KILICDAROGLU DA CALIYOR

Olay 1)
Sanırım yıl 2009 idi.
Eminonu’nde henuz taşınmamış İstanbul Adliyesi’ndeydik. Avukatımla duruşma bekliyorduk.
Yanımızdan, kollarında dosyalar olan avukat cubbesi giymiş bir kadın gecti. Pek dikkat etmemiştim. Avukatım “bu avukat kim biliyor musun” diye sordu.
Tanımadığımı soyledim.
İsmini soyleyince şaşırıp kaldım…

Olay 2)
Gecen yıl Antalya Piyano Festivali kokteylindeyiz. Antalyalı bir hanımefendi geldi, “Sizinle birini tanıştırmak istiyorum” dedi ve gitti. Arkasından baktım; tek başına koşede sessizce duran bir kadını alıp yanıma getirdi.
Tanıştırdı. İsmini soyleyince şaşırıp kaldım…
Yazının başlığından dolayı kim olduğunu tahmin etmişsinizdir:
Avukat Zeynep Kılıcdaroğlu…
İktisatcı Aslı Kılıcdaroğlu (Nadir)…
Gelelim hangi Kılıcdaroğlu’nun “caldığına”…

Ne iş yapıyorlar?

CNNTURK’te Enver Aysever’in “Neden solcular genelde siyasi suclardan iceri giriyor da sağcılar hırsızlıktan giriyor?” sorusuna, AKP’li Burhan Kuzu şu yanıtı verdi: “Sol iktidara az geldiği icin az yolsuzluk yapıyor!”
CHP’nin; İzmir, Antalya, Eskişehir, Edirne, Aydın, Muğla, Mersin gibi bircok belediyesi var. İstanbul’da 13 belediyeye sahip. Belediyelerde para var!
İnsanın iradesi gelişmemişse, niyeti bozuksa muhtarlıkta bile yolsuzluk yapar!
AKP’li Burhan Kuzu bir kez daha kendine sormalı; Başbakan Erdoğan’ın cocukları neden surekli gundemde ve niye kimse Kılıcdaroğlu’nun cocuklarını tanımıyor?
Avukat Zeynep Kılıcdaroğlu kamu bankasında memurluk yapacağına, CHP’li belediyelerle iş yapamaz mı? CHP’li belediyelere iş yapan bir şirkette dolgun maaşla CEO olamaz mı?
İngilizce iktisat oğrenimini başarıyla bitiren ekonomist Aslı Kılıcdaroğlu, bir turizm şirketinde calışacağına, ticarete atılıp kendi işini kuramaz mı? CHP’li belediyelerden ihale alamaz mı? Belediyelerde iş takibi yapamaz mı?
İsteseler coktan koşeyi donerlerdi.
Hadi ticareti bırakalım…
Uc kuruş maaş alacaklarına babaları Kemal Kılıcdaroğlu’na danışmanlık yapıp CHP’den yukluce para alamazlar mı?
CHP’li belediyelere iş yapan muteahhitlere telefon edip, “Biz deniz kıyısındaki villalardan 2 tane istiyoruz” diyemezler mi?
Ya da vakıf kurup belediyelerdeki imar değişiklikleri karşılığında işadamlarından para toplayamazlar mı?
Hicbirini yapmadılar/yapmıyorlar. Niye?
Durust-namuslu oldukları icin; en onemlisi, utanmayı bildiklerinden yapmıyorlar. Kirlenmemişler.
Karakterliler.
Kendilerine guvenliler.
Babalarının politik gucunden yararlanmayı zul sayıyorlar; bu nedenle İstanbul ve Antalya’da mutevazı hayat yaşıyorlar.
Bir de Guney Kore’de yaşayan en kucukleri var; Kerem…

En kucukleri calıyor

Kerem Kılıcdaroğlu…
Calan da o…
En “beceriksizi” de o…
Başkalarının oğulları gibi; ne gemicikleri var, ne de kuyumcu mağazası! Ne başını sokacak evi, ne de bankada parası!
Hayatında bırakın, 99 milyon 990 bin dolar’ı; bahse girerim 100 bin dolar’ı bir arada gormedi.
İşadamı bursuyla okumadı.
Aslında suc babasında; bir işadamına telefon edip cocuğuna aylık 25 bin dolar cep harclığı istemedi! Ya da ABD Başkanı’nı devreye sokup Harvard Universitesi’ni ayarlamadı.
Kerem Kılıcdaroğlu hep kendi yaptı; yuksek puanla Anadolu lisesine girdi. Bilkent’i bitirdi. ODTU’de yuksek lisans yaptı. Doktora yapmak icin sınava girip burs kazanıp Guney Kore’ye gitti. Asya ekonomisi uzerine calışıyor.
ABD’de villada değil; Kore’de zor koşullarda studyo tipi minicik evde, bilim insanı olmak icin gece-gunduz calışıyor. Kimileri gibi lafta değil ozde, “bir lokma bir hırka” felsefesini icselleştirmiş idealist genc bir adam. Yani, zenginliği parada aranmayanlardan.
Kerem’i tanıdım:
Naif. Romantik. Birilerinin oğlu gibi, otomobiliyle bir sanatcıyı ezip oldurseydi, hicbir şey olmamış gibi yaşayamazdı.
İcten. Samimi. Babasının evden cıkmasını bekleyen gazetecilere cay servisi yapacak kadar alcakgonullu.
Kibirle uzaktan yakından ilgisi yok.
Aynı zamanda sanatcı; “Sert-Sessiz” adlı muzik grubunda bateri calıyor. Kore’de harclığını bateri calarak cıkarıyor.
Yani…
Calan Kılıcdaroğlu o.
Caldığı ise, sadece muzik aleti bateri!..

Hırsızlık babadan evlada gecer

Burhan Kuzu yıllar once lideri Erdoğan’ın ne dediğini anımsıyor mu:
“Bugune kadar evladından hırsızlık oğrenen baba gormedim, duymadım. Hırsızlık babadan evlada gecer, evlattan babaya değil.”
Erdoğan’ın dort cocuğu; Bilal, Esra, Burak, Sumeyye’yi 17 Aralık’tan sonra daha yakından tanıdık.
Peki ya Kılıcdaroğlu’nun uc evladı; Zeynep, Aslı, Kerem’i?
Yazayım:
Babaları genel mudur oldu; hayatları değişmedi.
Babaları milletvekili oldu; hayatları değişmedi.
Babaları grup başkanvekili oldu; hayatları değişmedi.
Babaları genel başkan oldu; hayatları değişmedi.
Ve tum bunlar gosteriyor ki, babaları başbakan olsa da, hayatları yine değişmeyecek.
Biliyorum ki:
Bu yazıyı yazdığım icin Kılıcdaroğlu ailesi mahcup olacak; ozel yaşamlarıyla gundeme gelmek istemiyorlar. Aslında, topluma ornek olacak hayatları konusunda daha yazacaklarım vardı; bu cekinceleri nedeniyle detaylara girmedim.
Fakat bu kadarını yazmak zorundaydım. Aslında salt AKP’li Kuzu’ya yanıt vermek icin değil.
Son gunlerde ulke olarak cok kirlendik/kirletildik.
İnsanlar guveni kaybetti.
Herkesin morale ihtiyacı var.
Demek istiyorum ki, enseyi karartmayın; cok temiz evlatlarımız, politikacılarımız da var.
Ve her fırsatta her yerde dile getiriyorum:
Kimseye artık, sağcı ya da solcu diye bakmıyorum; fikir namuslusu mu, vicdanlı mı, ahlaklı mı, kişilik mi? Olcum artık bu insani değerler.
O nedenle diyorum ki:
Bu ulkede ahlak iktidar olsun.
Kirliliğe bulaşmamış temiz insanlar kazansın…

SONER YALCIN -31 OCAK 2014- KOSE YAZISI