Ve değişmeyen gundemimiz kadın, dunyaya bir turlu sığdıramadığınız sabanla aldığınız gucle hep kaybetmeye mahkum ettirdiğiniz o varlıklar, gorunur oldukca rahatsız olduğunuz ve son gunlerde elinizi, dilinizi, sapkın fikirlerinizin bilinc ustune yansımalarını bedenine yonelttiğiniz o insanlar.


Ust uste yaptığınız acıklamalarınızla kadını toplumsal gozunuzun sınırlarına hapsetme cabanızı gozumuze soktunuz, en iyisi yasaklayın, kadın da neymiş, yasaklayın ki gozunuze gorunmeyelim ataerkil duzeninizde erkek erkeğe muhabbetlerinizle, cinsiyetci kufurlerinizle dunya size kalsın biz de rahat edelim siz de rahat edin!


Son gunlerde sıklıkla yapılan acıklamalarla kadının nasıl iktidar mekanizmasının denetimine hapsedilmeye calışıldığına tanıklık ediyoruz… “Kızlı” “erkekli” diye başlayan cumlelerin asıl hedefinin kadın olduğu şuphe goturmez bir gercek. Ozellikle son donem ust uste medyaya yansıyan haberler bu durumun artık cığırından cıktığının gostergesi, “Sayın” başbakanın “kadın kadındır, erkek erkek bunların eşit olması mumkun mu?” dediği gun aslında iktidarın kadına bakışı cok net ortaya cıkmıştı. Son gunlerde yaşananlar sadece bunun yansıması, iktidar tahakkumunun ulkedeki diğer muktedirlerde acığa cıkması. Bakın neler soylediler:


Kızlı Erkekli Aynı Merdiveni Kullanıyorlar:


Trabzon Milli Eğitim İl Muduru Tamer Kırbac’ın “Erkek oğrenciler ile kız oğrenciler aynı merdivenleri kullanarak uyumaya gitmeleri iki yıldır beni rahatsız ediyor” diyerek actı lafı burada aslında “erkek” yalnızca cinsiyetsiz bir figurdu, asıl hedef kadındı. Cunku erkekler istediği merdivenden istediği gibi yuruyebilirdi ancak kadın ve erkeğin yan yana yurumesi sorundu. Zaten kadının o okulun merdivende bulunmasıydı asıl sorunun başlangıcı cunku kadının sosyal yaşamda yeri yoktu bu duşuncedekiler icin. Cunku iktidarın artık tartışma goturmez bir şekilde kabul etmemiz gereken nihai hedefi kadını kapatmak, onu ailenin, devletin, iktidarın oynayıp bicimleyebileceği bir nesne haline getirmek, toplumun dışına itip, yalnızca kendi koyduğu kuralların hizmetine sunmak.
Haremlik Selamlık Yemekhane!
YURTKUR’a bağlı Kırklareli’ndeki devlet yurtlarında kız ve erkek oğrencilerin ortak sosyal alanlarını ayıran ve birbirlerini goremeyecekleri yeni bir duzenleme yapıldı. Her ne kadar YURTKUR duzenlemeden haberimiz yok dese de bunun olmamış olabileceğine inanmak zor. Kadın ve erkeği ortak bir alanda buluşturmamayı hedefleyen bu uygulamanın da asıl amacının kadın olduğu ortada. Kadınının namus bekciliğine soyunan bu iktidar zihniyetinin, genel ahlakının, kadını tum sosyal ortamlardan uzaklaştırıp, kenara itmenin bir başka gostergesi. Aklınız almıyor değil mi? kadının ve erkeğin yan yana gelmesinin sorun olmasını, bana gore tek bir acıklaması var bastırılmış cinsellik. Nasıl bir algıları varsa “kadın” ve “erkek” diyince akıllarına gelen tek şey bu, ne diyelim Freud haklıymış ya başka soze gerek yok…


Yataklı Vagonlardan Rahatsızım…


“Genclik Treni” projesinde kız-erkek ayrımı yaptıklarını anlatan Genclik ve Spor Bakanı Suat Kılıc, “Cocuklar geceyi trende geciriyor, yataklı tren olmasından dolayı. 200 kişilik, kompartımanlar arası gecişin musait olduğu bir trende guvenliği sağlayamam” evet evet doğru anladınız sorun yine kadının ve erkeğin bir aradalığı, bakanı asıl rahatsız eden bu hem de gerekce guvenlik, cunku kadınlar ve erkekler bir araya gelince cok ayıp şeyler oluyor, maazallah bir goz goze gelme, yanlışlıkla ele dokunma, hatta opuşme falan olursa toplumsal ahlakımızın normları zarar gorur, genel ahlakımız harap bitap duşer ve daha pek cok guvenliksiz durum yaratabilir, elbette “bakanımız” guvenliği sağlamak zorundadır. Kendisi kadının ahlak bekciliğini iktidarının bakış acısından almıştır ve bu onun en asil gorevidir.


Evlilik Yardımı:


İktidarın elini yaşamımızın her noktasında hissediyoruz evlilik yardımın ardında yatan şeyin, kadını genel ahlakın kurallarına hapsetmek, cinselliği denetimli bir devlet politikası haline getirmek olduğunu yadsıyamayız, kısaca sorun yine kadın ve onu bir iktidar kategorisi olarak yeniden uretmek, erkek politikalarıyla kadını genel ahlakın gozune hapsetmek cunku iktidarın gozu, kulağı, eli hep kadının uzerinde, onu denetleyememenin tedirginliğiyle hareket ediyor, kendi sınırlarında bir kadın var etmenin derdine duşmuş durumda.


Ve en son acıklama “Başbakan Erdoğan: “Kız Oğrenciler, Erkek Oğrenci İle Aynı Evde Kalıyor. Muhafazakar Yapımıza bu ters” ve gelinen son nokta komşu teyzeler, apartman yoneticileri yetmiyormuş gibi şimdi de iktidar kadının evine girip cıkanı denetlemeye calışıyor, bu erkeği de ilgilendiriyor diyebilirsiniz ancak burada asıl sorun edilen şeyin genel ahlakca bicimlenmeye calışılan kadın yaşamı olduğu aşikar. Kısaca devlet iktidarı politikalarını kadın bedeni uzerinden uretmeye, kadını kendi iktidarının gozetimine hapsetmeye calışıyor.


Butun bu bahsettiklerim yalnızca son aylarda haberlere yansıyanlar, oncesinde kadına hem doğur deyip sonra da hamile iken sokağa cıkarsan terbiyesizsin denmesi de var, Ak Genclik’ in kadın hamileyken dışarı cıkarsa cinsellik yaşadığı belli oluyor demişliği de.. Evet zaten kadınlar cinsellik falan yaşamaz, o da ne ayıp oysa binlerce yıl once hani biz cok eskiden tanrıcayken Kibele vardı, bolluğun, bereketin, doğurganlığın, cinselliğin simgesiydi… Ama o binlerce yıl once de kaldı şimdi kadın erkekli kızlı kampa katılıp, hatta aynı denize bile giriyor, ayıp ustune ayıp, gunah ustune gunah işliyor, zaten yasak elmayı yiyip Adem’ i de baştan cıkaran, erkeği kotu yapan o, yahu duşundum de gelin beni dinleyin yasaklayın gitsin, toplumun, huzura, guvenliğe ve kadınsızlığa ihtiyacı var ne de olsa iktidarınızın denetimine hapis edemediğiniz kadın sizden değildir.


Emek Erez - emekerez.wordpress.com/