İşte Fethullah Gulen'in Abdullah Gul'e gonderdiği o mektubun tam metni











Tarih06.01.2014 10:08
Başbakan Erdoğan'ın gazetecilerle bir araya geldiği Dolmabahce'deki toplantıda acıkladığı Fethullah Gulen'in Cumhurbaşkanı Gul'e yazdığı mektubun tam metni ortaya cıktı

T24Fethullah Gulen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gul'e gonderdiği ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da gormesini istediği mektubun tam metni ortaya cıktı. Gulen, mektubunda kamudaki atama ve tayinler ile 17 Aralık operasyonuna karşı cıkan medya organlarındaki yayınların durdurulmasını isteyen Gulen, 'Dost ve arkadaşlarımın da sukûtu tercih edecekleri kanaatindeyim' ifadelerine yer verdi.
Başbakan Erdoğan 'ın 47 gazeteci, yazar ve sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle bir araya geldiği Dolmabahce'deki toplantıda acıkladığı ve Herkul.org sitesinde bir bolumu yayınlanan Fethullah Gulen'in Cumhurbaşkanı Gul’e yazdığı mektubun tam metni ortaya cıktı.
Zaman Gazetesi eski sahibi Alaeddin Kaya ile gazeteci yazar Fehmi Koru aracılığıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gul'e gonderilen ve Başbakan Erdoğan'ın da okumasını istediği mektubun uzerinde 22 Aralık 2013 tarihi var. Gulen'in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler Yazarlar Vakfı'nın (GYV) logosunun bulunduğu antetli kağıda yazılan 2 sayfalık mektupta, Gulen'in ıslak imzasının bulunduğu goruluyor.
İşte o mektubun Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan tam metni:
22 Aralık 2013, Pennsylvania
Sayın Cumhurbaşkanım,
Aziz dost, kıymetli insan,
Saygıdeğer Abdullah Gul Beyefendi
En icten hurmetlerimi arz eder, gonulden selamlarımla sağlık ve afiyet uzere bulunmanızı dilerim.
Ulkemizin ve milletimizin huzurunu kacıran her hadisenin Zat-ı Âlilerinizi ne kadar uzduğunun/uzeceğinin idrakinde olarak, aynı huznu paylaştığımı ifade etmek istiyorum.
Başkaları 'Hizmet', 'Hareket', 'Cemaat' veya 'CÂmia' gibi farklı isimlendirmelerde bulunsalar da aslında her tur, her anlayış, her renk ve her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan insanların misillu) bir makuliyette ve bir mantıkiyette buluşmalarının şahs-ı manevisi olarak gorduğum adanmış ruhların faaliyetlerinin ve muesseselerinin hedef alınması karşısında cok mahzunum.
***
Daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk gunlerde sayın Başbakanımıza da değişik vesilelerle ifade edildi; milletimiz icin faydalı gorduğumuz muesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi surdurmesini arzuladığımız hususu kendilerine iletildi. Bu hareketin gonullulerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden geldiğince nezaket cercevesinde kendilerini ifade etmelerinin ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığı kamuoyunun malumu. Bu hususta kanunlar cercevesinde hukukun gereklerinin seslendirildiğini duşunuyorum. Zamanla ictimai hayat icinde bircok insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket olculerinin dışına cıkan bir uslup ile cok cirkin soz ve karşılıklı isnatların gundemde olması hasebiyle bunun onune gecilmesi gerektiği akl-ı selim sahiplerinin oncelikli bir zaruret olarak gorduğu bir husus. Ozellikle bir kısım medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınları sona ererse, dost ve arkadaşlarımın da sukûtu tercih edecekleri kanaatindeyim. Fakir'in de bu meselenin onunu kesmek icin elinden geleni yapacağını bilmenizi isterim. Surekli cirkin şeyler neşreden bir kesimin o kotu neşriyatının durması hususunda ZÂt-ı alinizin de ciddi etkili adımlar atacağınıza, yeniden akl-ı selime donuşu sağlayacağınıza inanıyorum ve sizden bunu kemal-i samimiyetle istirham ediyorum.
***
Muhterem efendim,
Devletin kanun cercevesinde yuruyen işleyişi hususunda emir verme, mudahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım ZÂt-ı alinizin malumudur. Bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun duşurulmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatime sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim.
Medyanın takip ettiğim kadarıyla, kamuoyunun da vakıf bulunduğu işleyen hukuki bir vetire ile ilgili olarak, bir taraftan gorevliler kanunlar cercevesinde vazifelerinin gereğini yerine getirerek sucluları tespit etmeye ve haklarında işlem yapmaya calışıyorlar. Diğer taraftan, bu konuda sadece gorevlerini yapmakla meşgul bulunan veya herhangi bir şey yapmasa da başka illerde olan bazı kimseler hakkında belli bir itham olmadan işlem yapılıyor. Kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar cercevesinde yerine getiren memurînin sırf belli bir yere nispet edilerek engellendiğini ve hatta surecle hicbir ilgisi olmadığı halde yine aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların) yapıldığını uzuntuyle izlemekteyim.
Devlet memurlarının uzerlerin gidip onları vazifelerini yapmaktan men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet ederek tasfiyeye/ kıyıma tabi tutma konusunda biz sussak bile zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.
***
Sayın Cumhurbaşkanım,
Ayrıca, kamu kurumlarına giriş mulakatlarında ciddi bir eleme gayreti bulunduğu dillendiriliyor. Şu anda da eskiden beri olduğu gibi bazı insanlar hakkında 'Şu cemaatten, bu tarikattan; şu dershaneye gitmiş, bu okuldan mezun olmuş!' denilerek bilgi toplama ve engelleme yapıldığı ifade ediliyor. Bu haksız uygulamanın sadece genel mudur, mudur veya emniyet amiri konumunda da kalmadığı, ta memurlara kadar inmiş bulunduğu soyleniyor. Şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca 'falan yere, muntesip, falancı.. filancı..' gorulduğunden dolayı mağduriyete uğramış pek cok insanın yanımda gozyaşı doktuğune şahit oldum. Fakat ben bunları hic dillendirmediğim gibi o insanlara da sabır ve vifak tavsiye ettim. Belli bir yere nispet edilerek engellenen bu vatan evladı yakın cevrelerine, nazları gecen kimselere de uzulerek hislerini dile getirmekte, iclerini dokmektedirler. Bu ulkenin oz evladı, masum Anadolu insanlarının bir kısım kara listelere kaydedilmesine ve onlerinin kesilmesine matuf gayretlerin artık butunuyle sona ermesi gerektiği kanaatindeyim.
Dunyanın dort bir tarafına dağılmış ve Allah'ın inayeti, ZÂt-ı devletleriniz gibi kıymetli dostların himmet ve himayesiyle surekli genişleyen hizmet hareketinin -maalesef- onunu kesmeye matuf gayretler olduğu aşikar hale geldi. Bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -onceden olmamakla birlikte- hareketin buyumesi ve genişlemesiyle eş zamanlı olarak arttığı gorulmektedir. Suleyman Efendi'nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti'nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalmayacağı nasıl soylenebilir?!.
***
Kıymetli efendim,
Gondermek lutfunda bulunduğunuz kıymetli misafirin aktardığı hususları dikkate alarak, ifade etmeliyim ki, dun neredeysek şu yaklaşan secim surecinde de aynı yerde ve cizgide duruyoruz. Diyaloğa her zaman acık bulunduğumuzu, binaenaleyh ZÂt-ı Âlilerinizin ve sayın Başbakanın ortak tensiplerini tensibimiz sayacağımızı da belirtmek isterim. Bahse konu hususların sayın Başbakanla da paylaşılmasını arzu ederim.
Hayatını dinine, milletine ve insanlığa adama gayretindeki bir kardeşiniz olarak butun samimiyetimle ifade etmeliyim ki, hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, Fakir'e sevgi duyanları da bu yonde teşvik etmeye calıştım. Gozumde ahiretin tullenip durduğu şu yaşımdan sonra da başka bir sevdam, duşuncem ve emelim olamaz. Devlet buyuklerimizin uzatacakları dostluk ellerini mutlaka tutacağımızı, bize karşı samimiyetle atılan her adıma -ilahi ahlaka iktîdaen- on katıyla mukabelede bulunacağımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve sevenlerimize itidal tavsiye ederek huzurun temini adına elimizden geleni yapmaya calışacağımızı ve her zaman sulhun takipcisi/destekcisi olacağımızı arz ederim.
Bu vesileyle, zÂt-ı Âlilerinize, saygıdeğer Hayrunnisa Hanimefendi'ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hurmetlerimi sunarım.
M. Fethullah Gulen
http://t24.com.tr/haber/fethullah-gulenin-abdullah-gule-gonderdigi-o-mektubun-tam-metni/247698