Fezlekelerde flaş gelişme!

17 Aralık operasyonları kapsamında 4 eski bakan hakkında hazırlanan fezlekeler, Adalet Bakanlığı tarafından hafta icinde savcılığa iade edildi
TBMM Başkanı Cemil Cicek, “4 bakanla ilgili konu Adalet Bakanlığı’na gelmiş, bildiğim kadarıyla bakanlık da o genelgeye uygun olarak savcılığa iade etti, kesin bilmiyorum ama boyle. Cunku ‘yetkimiz yok’ dediğine gore Sayın Bakan, onu bakanlıkta tutmayacak, ilgili makama, savcılığa gonderecek, onlar bize gonderecek” dedi.
Cicek, A Haber’in canlı yayınında Murat Akgun’un sorularını yanıtladı.
“Ozel yetkili mahkemelerin kalkması” ile ilgili soru uzerine Cicek, bu mahkemelerin kalkması gerektiğini soyledi. Cicek, “Umit ederiz ki, bir sureden beri yaşadığımız sıkıntılar obur mahkemelerde cıkmaz. Cunku artık gunumuzde bireysel suclar bile orgutlu işlenir hale geldi. Bu davalara bakacak olan mahkemelerin de ona gore hazırlığını yapması lazım” diye konuştu.
“Yeniden yargılamaya nasıl bakıyorsunuz?” sorusu uzerine Cicek, yeniden yargılamanın mevcut kanunlarda da olduğunu belirtti. Karara cıkmış, kesinleşmiş dosyalar acısından “Yeniden yargılama yapılsın” diye talepler olduğunu anımsatan Cicek, “Hukukta biz duzenlemeyi genel ve eşit duzenleme olarak yaparız. 3. yargı paketinde, ‘cezanın ust sınırı 5 yıldan aşağı olan suclarda kişi ceza almışsa, eğer 3 yıl icerisinde bir suc işlemişse bu cezasını cekmiş sayılır’ denildi. İnfazlar durduruldu. Burada sizin sevdiğiniz, sevmediğiniz, hatta tepki duyduğunuz adamlar bile bundan cıktı. Basında da ‘vay falancalar cıktı’ diye haber yapıldı. Bu tur duzenlemelerde bazı sıkıntılar da yaşanabilecektir. Kamuoyunun da buna hazır olması lazım” dedi.
Cemil Cicek, “Onemli davaların bir coğuna delil kaynağı olan 5 nolu hardisk var. TUBİTAK’ın bilirkişisinin uzerinde oynandığına ilişkin kararı var. İnsanların sahte delillerle mahkum edildiğine dair bir şuphe uyanıyor mu sizde?” sorusunu yanıtlarken, şoyle konuştu:
“(O rapor TUBİTAK’a ait değildir) diye ilgili bakanın acıklaması var. Eğer o kararın verilmesinde en belirleyici delil o ise o zaman duşunulebilir ama o delil olmasaydı dahi aynı hukum verilebilecek idi ise o zaman farklı bir sonuc cıkar. Burada esas olan, ortaya cıkan belgenin, bilginin, iddianın kararın en belirleyici faktoru olduğuna dikkat etmek lazım. Hakim bir davada bir karar vermiş, 5 tane şahit var, bu şahitlerden birisi sonradan ‘ben doğru soylemedim’ dedi. Mahkeme, o oyle soylemiş olabilir ama 4 kişinin soylediği şahadette benim bu hukmu vermeme yeter gibi bir anlayış olursa, bu yeniden yargılama sebebi olmaz. Nedir ne değildir? Sureci beklemek lazım.”
-”Soruşturulması normaldir”
Cemil Cicek, Golcuk Donanma Savcılığı’nın, 5 nolu hardiskin sahte olduğu konusunda soruşturma başlatması ile ilgili soru uzerine, “Bu normaldir. Eğer bu hardiskin duzmece olduğu, montaj yapıldığı, sahte delil olduğu ortaya cıkarsa, bu sahteciliği kim yaptı? Ortada işlenmiş bir suc var demektir. Bunun soruşturulması gerekir” dedi.
“Tutukluluk suresinin 5 yıla indirilmesi” ile ilgili soruyu yanıtlayan Cicek, 2004′te bu duzenlemeyi yaparken, tutuklamalara sınır getirilmesi gerektiğini kanun koyucu olarak arzu ettiklerini soyledi.
Bunun icin bir kısım sınırlamalar getirdiklerini belirten Cicek, tutuklama bir tedbir olduğu icin, mahkemelerin bunu sınırlı uygulaması gerektiğine işaret etti. Cicek, Meclis’in iradesinin gecmişte de tutukluluğun uzun surmemesi konusunda olduğunu, ancak uygulamalara sıkıntılar yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
“Biz bir taraftan ’10 yıl tutukluluk uzundur’ dedik ama obur taraftan da 10 yıldır tutuklu kalan Hizbullahcılar tahliye edildiğinde, tutukluluk uzun diyenlerin cok onemli bir kısmı da ‘siz bu kadar cani adamları nasıl tahliye edersiniz’ diye kıyamet koptu. Tutukluluğun kısaltılması doğru olabilir. 3. yargı paketinde adli kontrolu getirdik. Yargıya ‘sen onune geleni tutuklama, adli kontrolu uygulayabilirsin’ dedik. Tutuklama icin kuvvetli suc şuphesi lazım. Bu sucu işlediğine dair yuzde 100′e yakın kanaat olması durumunda tutuklama yapılması lazım. Burada biraz hukuki yorum yoluna gitmek lazım. Tutukluluk suresi 5 yıl olarak kabul edildiğinde, ‘vay falanca adamlar nasıl serbest bırakıldı’ diye kimse bağırıp cağırmasın. Bazı kişiler de bundan istifade edecektir.”

-Fezlekeler-

Cemil Cicek, “Adalet Bakanlığı’ndan TBMM Başkanlığı’na ulaşan fezleke olup olmadığı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gursel Tekin ile goruşmesi” hakkında soru uzerine, Tekin ile goruşmesinin fezlekeler ile ilgili olmadığını soyledi.
HSYK Teklifi konusunda konuşunca, Tekin’in “Meclis Başkanı yalan soyluyor” dediğini ifade eden Cicek, “Ben de bunun uzerine aradım ve ‘bu cok ağır bir ifade oldu, ben bir şey soylemedim ki yalan soylemiş olayım’ dedim. Onun uzerine ‘pazartesi gunu kahve icmeye geleyim’ dedi, ben de ‘buyurun gelin’ dedim. Bu vesileyle geldiği bir konu” dedi.
TBMM Başkanı Cicek, sozlerini şoyle surdurdu:
“Fezleke konusunda hukuk neyi ifade ediyorsa onu ifade etmeye calıştım. 4 eski bakanla ilgili fezleke bize gelmedi, Adalet Bakanlığı’na gelmiş. Bu ana kadarki uygulamalarda bize gelen dosyalar, bakanlık ve Başbakanlık uzerinden gelmiş. İctuzuk’un 13. maddesi var. Savcının bugune kadar direkt gondermesi yok. Sadece Sayıştay’dan ve Danıştay’dan bir dosya gelmiş. Bugune kadar hep Başbakanlık uzerinden gelmiş ama 2011′de Adalet Bakanlığı savcılıklara genelge gonderiyor, ‘bu evrakları doğrudan Meclis’e gonderin’ diyor. 4 bakanla ilgili konu Adalet Bakanlığı’na gelmiş, bildiğim kadarıyla bakanlık da o genelgeye uygun olarak savcılığa iade etti, kesin bilmiyorum ama boyle. Cunku ‘yetkimiz yok’ dediğine gore Sayın Bakan, onu bakanlıkta tutmayacak, ilgili makama, savcılığa gonderecek, onlar bize gonderecek.
Adalet Bakanı ile ilgili bize gelen bir dosya oldu. İzmir’de yurutulen bir soruşturma ile ilgili Sayın Bakanın yargıya mudahale ettiği anlamına gelebilecek, goruşme yapmış ilgili savcı ile ‘tarafsız olun, adil davranın’ diye. Başsavcılık once Adalet Bakanlığı’na gondermiş bakanlık da ‘siz bunu Meclis’e gonderin’ demiş. Dosya Meclis’e geldi, gelirken usul ve hukuki hata yapılarak geldi. Soruşturma gizlidir. Bir bakanla ilgili Meclis soruşturması yolunu acacak bir yazı bize geliyorsa, sadece o bakanla ilgili evrakın bize gonderilmesi lazım. Bize yazı geldi, arkasından 32 klasor dosya geldi. Biz bu dosyaları gizli olduğu icin acmadık. 32 tane adamla ilgili bilgileri kamuoyunun bilmemesi gerekiyor. Bu soruşturmalar belki 2 yıl surecek. Bu soruşturma İzmir’de gizli ama Ankara’ya gelince acık hale gelecek. Bu insanların ticari ve mesleki itibarı, coluğu, cocuğu var. Biz bu dosyaları acmadık. Gizliliği ihlal ederek ve bunda da Meclis’i aracı kılarak… Bunu gonderiyorsunuz. Yazdığım yazıda, ‘bu evrakın bize bakanlık, Başbakanlık uzerinden gelmesi lazım’ dedim. Ama aksi kanaatte iseniz, bizimle alakası olmayan 32 klasoru gondermek yerine, soruşturma başlatılması istenen bakanla ilgili evrakı gonderin, biz ondan sonra gereğini yapalım.”
-”Anayasa’da olmayan kral yetkisi varmış gibi…”
Cicek, Meclis Başkanı’nın Meclis soruşturmasını başlatma gorevinin olmadığını ifade ederek, “Bize evrak gelir, biz bunu Genel Kurul’un bilgisine sunarız. Genel Kurul’un bilgisine sunulduktan sonra en az 55 milletvekilinin imzası ile Meclis soruşturması acılması yonunde bir onerge verilecek, bu onerge kabul edilirse 15 kişilik bir komisyon kurulacak, soruşturma yapacak. Meclis sonucta oylamada ‘evet bunun Yuce Divan’a gitmesi gerekiyor’ diyorsa, o iddianame yerine geciyor ve Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Konuşanlar, Meclis Başkanı’nın Anayasa’da olmayan kral yetkisi varmış gibi, ‘Onu getir, bunu gotur, şunu niye geciktirdin?…’ Boyle bir şey olur mu?” diye konuştu.
Turkiye’de haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk yapıldıysa bunların soruşturulması gerektiğine işaret ederek, “Ama bunu yaparken de hukukun icinde kalınması lazım” dedi.


kaynak.sozcu gazetesi