Ak Parti'den 'Tekke ve Zaviyeler' teklifi - Politika Haberleri - Radikal

Haber: TARIK IŞIK - [email protected] / Arşivi

AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Ozdalga, devrim kanunları arasında bulunan tekke ve zaviyelerle ilgili yasanın yururlukten kaldırılması icin yasa teklifi hazırladığını soyledi. Yasanın cemevlerinin ibadethane olarak sayılması talebinin onunde engel olduğunu soyleyen Ozdalga, “Yasanın cıktığı donumde dinin devletin kontrolune alınması gereken bir olgu olduğu zihniyeti cok kuvvetliydi. Dine, toplumdaki bazı kotuluklerin kaynağı olarak bakılıyordu. Bu kanun bir parca aba altından değil, acık bir şekilde sopa gosterilerek cıktı. ‘Buna karşı cıkan varsa gelsin konuşsun. Onun da akıbeti dar ağacı olacak’ diye konuşmalar yapıldı” dedi.

TBMM’de basın toplantısı duzenleyen Ozdalga, 30 Kasım 1925 tarihli 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle, Turbelerin Seddine (Yasaklanmasına) ve Turbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun”un yururlukten kaldırılması icin yasa teklifi verdiğini ifade ederek, teklifin gerekcesiyle ilgili “En onemli gerekce; bu kanun artık Turkiye ’de hicbir ihtiyacı karşılamıyor. Bir goruşe gore 1925 tarihinde kabul edildiğinde, o zaman bir ihtiyacı karşıladığını ileri surenler var. Ben bu tartışmaya girmek istemiyorum. En doğrusu bu tartışmayı tarihcilere, araştırmacılara bırakmak” dedi. Soz konusu kanun kabul edildiğinde TBMM tutanaklarını ve yapılan muzakereleri de incelediğini anlatan Ozdalga, şoyle konuştu:

ANAYASAYA AYKIRI DEĞİL

“Bu kanunla bazı unvan ve sıfatlar yasaklanıyor; dedelik, seyidlik, celebilik, babalık gibi unvan ve sıfatlar, onunla beraber falcılık, buyuculuk, ufurukculuk gibi sıfatların kullanılması da yasaklanıyor. Bu iki grup unvan ve sıfat toplumsal tasavvurda kesinlikle bir arada duşunulen ve birbirine yakın değerler taşıyan sıfatlar değil. Mesela bunlardan dedelik, celebilik, babalık gibi sıfatlara kendi değerler dunyasında olumlu şeyler atfeden vatandaşlar acısından kucuk duşurucu bir beraber kullanım ve yasaklama var. Cem evleriyle ilgili tartışmada, cemevlerinin ibadet yeri kabul edilemeyeceğini ileri surenlerin kullandıkları bir iki gerekceden biri de bu kanundur. Bu gerekce de ortadan kalkmış olacak. Bu kanun Anayasanın 174. maddesinde zikredilen inkılap kanunlarından biri. Anayasada sekiz inkılap kanunu zikrediliyor ve Anayasaya aykırı oldukları iddiasında bulunulamaz. Bizim boyle bir iddiamız yok. Teklif gerekcemiz anayasa hukumlerine aykırılık değil, hicbir toplumsal ihtiyacı artık karşılayamaz olduğudur. Zaten Anayasanın yururlukte olduğu donemde defalarca bu kanunlarda değişiklik yapıldı. Koruyucu hukum sadece bu kanunların anayasaya aykırılığının iddia edilemeyeceğidir.”

AK PARTİ GRUBU İNCELEYECEK

Teklifini AK Parti Grubu’na verdiğini, daha sonra TBMM Başkanlığı’na vermeyi umut ettiğini belirten Ozdalga, “Kısa sure once verdim, olumlu ya da olumsuz cevap gelmedi daha. Onay cıkacağını arzu ve temenni ediyorum. Goreceğiz tabii...” dedi. Ozdalga, kanunun yururlukten kalkması halinde cem evleriyle ilgili kolaylaşmış bir durumun ortaya cıkacağını ama cem evlerinin statusuyle ilgili otomatik bir durum ortaya cıkmayacağını kaydederek, “Cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesine karşı cıkanların kullandığı onemli gerekceden birisi budur. Tek gerekce bu değil. Kanunun yururlukten kaldırılmasının tek gerekcesi cemevleri değil. Cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesinin yolunu da rahatlatacak. Karşı fikre sahip olanların elindeki onemli gerekcelerden biri kalkacak. Aslında bu tamamen zahiri bir gerekcedir. Cemevlerinin ibadet yeri kabul edilmesine karşı cıkanlar, bu kanunun varlığını ileri suruyorlar ama gecerli değil. Cunku kanun metninde kesinlikle cemevleriyle ilgili bir şey yok. Kanun; tekke ve zaviyelerin kapatılmasını, cami ve mescitlerin devamını ongoruyor, bazı unvan ve sıfatları yasaklıyor” diye konuştu.

KARŞI CIKANIN AKİBETİ DAR AĞACI

Kanunun muzakerelerini incelediğinde, duzenlemenin amacının, “dini kontrol altına almak” olduğunu ifade eden Ozdalga, sozlerine şoyle devam etti:
“O donemde dinin devletin kontrolune alınması gereken bir olgu olduğu zihniyeti cok kuvvetliydi. Dine, toplumdaki bazı kotuluklerin kaynağı olarak bakılıyordu. Devlet bunu kontrol atına alarak cozeriz deniliyordu. Bu kanun bir parca aba altından değil, acık bir şekilde sopa gosterilerek cıktı. (Meclis’teki goruşmeler sırasında) ‘Buna karşı cıkan varsa gelsin konuşsun. Onun da akıbeti dar ağacı olacak’ diye konuşmalar yapıldı.

EĞİTİM BİRLİĞİNİ ZEDELEMEZ

Cemevlerinin ibadet yeri olması konusunda kanun yapılmasını kişisel olarak uygun gormediğini, devletin veya hukumetlerin, “belirli inanc mensupları kendi ibadet yerleri olarak nereyi kabul ediyorlarsa biz kabul ederiz” demesi gerektiğini kaydetti. Ozdalga, “Yasa teklifiniz eğitimin birliğini zedelemez mi? Turkiye’deki cemaat gerceği dikkate alındığında tekke ve zaviyelerin mantar gibi coğalmasının onunu acmaz mı?” sorusuna, “Eğitimin birliği ile bu kanunun hic alakası yok. Tekke ve zaviyeler, adına ne derseniz deyin, bugun artık geldiğimiz noktada devlet tarafından bu şekilde denetlenmesi, yasaklanması uygun değil. Zaten getirilen yasakların da fiiliyatta hicbir sonucu yok. Kullanılmayan, gecerli olmayan bir kanundan bahsediyoruz” karşılığını verdi.

ELİMİZİ SUREMEYECEK MİYİZ?

Bir gazetecinin “falcılık, buyuculuk serbest mi olacak?” sorusuna Ozdalga, “Olaylara daha farklı şekilde bakmamız lazım. Eğer topluma zarar veriyorsa, başkalarının haklarını ozgurluklerini ihlal ediyorsa, bu hukumler zaten kanunlarımızda var, gereken yapılır. Ama bunlar toplumlarda yasaklanarak yonetilecek şeyler değil” diye cevap verdi. Ozdalga, “Size, muhtemelen ‘Ataturkculuk, Kemalizm tasfiye ediliyor’ eleştirisi gelecektir” denilmesi uzerine, “Bunun Ataturk ile ilgisi yok. Ataturk’u kimse tasfiye edemez” karşılığını verdi. “Devrim kanunu ya bu?” sorusu uzerine Ozdalga, “Olabilir. Yani 90 yıl once yapılmış kanunlara elimizi suremeyecek miyiz? Bu Ataturkculuk mu oluyor? Hicbir anayasada değiştirilemez hukum olmaz. Sen bugun anayasa yapacaksın, sonra bir, iki, beş kuşak sonrasına diyeceksin ki ‘benim yaptığım bu hukmu sen değiştiremezsin. Boyle anayasa olmaz. Demokratik hukuk devletinin temel prensiplerine karşı bir şey bu. Boyle hukum olmaz” dedi.


Cidden bir tekke ve zaviyelerimiz eksik kalmisti. Bakin bilmem hatirlar misiniz, AKP basa geldiginde "tehlikenin farkinda misiniz?" deniyordu, bu soylemleri curutmek icinse kendileri cok guzel bir strateji izledi. Bir cikis, bir sondurusle ilerliyorduk. Bir milletvekili ortaya bir sey atiyordu, AKP yok oyle birsey diyordu. Nabizlarimiz olcule olcule, tepki vermez hale gelene, tepki veremeyecek hale gelene kadar boyle boyle ilerledik. Simdi, en son ogrenci evleri olayini hatirlayin, KK`da olsun, internetteki gazetelerdeki yorumlarda olsun, AKP`nin kendi destekcileri bile inanamamisti, Basbakan cikti "inkar etmiyorum" dedi. Bundan sonraki surec, inkar etmeme sureci olacak. Bundan sonraki surec daha farkli ilerleyecek...

"Aman canim alti ustu bir milletvekilinin kendi ozgun dusuncesi" degil bu. Parti ici demokrasinin nasil isledigini dusunerek mantikli cevaba zaten herkes ulasabilir. Alevileri de kendi emellerine alet etmek istemisler de, aleviler size kanar mi saniyorsunuz?

Muhalefetteki butun partilere butun milletvekillerine mail atin efendim. Durtmek lazim bunlari. Yoksa ben bir 10 sene sonrasini dusunemiyorum...