Yılmaz Ozdil: İnternet

20 Şubat 2014

Değerli gencler…
*
Develer tellal, pireler berber iken, Samsun cigarasının icinden odun cıktığı gunlerde… İstanbul’la Ankara arasında alo diyebilmek icin santrala yazdırıp altı saat beklediğimiz, cep telefonunun sadece Kaptan Kirk tarafından kullanıldığı, sokaklarda ayı oynatıldığı, kalantorların anca 124’e bindiği, Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, salca surulmuş ekmek dilimi donemlerinde… Mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, tencere kalaylattığımız, arapsabunu kokulu zamanlarda…
*
Avaramu’yu ezberleyen kızlar Raj Kapoor’a hastayken, Omer henuz turist bile değilken, Vahi Oz’e gulduğumuz, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz, kotu kalpli uvey anne yanında cileler cektiği, n’ayır n’olamazlı yıllarda… Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediğimiz, Cem Karaca’nın İzmir fuarını zangır zangır salladığı, Ozay Gonlum’un yaren’ini tıngırdattığı, yerli Elvis Erol Buyukburc’la kalipso kralı Metin Ersoy’un gazinoları inim inim inlettiği, Cemal Kamacı’nın kroşe patlattığı, Metin Oktay’ın ağları deldiği, Neil Armstrong ay’a falan ayak basmadı, hepsi Hollywood tezgÂhı diye iddiaya girilen, kasetleri acayip kapışılan Arif Susam’ın oo-ooo Recep bey de burdaymış diyerek sintizayzır caldığı gunlerde, Umit Besen’in masasının ayağı kırık, pantolonların pacası bol, Kastelli bankerken…
*
Muavinli dolmuşcuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı arabesk sabahların, Barış Manco’nun lambaya puf dediği elektrik kesintili akşamlarında, mum ışığının golgesinde parmaklarımızı eğip bukerek duvarda tavşan yaptığımız, yun fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Killing okuduğumuz, başka eğlencemiz olmadığı icin radyoda arkası yarın’lara kulak kesildiğimiz, ki, uyarlayan Cetin Koroğlu, efekt Ertuğrul İmer’dir, ayıptır soylemesi Arzu Okay’ın ruyalarımıza girdiği, tak fişi bitir işi gecelerinde… Martin Luther King yaşarken, Sadun Boro’nun kısmet’iyle dunya turuna cıkmasına heyecanlanıp, Avanak Avni’yle tanıştığımız, Zubuk’un kaleme alındığı, sutyen’in bile nerdeyse ..... kabul edildiği, Altan Erbulak’ın muhteşem sarışın yavrular, esmer bombalar cizdiği, Halikarnas Balıkcısı’nın Bodrumlu sungerci zannedildiği, otomobillerin arkasına bugun bile hÂl ne manaya geldiğini bilmediğim STP’lerin yapıştırıldığı, şehirlerarası otobuslerde sigara icildiği, damalı taksiler cağında…
*
Keban bile yokken, İbrahim Tatlıses demirciyken, nufus 40 milyon, Hababam oğrencileri ilkokuldayken, tırışkadan tayyare MTA Sismik-1 Hora’nın uzay mekiği muamelesi gorduğu teknoloji fukaralığında… Turnike atmayı Beyaz Golge’den oğrendiğimiz, Doktor Richard Kimble babamızın oğluymuş gibi, şerefsiz Falconetti’ye kufur ettiğimiz, polisimizi Komiser Colombo, hukukumuzu Avukat Petrocelli’den ibaret sandığımız, kapı gibi adam McMillan’ın aids’ten olene kadar eşcinsel olduğunu bilmediğimiz hayal kırıklıklarında… Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde, Isaura’nın neden kole olduğunu anlayamadığımız, yamuğunu gorduğumuz arkadaşlarımıza n’aber lan Ceyar diye seslendiğimiz, saat kurup, sabahın kor karanlığında kalkarak, uykulu gozlerle Muhammed Ali’nin macını seyrettiğimiz, onunla birlikte kelebek gibi ucup arı gibi soktuğumuz masum tiryakiliklerde…
*
İstanbul’da basılan gazetelerin, bırak tee Diyarbakır’ı, şuracıktaki Bursa’ya bile anca ertesi gun ulaşabildiği, sadece TRT’nin var olduğu, dansozun yılbaşında bile cıkamadığı, haberleri Julide Gulizar’ın Zafer Cilasun’un okuduğu, bizim ahali akıl edemez diye duşunduklerinden olsa gerek, televizyonunuzu kapatmayı unutmayın diye uyarı yazısı koydukları, necefli maşrapa zavallılığında…
*
Camaşır makineleri merdaneli, Haile Selasiye Habeşistan imparatoruyken… Gerceklerin ustunu ortmek, duyulmasını engellemek, belki mumkundu. Bugun, imkÂnsızdır. Dunyanın algılanamadığının, kavranamadığının kanıtıdır. İnternetin yasayla engellenebileceğini duşunmek… Komiktir.
*
Bakın mesela, Abdullah Gul internet yasağını onayladığını bile internetten duyurdu!
Olsa olsa fıkra olur.
*
Ve, donup bakıyoruz geriye…
Wi-fi’larımız, iPad’lerimiz, akıllı telefonlarımız, canak antenlerimiz yoktu ama, daha mutluyduk galiba.
*
Cunku, iktidar yalakası gazteciler her zaman vardı ama, hic olmazsa birazcık yontulmamışlara koşe verilmiyordu.
Halkın bilgilenme ihtiyacı’nın yasaklanabileceğini zanneden odun’lar sadece cigaradan cıkıyordu.