İzler İsrail’i gosteriyor

Uzmanlar, “yolsuzluk ve ruşvet” suclamasıyla yurutulen operasyonun perde arkasında İsrail’in bulunduğunu ifade ediyorlar. Operasyonun merkezinde Halkbank’ın bulunduğunu, diğer operasyon ayaklarının cerez olduğunu bildiren uzmanlar, “İsrail, Halkbank’tan fena halde rahatsızdı” dediler.
YAĞIZ KILIC/İSTANBUL - Yolsuzluk soruşturmasının asıl amacının Halkbank’ı yıpratmaya yonelik olduğu ortaya cıktı. AK Parti iktidarı doneminde, zarar eden banka konumundan 2 milyar doların uzerinde kÂra gecen banka konumuna yukselen Halkbank’ın İran’la yapılan ticaretteki kilit pozisyonunu hazmedemeyen İsrail lobisinin operasyon yaptığı oğrenildi.

Hurriyet gazetesinin, 21 Nisan 2013 tarihinde yayımlanan, “ABD’li vekiller Halkbank’a yaptırım istedi” başlıklı haberinde, İsrail lobisi AIPAC’in Turkiye aleyhine kampanya başlattığı, Amerikan Kongresi’nin Temsilciler Meclisi’nden 47 milletvekilinin, İran’la ticarete aracılık ettiği gerekcesiyle Halkbank’a yaptırım istediğine dikkat cekilmişti.

Ote yandan; Halkbank’ın son 11 yıl icinde mali disiplin acısından cok iyi yonetildiğini belirten ekonomistler, yolsuzluk yapılamayacağını belirterek, rakamların da bunu ortaya koyduğunun altını cizdi.

YAŞAR: “CHP, İRAN ALIŞVERİŞİNİ ABD’YE ŞİKAYET ETTİ”

Ekonomist Yazar Suleyman Yaşar, Halkbank’a yapılan operasyonun altında başka nedenler olduğunu soyledi. Turkiye’nin İran’la olan altın alışverişinin yasal olarak hicbir sorun teşkil etmediğini hatırlatan Suleyman Yaşar, “Altın ithalatı ve ihracatı Turgut Ozal doneminde yapılan kambiyo değişikliğinden bu yana serbest. Her turlu menkul ithalatı ve ihracatı da serbest. Bu uygulama cercevesinde Turkiye altın ithalatı ve ihracatı yapıyor. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Amerikan Kongresi’ne şikayetinin ardından İran’a altın ihracatı tum ulkelerden durduruldu. Bunun Turkiye’ye de ekonomik yonden buyuk zararı oldu. Nedeni ise Turkiye’nin gecen yıl ilk 9 ayda İran’a ihracatı 9.3 milyar dolar iken bunun sonucu 4.3 milyar dolara duştu. Dolayısıyla Turkiye altın ambargosunu da bir nevi uygulamış oldu” dedi.

HALKBANK’A YOLSUZLUK SUCLAMASI DOĞRU DEĞİL

Cenevre’de yapılan son toplantıda İran’a uygulanan altın satma yasağının kaldırıldığını hatırlatan Yaşar, “Burada herhangi yaptırım ve hukuki bir sorun olduğunu duşunmuyorum. Zaten bu yaptırımlarda en cok zarar goren ulke Turkiye oldu. Bu işlemin Halkbank uzerinden yapılmış olmasının hem yaptırım, hem kambiyo, hem de mevzuat acısından bir sıkıntısı yoktur. Savcılık iddianamesi de acık ve net bir şekilde Halkbank’a yoneltilen suclamayı ortaya koymuyor. Halkbank icin altın kacakcılığı diye bir şey olamaz. Kambiyo rejimi altın ithalatı ve ihracatına musaade ediyor. Devletin bankası Halkbank’ın yasa dışı yollarla altın cıkarması, kacakcılığını yapması mumkun değil. Bunun altında başka nedenler yatıyor. AK Parti doneminde kamu bankaları iyi yonetildi. İyi yonetildiği bankaların bilancolarından da belli. Kamu bankası acığı da duştu. O acıdan iyi disiplinli bir kamu maliyesi icerisinde yonetilen bankalara yolsuzluk suclaması doğru değil. Bu bankalarda yolsuzluk yapıldığı iddiaları tum rakamlara baktığımızda tutmuyor. Yolsuzluk yapılsa butce acığı yuksek olurdu” ifadelerini kullandı.

ERTEM: “İSRAİL LOBİSİNİN HEDEFİNDE HALKBANK VAR”

Ekonomist Yazar Dr. Cemil Ertem de, yolsuzluk operasyonunda İsrail lobisinin olduğunu soyledi. Dr. Ertem, “Amerika’daki Cumhuriyetciler, Neocon yapılanması, belli finans cevreleri ve tabii ki İsrail’in şahin politikalarını destekleyen lobiler Turkiye’nin İran’la alışverişlerine başından beri karşı cıkıyorlardı. Buna bağlı olarak Halkbank hedefteydi zaten. Turkiye 2010 yılında İran ile bir anlaşma yapmış ve o tarihten beri hedefe konmuştu. Hatta Hindistan gibi ulkelerin paralarının Halkbank’da Turk Lirası’na cevrildiğini iddia ediyorlardı. Surekli bu tur politikalarla Halkbank yıpratılmaya calışılarak İran ile olan ticaretimiz baltalanıyordu. Bu soruşturma surecini ele alırsak oluşan ortam yıpratmadır. Halkbank ve kamu bankaları gercekten devletin yanında yer aldı. Eskisi gibi firmaların cevrelerinde yer almadı. Tam anlamıyla kamu bankası gorevi gorerek halkın cıkarları doğrultusunda hareket ettiler. Bu davranışlarıyla ornek kurum oldular. Halkbank bu surecte cok onemli gorevler ustlendi. Hem KOBİ’lerin finansmanında hem de milletin cebini duşunen bir ekonomi geliştirdi. Bu operasyonun belkemiği Halkbank’tır” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL DESTEKLİ OLABİLİR”

Uluslararası İlişkiler uzmanı Prof.Dr. Hasan Koni, “İran ile ilgili bir konu varsa, Amerika ve İsrail’in mutlaka orada bir parmağı vardır. İran ile Batılı ulkeler arasında nukleer enerji konusunda altı aylık ara anlaşma sağlandı. Bu altı ay icinde herhangi olumsuz bir durum olmazsa kalıcı anlaşma imzalanacak. Ara anlaşmada bazı ambargolar kalktı, asıl anlaşma ile de tamamen kalkacak. Bunun sonucu olarak da sınır komşumuz İran ile milyarlarca doları bulan ticaret hacmimiz olacak. Siyasi ve ticari ilişkiler daha da gelişecek. Tabii bundan en cok rahatsız olacak İsrail’dir. Zaten bu anlaşmayı istemediklerini bas bas bağırıyorlar. Soz konusu anlaşmayı sekteye uğratmak icin her yolu deneyebilirler. Şu an Turkiye’de devam eden ve İran’ın da adı gecen operasyonlar İsrail destekli ve ihbarlı olabilir” diye konuştu.
akit