Hikmet Cetinkaya
[email protected] Yazısları


Uğur Mumcu’ya Mektup...
24 Ocak 2014 Cuma​
A+A-
Uğur Mumcu’yu yitireli bugun 21 yıl oldu...
Yıllar ne cabuk gecti!
Yazı masamın başına oturmuş, ne yazacağımı duşunuyorum...
Duşunurken şu soru geliyor aklıma:
“İnsanlığın ozlemi nedir?”
Daha aydınlık, daha guzel bir duzene doğru yurumek.
Uğur, yaşamı boyunca bunun icin cabaladı, devrimci kişiliğiyle gercekleriaydınlatmak icin uğraş verdi.
Pusulası o aydınlığı gosterdi hep!
2005 yılında bir yazıda, din pazarlamacılarını, Turkiye’de “devlet icinde devletin”nasıl oluştuğunu, tarikatların yargıda, poliste, eğitimde nasıl orgutlendiklerini yazmışım... (25 Ocak 2005)
1995 yılında Pakistan kokenli İngiliz yurttaşı Asaf Huseyin’in İstanbul’a gelişini ve yaptığı konuşmaları...
Donemin Buyukşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Asaf’ı Turkiye’ye “İstanbul Organizasyon” adlı bir şirket getirmişti.
Kitapları Turkiye’de iki yayınevi tarafından yayımlanan Asaf Huseyin, Londra Kraliyet Uluslararası İlişkiler Universitesi’nde sosyolog olarak gorev yapıyor, koktendinci orgutler uzerine araştırmalar yapıyordu.
***​
Uğur Mumcu olduruleli iki yıl olmuştu...
Asaf, konuşmalarında şoyle demişti:
“İslamiyetin terorizmle bir ilişkisi olamaz. Ancak zulme karşı tarih yazarken kandokulebilir. İslamı diriltmek icin kan dokulmek gerekirse dokulebilir...”
Şimdi duşunuyorum Suriye, Pakistan, Afganistan, Irak’ta yaşananları...
Kelle avcılarını, insanların kılıcla kafasını koparıp, ciğerlerini sokup yiyenleri...
Asaf’ı merak etmiştim, kimdir bu kişi, diye...
Londra Kraliyet Akademisi’ni arayıp sormuştum...
Oyle bir kişi yoktu ve Londra’da kendisini tanıyan da yoktu...
9 yıl once yazdığım “Uğur’a Mektup” başlıklı yazımda şoyle seslenmiştim:
“Turkiye nereye gidiyor anlat bana... Anlat bana seni uğurlayan kalabalıklar neyapıyor 12 yıl sonra?”
Bugun de aynı şeyi soyluyorum:
“Ankara’da 21 yıl once seni son yolculuğuna uğurlayan milyonlar, bugun niye suskun ve yılgın Uğur, anlat bana!”
Şeyhlerin, vurguncuların, soyguncuların ulkesi olduk Uğur...
Olumler gorduk, acılar, huzunler...
Gozyaşlarımızı kimse gormedi...
Zindanlar doldu Uğur, El Kaide, El Nusra sınırımıza yerleşti, kamplar kurdu, askeri eğitim aldı.
Laik demokratik Cumhuriyette, aydınlanma devriminin kazanımlarından geriye ne kaldı?
Tepeden tırnağa şaibeli devlet, yargı, polis, muhalefet, cemaat...
Milyonlarca yoksul insan, din bezirgÂnları, siyasal İslam tezgÂhı...
Duzmece belgeler, bilgiler, tapeler...
Yaftalama, karalama, ezme!
Emekcileri ezerek, yoksullara nohut, mercimek dağıtarak, 12 yıldır haramilerikollayarak...
Vurguna, soyguna goz yumarak...
Telefonları dinleyerek, belden aşağı vurarak...
İnancları somurerek, ayrımcılık yaparak...
Ayakta duranlar...
Anlat bana arkadaşım Uğur Mumcu anlat...
Sen ne diyorsun?
***​
Yaşamın boyunca, soyguncuların, talancıların gercek yuzunu gosterdin...
Terorun arkasındaki gercekleri araştırdın...
Başta Abdi İpekci olmak uzere pek cok cinayetin perde arkasını, ic ve dış gucleriaraştırdın...
Cetin Emec, Muammer Aksoy, Bahriye Ucok, Musa Anter, Vedat Aydın’ı olduren “derin devlet”in peşindeydin.
Sen olduruldukten sonra da pek cok katliam, cinayet işlendi...
Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi, Gaffar Okkan, Hablemitoğlu...
Daha pek cok ad, asit kuyuları...
Bugun emperyalistler, bolgede acımasız bir oyun oynuyor, Buyuk Ortadoğu Projesi hayata geciyor, koktendinci Bağdat-Şam eksenli bir din devleti kurulmak isteniyor...
Kuvayı Milliye ruhuyla, şoven milliyetciliği birbirine karıştıran bir siyasal hareket din bezirgÂnlarının işine yarıyor...
Sen, Kuvayı Milliye ruhuyla yaşayan bir yurtsever ve devrimciydin!
Şoven milliyetciliğin her turlu guc tarafından nasıl kullanıldığını bilirdin sen!
Hayatın boyunca mucadeleyi bu yurtsever ve devrimci ruhla yuruttun!
Ne din, ne dil, ne ırk, ne de mezhep ve inanc ayrımcılığı yaptın...
Şimdi bizler 21 yıl onceki Turkiye’yi arar duruma duştuk...