Hurrem mi daha kotuydu Mahidevran Sultan mı?

Muhteşem Yuzyıl dizisinde Şehzade Mustafa'nın boğulmasıyla birlikte tarihin tozlu sayfaları yeniden acılmaya başladı.


0


Tarihciler Şehzade Mustafa'nın boğulması olayını farklı yorumlarken bambaşka bir yorum da Zaman yazarı Mustafa Armağan'dan geldi. Armağan, bugun koşesinde Mahvidevran Sultan'ın hayat oykusune yer verdi.
İşte o yazı:
Tam tersi de olabilirdi ve Şehzade Mustafa Turbesi’nin onune şiş gozlerle gelenler Mahıdevran yerine Hurrem’e, Mustafa yerine Bayezid ve erkek kardeşlerine ağlıyor olabilirlerdi. Bu bir iktidar mucadelesiydi ve bir cihan devletinde yaşanıyordu. Gectiğimiz perşembe gunu Bursa’daydım. Muradiye’de gencinden yaşlısına Şehzade Mustafa’nın turbesine tuhaf bir akın vardı. Akşam seyrettikleri idam sahnesinden gozleri şişmiş hanımlar ve kızlar, asırlar sonra olsun bu bahtsız şehzadeye bir Fatiha okumaya koşuyorlardı. Turbe restorasyona alınmıştı. Kapısı kontrplakla kapalıydı. Lakin kimin umurunda? Onunde cep telefonuyla bir hatıra resmi cektirmek yetiyor da artıyordu bile insanımıza. Tabii şişirile pişirile cekilmiş bol hırıltılı idam sahnesinin etkisi gozleriyle turbe arasında asılı kalıyordu. Turbeye bakarken onu goruyorlardı.

Peki Mustafa’nın idamı sırasındaki olaylar dizideki gibi mi cereyan etmişti?


Batılı kaynaklar ile tarihci Muneccimbaşı, Kanuni’yi o cadırda gosterseler de, guvenlik bakımından ve faciaya şahit olmamak icin Kanuni’nin diğer oğullarıyla birlikte uzaktaki bir cadıra gectiğini duşunmek daha doğru olur. Belki Mustafa’nın babasının otağın 4. bolumunde olduğunu duşunup oraya iltica etmeye kalkmasından kaynaklanmış olabilir bu algı. Fakat iceriye girebilseydi de babasını orada bulamayacaktı. (bkz. Danişmend, II, 284.)
1) Kaynaklarımızın verdiği bilgilere gore Şehzade Mustafa iceriye girdiğinde cadır boştu ve bu yuzden telaşlanmış ve tuzağa duşurulduğunu anlamıştı. Babasıyla da asla bir goruşmesi olmamıştı. Fakat dizide babası “tefhim”de bile bulunuyor, yani kararı yuzune okuyor.
2) Malum dizide Kanuni, oğlu Mustafa’nın işini goremeyen cellatları guya icerideki cadırından dışarıya cıkarak uyarıyor, onlara bağırarak emir veriyor! İyi de bu cellatlar sağır ve dilsiz değiller miydi? Onu nasıl duyacaklardı? Dahası Kanuni de bunu bilmeyecek kadar saf mıydı?
Temel hata
Dizinin en başından beri işlenen –ama bu diziye mahsus olmayan- hata, senaryonun Hurrem-Rustem-Mihrimah uclusunun butun bu melanetleri işlediği kabulune dayanmasıdır. Bu, olayın bir yorumudur ve kesinlikle tek yorumu değildir. Gelibolulu Mustafa Âli’den kaynaklanan bu hikÂye, Batılı kaynaklar ve Topkapı Sarayı’ndaki bazı belgelerle desteklenerek modern zamanlara ulaştı ve 1916’da basılan Ahmed Refik’in “Kadınlar Saltanatı” gibi populer tarih kitaplarıyla bildiğimiz kıvamına erişmiş oldu. Boylece bir tarafta ‘masum’ ve ‘bahtsız’ Şehzade Mustafa (iyi adam) ile onun baş duşmanları Hurrem-Rustem-Mihrimah troikası (kotu adamlar) “cast”ı kurulmuş oluyordu. Bundan sonra gelsin senaryolar…

http://gundem.milliyet.com.tr/hurrem-mi-daha-kotuydu-mahidevran/gundem/detay/1837484/default.htm