusal post.