[h=5]Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı protestoları hakkındaki tutumunu eleştiren Blog yazarı Ozan Tuzun, "Tayyip Erdoğan'ın yıllar gectikce mukemmelleştirdiği ve her sorulan soruya cevap verirken kullandığı bir algoritma var" diyor ve Başbakan Erdoğan'ın kullandığı yontemleri formule ediyor.[/h]İşte o yazı:
"Tayyip Erdoğan’ın yıllar gectikce mukemmelleştirdiği ve her sorulan soruya cevap verirken kullandığı bir algoritma var. İletişim okumuş bir insansı olarak irdelemeye calıştım.

Bu algoritma bir kac adımdan oluşuyor ve eğer zamanı varsa tum adımları (1'den 8'e hepsini), zamanı daha kısıtlıysa bazılarını (genellikle 1 & 3 & 6'yi) kullanıyor.

Daha iyi anlatabilmek icin bir ornekle acıklayacağım. Erdoğan’ın kucukluğune donup, evdeki vazoyu kırdığını varsayacağım.

Tayyip evde yalnızdır ve annesi eve gelince vazoyu kırılmış olarak bulur.

Annesi: Tayyip! Vazoyu mu kırdın!

Adım 1: Yapılan yanlışın ifade edilme şeklini değiştir, onu yanlış olmaktan cıkar ve iyi bir şey gibi goster.
- Vazoyu kırmadım, parcalarına ayrıştırdım ve yeniden şekillendirilebilmesi icin bir duzenleme yaptım.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Ağaclara zarar vermiyoruz, yerlerinden sokup taşıyoruz."
"Değişmedim, geliştim."
"Alkolu yasaklamıyoruz, kullanımını duzenliyoruz."

Adım 2: O sucu işleyecek / hatayı yapacak dunyadaki son insan olduğuna ikna et.
- Ben vazoya neden zarar vermek isteyeyim ki? Ben de vazoyum. Vazonun daniskasıyım. O vazo alındığında, onu omzunda 4 kat, bak rakam veriyorum tam 98 merdiven, yukarı taşıyan benim. Vazonun guneşten rengi solmasın diye onu depoya koyalım diyen, kimse kıskanmasın, nazar gelmesin diye arkadaşlarım gelince ustunu orten yine benim. O vazonun bir numaralı destekcisi benim, niye zarar vermek isteyeyim?

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Biz niye ağac kesmek isteyelim, tam 3 katrilyon ağac diktik."
"Biz niye yargıya baskı yapalım, Turkiye’deki en buyuk adalet saraylarını yapan, onlara cumhuriyet tarihindeki en buyuk olanakları sağlayan biziz."

Adım 3: Soz konusu olayın onemini indirge, olayı normalleştir, hatta yaptığının az bile olduğunu orneklerle acıkla.
- Ayrıca ben vazonun yeniden duzenlenmesine neden bu kadar tepki gosterdiğini anlamıyorum. Vazo, daha cok eski komunist ulkelerde kullanılan, artık miadını doldurmuş bir sus eşyası. Bak Amerika'ya, bak İngiltere’ye var mı evlerde vazo? Hic filmlerde goruyor musun? Modern evlerde goruyor musun? Anca Cavuşesku donemindeki Romanya'da, sosyalizm illetinden kurtulamamış Ukrayna’nın oblastlarında kullanılan, barok bir şey vazo. Var mı modern dunyada vazonun yeri? Yok. Bu tepkiyi anlamak mumkun değil. Bence vazonun yeniden duzenlenmesinde gec bile kalındı.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Alkol duzenlemesi sadece bizde yok ki. Bunu biz mi uydurduk? Bakın İskandinav ulkelerine, Fransa'ya, İngiltere’ye, hepsinde kat be kat daha fazla kısıtlama var. Bizdeki duzenlemeler daha başlangıc seviyesinde."

Adım 4: Şefkatinle, erdeminle karşıdakini ez. İstesem yapardım ama yapmadım de.
- Şimdi bana boyle suclamalarla geliyorsun ama ben istesem o vazoyu 20 kere kırardım. Her gun evdeyim, vazoyla baş başayım. Madem boyle hasmane bir tavrım var neden kırmadım? İstesem kırardım hatta yok ederdim. Ama yapmadım. Şahsi olarak vazoyla her konuda ayni fikirde olmasam da yapmadım, cunku ben senin duşuncelerine saygı duyuyorum. İnsanların vazoyu sevme hakki benim icin kutsal. Vazoyu vazo olduğu icin değil yaradandan dolayı seviyorum. Ben bu evde vazoların teminatıyım.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

Bunu sadece Erdoğan değil, tum parti kullanıyor aslında. Guncel ornekleri "Gezi olaylarında, istesek interneti keserdik, kesmedik." veya Melih Gokcek’in dediği "Sizi bir kaşık suda boğardık ama kahretsin ki demokratız."

Adım 5: Soruyu asla cevapsız bırakma. Soruya "varsayalım dediğiniz doğru" şeklinde cevap ver. Bunun olasılığını kabul et ve bu olasılığa karşı da sorumlu bir şekilde davrandığını goster.
- Varsayalım dediğin doğru. Vazonun başına soylediğin şeyler geldi. Bu her şeyin benim yuzumden olduğunu mu gosterir? Pencereler ceyran yapmış, kedi koşarken vurup kırmış olabilir. Ben bunların araştırılması icin komşunun oğlu Mustafa'ya gerekli talimatları verdim. Dunku ruzgÂrın hızını araştıracak, kedinin davranışlarını inceleyip bana rapor verecek. Eğer bir yanlış tespit edersem o kediyi once ben cezalandırırım. O pencereleri once ben tamir ederim. Her şeyi takip ediyorum, her şeyi evimiz icin, evimizin guzelliği, ferahı icin yapıyorum.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Polisin Gezi Parkı olaylarında aşırı gaz kullanmasıyla ilgili şikÂyetler var, doğru. Bunların incelenmesi icin gerekli yerlere talimat verdim. Eğer boyle bir şey varsa, incelecek, gereği yapılacak. Boyle bir şeye izin vermeyiz, veremeyiz."

Adım 6: Soruyu soranın bu konudaki samimiyetini sorgula.
- Şimdi bir de şoyle bir nokta var. Salondaki vazo, dunyada ilk defa yeniden duzenlenen vazo değil. Madem vazolar konusunda boyle bir hassasiyetin var, alt komşunun vazoları, hem de 1 değil tam 2 vazosu, oğlu tarafından kırıldığında neden tepki gostermedin? O zaman neredeydin? Ya da taşınırken seramikleri kırılan Ayşe teyzeyle birlikte neden gozyaşı dokmedin? Bu vazonun farkı yalnızca benimle ilgili olması mı? Burada amac uzum yemek değil, bağcıyı dovmek. Vazo bahane.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Madem ağacları bu kadar seviyorsunuz, ben orman arazisinin icine universite yapılmasın diye yırtınırken neredeydiniz? Neredeydi bu kalabalıklar?"
"Madem basın ozgurluğu diye bu kadar yırtınıyorsunuz, 28 Şubat doneminde neredeydiniz?"

Adım 7: Olaydan yırttın, kendini iyi gosterdin. Şimdi bu avantajı rakibini kotu gostermek icin kullan.
- Bu vazo kırmak falan hep Ali'nin (kardeşimin) yapacağı şeyler. O yapar bunları. Gecen sene cam dolabın penceresini kıran, kucukken babamın pikabına top atan kim? Ali. Ali'nin zihniyeti kırar ancak vazoyu. Bunun arkasında da o var; ben sana soyleyeyim. Şimdi babamın harclıklara karar vereceği donem yaklaşıyor ya, beni okul konusunda yenemiyor, aklınca boyle bir camur atma yolu buldu. Bunları babam hep goruyor. Babam doğru kararı verir, benim icim rahat. Ben hep konuşuyorum babamla."

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

"Bu gosteriler, kargaşalar hep CHP zihniyetinin bir urunu. Bunların arkasında onlar var, secim yaklaşıyor ya aklınca oradan vuracak. Marjinal gurupları orgutleyip, uc beş capulcuyla kargaşa cıkartmaya calışıyorlar. Ama biz halkımızı biliyoruz, halkımız bunlara itibar etmiyor. Halk her şeyi goruyor."

Adım 8: Konu kapandı, cevap verildi. Konuşmanı kendini ve yaptıklarını overek zirvede bırak. - Ben bunlara bakmıyorum anne. Ben işime bakıyorum. Bak 2 senelik ortaokul hayatımda, sınıfın en calışkanı olmuşum. Herkes beni parmakla gosterir hale gelmiş, diğer cocukların annesi de oğullarına Tayyip gibi ol evladım der duruma gelmiş. Bu durumdayız. Din 5, beden 5, matematik 5. Bu durumdayız. Ben işime bakıyorum, dersime bakıyorum. Ailemiz icin hayırlı bir evlat olmaya, ailemizi, babamın da dediği gibi evelallah apartmandaki ornek aile konumuna taşımaya calışıyorum, calışacağım.

Bu tekniğin gercek hayattaki ornekleri şoyle:

" Ekonomi şoyle guzel, IMF borcları şoyle az, milli gelir şoyle yukseldi vs vs."
------------------------------------------------

Bu 8 adım dışında bir de icerilere serpilmiş ufak detaylar oluyor. Talimat verdim, arkadaşlar cozdu:

İyi şeylerde "biz" de, ilişkilendirilmeyi istemediğin şeylerde ise "devlet, polis vs" gibi kurum adları ver.
İyi şeylerde:
"Galatasaray’ın stadını biz yaptık ve Galatasaray'a verdik."
"Kayseri'ye galaksinin en buyuk su fıskiyesini yaptık."

İlişkilendirilmek istemediği konularda:
"Polis gaz kullanımında aşırıya kacmış olabilir."
"Devlet, İmralı’yla da konuşur, herkesle de konuşur."

Soruya / suclamaya kendi değerlerini değil suclayanın değerlerini, silahlarını kullanarak cevap ver.
Orneğin, "Anayasada, devlet halkını alkolden, uyuşturucudan korur yazıyor. Bu gorev bana verilmiş; bu maddeyi biz eklemedik ki."

Adını telaffuz etmek istemediği insanların / kurumların ismini farklı soyle, farklı soylenemiyorsa ad tak.
Orneğin Ataturk deme, Gazi Mustafa Kemal de. Ocalan deme, İmralı de. CHP deme CeHaPe zihniyeti de.

Cevaplanması uzun surecek soruları sanki cevap evet/hayır kadar kısaymış gibi laf arasında sor, karşındaki cevap veremesin, haklı gorun.
Mesela onlarca gazeteciyle konuşurken birine "sizce gosterilerden ne mesaj almalıyım, siz soyleyin" de.

X sizi şoyle eleştirdi seklinde bir soru gelince cevabına direkt ad hominem yaparak başla.
"X madem o kadar demokrattı, neden şoyle boyle haksızlıklar olurken sustu? Y'nin Japonya'ya ne hayrı dokunmuş? Bunların amacı bağcıyı dovmek."

Hep yaptıklarını ov ama hic kendini ovme, aksine kendini onemsizleştir.
Orneğin "bu hukûmet cumhuriyet tarihinin en buyuk atılımını yaptı" veya "Turkiye’nin en buyuk x'ini yine biz yaptık" vs deyip yaptıklarını yuceltirken diğer yandan da "Ben hukumdarınız değil, hizmetkÂrınızım" gibi cumlelerle kendini onemsizleştir. Mesela Van hakkında konuşurken ikisini tek seferde yapmıştı: "Yaptığımız yatırımlarla adeta yeni bir Van inşa ettik. Butun bu adımları nicin atıyoruz? Biz emanetciyiz, hizmetkÂrız, efendi değiliz."

Her yaptığının ucuna, geniş perspektifli, buyuk bir amac koy.
Orneğin alkol yasası cıkartıp "Biz cocuklarımıza ufuk vermek, hedefler gostermek, Fatihler, Mimar Sinan'lar yetiştirmek zorundayız" de ya da kavşak acma toreninde "Hedefimiz 2023" de.

Her yapılan şeyi daha da sivriltmek icin eskiden yapılmış kendine gore bir yanlışla birlikte sun.
Her ikisini de abartarak zıtlık yarat. Orneğin "Eskiden kahvaltıda cocuklara bira iciriliyormuş, bu tavsiye ediliyormuş. Şimdi ise gencleri alkolun zararlarından koruyoruz."

Her şeye hÂkimsin, her şeyi biliyorsun havası oluştur; boylece insanlara otokontrol aşıla, izlendiklerinin bilinciyle hareket etsinler.
"X'i kimin organize ettiğini cok iyi biliyoruz." veya "NY Times'da Gezi Parkı ilanını kimlerin fonladığını biliyoruz." (zaten indiegogo'da para veren herkesin adı kabak gibi yazıyor.) Konuşmalarda kusuratsız, tam rakamlar vererek her şeyi detayına kadar biliyor havası vermek de bunun bir orneği.

Ne dersen de hep reasoning (sebep gostermecilik) yap. Mutlaka "cunku" de. Gosterdiğin sebep cok muhim değil, insanların "sebep?" diye duşunmesine mahal verme.
"Haydarpaşa’yı otel yapmak istiyoruz cunku İstanbul’da cok buyuk bir otel acığı var." Burada onemli olan yapmak istediğini once soylemen, bu onemli. Yoksa mantıksız bir şey dediğin anlaşılıyor; mesela cumleyi ters cevirip "İstanbul’da cok buyuk otel acığı var, o yuzden Haydarpaşa’yı otel yapmaya karar verdik" dersen ikna edici olmaz.

Reasoning yaparken, kolay gosterilebilir bir sebebin yoksa "cunku" ile başlayan herhangi bir şey de soyleyebilirsin: "Biz Taksim'i yayalaştırmak istiyoruz, cunku millet bizden bunu istiyor."
------------------------------------------------

Bu zavallı hizmetkÂrınızın tespitleri şimdilik bu kadar. Başka inanılmaz tespitlerim olursa yazıyı guncelleyeceğim."

Kaynak:Erdoğan'ın cevap verme algoritması - Turkiye Haberleri - Radikal