TBMM Genel Kurulu'nda internetle ilgili torba tasarının goruşmeleri sırasında soz alan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halacoğlu, tablet bilgisayarından Başbakan Erdoğan'la bir haber kanalının yoneticisine ait olduğunu belirttiği bir telefon goruşmesini dinletti.

Hurriyet gazetesinden Umut Erdem’in haberine gore MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halacoğlu, Başbakan Erdoğan’ın haber kanalı yoneticisiyle yaptığı goruşmede, bu yoneticiden, MHP Genel Başkanı Devlet Bahceli’nin konuşmalarının televizyon kanalında altyazı olarak gecmesinin kaldırılmasını istediğini savundu.

Halacoğlu, daha sonra sozlerini şoyle surdurdu:

“Herhalde sansurden tutun da yapacağımız internet goruşmelerine kadar, bir skandalı hepiniz gozler onunde gorebilecek durumdasınız. Aslında her şey iflas etmiştir. Turkiye Cumhuriyetini yonetenler iflas etmiştir. Kendi dikta rejimini nasıl kurduklarını ortaya koymuştur. Butun basının nasıl kontrol altına alınarak, nasıl bir dolap cevrildiği gozler onune serilmiştir. Konuşmaların altyazı olarak dahi gecmesine tahammul edemeyenler, ileri demokrasiden bahsediyor. Ayıptır. Bundan utanmanız lazım hepinizin. Boyle bir skandalı tarih daha yazmamıştır; ama artık sizin Başbakanınız adına yazmıştır tarih.”

MECLİS'TE TARTIŞMALARA NEDEN OLDU

Bu arada Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan arasında ses kaydı nedeniyle tartışma yaşandı.

Genel Kurul'da Torba Kanunu Tasarısı'nın 4. bolumu uzerindeki goruşmeler sırasında konuşan Ayhan, Başbakan'ın bir televizyon kanalını aradığı iddialarına değinerek, Bakan Yılmaz'a, "Biraz once Sayın Genel Başkanımızın bir televizyonda altyazı olarak gecen konuşmalarının Sayın Başbakan tarafından bizzat telefon edilerek cıkartılmak istenmesi doğru mudur? Bununla ilgili sayın bakanım bir bilginiz var mıdır? Bu olay ortalığa duştu yalan mıdır, doğru mudur? Bu haysiyetli bir davranış bicimi midir?" diye sordu.
Bakan Yılmaz'ın, "Telefon edip ifşa edenlerinki haysiyetli bir davranış mıdır" ifadesi uzerine Ayhan, şunları soyledi:

"Sizin bu hale duştuğunuz beni sevindirmiyor. Turkiye Cumhuriyeti Hukumeti ne hale duştu. Uzucu bir olay. Bir havuz hadisesi var. Boyle bir hadise varsa bu havuza para koyduğu iddia edilenler bu millete kufrediyor. Duydunuz mu? Turk milletine boyle bir şey nasıl icinize siniyor? Turk milletine nasıl boyle bir hakareti reva gorursunuz. Biriniz cıkın da birşey soyleyin."


‘BEN KUFUR FALAN ETMEDİM’

Daha sonra soz alan Bakan Yılmaz'ın, sayın milletvekilinin kullandığı uslubun hic bir şekilde tasvip edilemeyeceğini soylemesi uzerine Ayhan, yuksek sesle, "Ben kufur falan etmedim. Konuşamazsın oyle" dedi.

Bunun uzerine Bakan Yılmaz, şunları soyledi:

"Gayet rahat konuşurum. Oturun oturduğunuz yere. Her turlu lafı soyleyeceksiniz. Bir de bizi konuşturmayacaksınız burada. Saygılı olun ve dinleyin. Bir dinle bağırma oyle. Bağırma hakkını nereden buluyorsun. Bağıramazsın. Ben de sana bağırırım o zaman. Hepimiz milletvekiliyiz belli bir uslupla konuşmak zorundayız. Bağırmaya hakkınız yok. Karşınızda cocuk yok. Sizin bağırabileceğiniz insanlar değiliz biz. Hakaret etmeden de bağırmadan da bir fikri ifade edebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Fakat karşınızdaki insanları rencide etmek icin hakaret ederek, uslubunuzu bozarak konuşuyorsanız musaade edin biz de buna bir cevap verelim."

Yılmaz, dinleme hadiseleriyle ilgili genel bir tutum alınması gerektiğini vurgulayarak, "Siyaset kurumu olarak bu devletle, bu milletle ilgili sorumluluk hisseden insanlar olarak genel bir tutum almamız gerekiyor. Tek tek bu işlerin detayına inersek, tek tek dinleyenlerin, konuşulanların, insanların mahrem hayatlarına girersek ben bu işten bir cıkış yolu olduğunu gormuyorum. Devletimizin bekası, siyaset kurumunun saygınlığı adına bir cıkış yolu olduğunu gormuyorum" diye konuştu.


‘BİZ DE OZELEŞTİRİ YAPMALIYIZ’

Burada hukuki ve ahlaki bir tavır alınması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şoyle devam etti:

"Kendimizin de bir ozeleştiri yapması lazım. Gecmişe donup bakarak, biz de bir ozeleştiri yapmalıyız. İceriden veya dışarıdan birtakım cevrelerin, birtakım kesimlerin insanların ozel hayatlarına, en mahrem ortamlarına girerek, bunları elde etmeleri... Bunun da doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Bugunku dunyada montaj imkanları var, bin turlu numara yapma imkanları da var. Sizin suretinizi alırlar bir başkasına yapıştırırlar, sesinizi alırlar bir başka yere kopya ederler. Genel bir hukuki ve ahlaki tavır olarak biz topyekun, butun partiler olarak, siyaset kurumu olarak biz buna karşı bir tavır almazsak, biz bunların onune gecmezsek, bunların detaylarında boğulursak ulkemizin geleceği adına surekli bir şekilde bu tehditlerin altında yaşamaya devam ederiz. Bugun 'a' şahsına, yarın 'b' şahsına olur. Bugun birine olur, yarın bana olur, obur gun size olur. Buralarda akil insanların değişik partilerden, değişik goruşlerden insanların bu konulara karşı genel bir hukuki ve ahlaki tavır geliştirmesi lazım. Ben buna inanıyorum."


'TURK MİLLETİ GORECEKTİR'
Bu arada konuyla ilgili olarak MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Şefkat Cetin tarafından yapılan acıklamada şoyle denildi:

" Tayyip Erdoğan ’ın ciftliğine donen Turkiye’de, medya ve sermaye guclerinin yanı sıra etrafından eksik edilmeyen istihbarat aracları ile kuşatılan Milliyetci Hareket Partisi her daim gercek bir iktidar alternatifi, millet adına hesap soracak milli guc merkezi olarak varlığını korumaya, doğru bildiği yolda yurumeye devam edecektir. Tayyip’in medyasının gormediğini buyuk Turk milleti elbette ki gormektedir."
http://www.radikal.com.tr/politika/...ine_altyaziyi_kaldirin_talimati_verdi-1174185