[h=2]1924 yılında olen Fikreye Hanım icin acılan soruşturmada, ''İntihar, Oldurulme ve Verem'' uzerinde durulurken zamanaşımı nedeniyle dosya duştu.[/h]Cankaya Koşku'nun onunde 21 Mayıs 1924'te silahla yaralanan, kaldırıldığı Memleket Hastanesi'nde 9 gun yaşam mucadelesi verdikten sonra hayatını kaybeden ATATURK'un eşi Fikriye Hanım'ın sır olumune ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yurutulen soruşturma tamamlandı. Savcı, 90 yıllık sure icerisinde, 30 yıllık olağanustu zamanaşımı suresinin 3 kez dolduğunu, bu nedenle soruşturma yapılamayacağını belirterek dosyanın duşmesine karar verdi. Dosya Fikriye Hanım'ın olumunde goze carpan "İntihar, Oldurulme ve Verem" dikkat cekti.
BİR TURLU AYDINLATILMADI
Haberturk'ten Cemal Doğan'ın haberine gore, Uzerinden neredeyse bir asır gecmesine rağmen, "cinayet mi, intihar mı?" olduğu bir turlu aydınlatılamayan Fikriye Hanım olayıyla ilgili savcılık soruşturmasının detaylarına ortaya cıktı.
2 YIL ONCE BAŞLAYAN SORUŞTURMA
Mehmet Ercan Erarslan adlı vatandaş, 21 Şubat 2012'de Adalet Bakanlığı'na gonderdiği e-postada, aksiyon Dergisi yazarı Haşim Soylemez'in makalesinde Ataturk'un eşi Fikriye Hanım'ın intihar etmediğini, oldurulduğunu belirttiğine vurgu yaparak bunun ihbar kabul edilip soruşturma acılmasını istedi. Bakanlık talebi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti ve soruşturma başlatıldı. Savcı Mehmet Taştan, nufus kayıtlarında, Zeynep Fikriye Ondincer olarak gecen Fikriye Hanım'ın olumune dair butun haberler, devlet arşivlerindeki bilgi ve belgeler ile tanık ifadelerine başvurdu.
"3 FARKLI İHTİMAL"
Savcı Mehmet Taştan, soruşturma sonunda, Fikriye Hanım'ın olum sebebi konusunda 3 farklı goruşun ortaya cıktığına dikkat cekti:
BİRİNCİ GORUŞ: Koşk'e alınmayınca uzerinde taşıdığı tabancayı karnına dayamak suretiyle intihar etmiştir.
İKİNCİ GORUŞ: Faytondayken bir başkası tarafından tabancayla vurulmak suretiyle oldurulmuştur.
UCUNCU GORUŞ: Ateşli silah yaralanmasından sonra kaldırıldığı hastanede kurşunun actığı yaranın
enfeksiyon kapması ve tam iyileşmeden verem hastalığının iyice azması yuzunden olduğunu ileri surulmektedir.
"ZAMANAŞIMI 3 KERE DOLDU"
Savcı Taştan, bir an icin Fikriye Hanım'ın oldurulduğu iddiasından yola cıkılarak eylemin "Nitelikli kasten adam oldurme" olarak kabul edilmesi halinde bile olayın zamanaşımına girdiğini belirtti. Savcı Taştan, olayın uzerinden 90 yıllık bir surenin gecmiş olması ve bu sureler icerisinde değişen kanunlarla 30 yıllık olağanustu zamanaşımı suresinin 3 kez dolduğunu, bu nedenle soruşturma yapılamayacağını dile getirerek, dosyanın duşmesine karar verdi.
"TARİHCİLERİN ARAŞTIRMA VE İNCELEME KONUSU" KARARI
Savcı Taştan kararında, "Tarihte yaşanmış Atilla'nın olumu, Fatih'in olumu, Sultan Abdulaziz'in olumu olaylarında olduğu gibi bu konunun da hukukcuların değil, tarihcilerin araştırma ve inceleme konusu kanaatine varılmıştır" dedi.
SORUŞTURMA DOSYASINDAKİ GORUŞLER
Savcı Mehmet Taştan, olay ve olum tarihini tespit etmek, olayın ne şekilde meydana geldiğine dair bir kanaat oluşturabilmek icin Fikriye Hanım hakkında yazılan tum eserlerle bugune kadar bu konuda gundeme getirilen iddiaları iceren yazıları incelemeye aldı. Savcı, dosyada şu goruşlere yer verdi:
"İNTİHAR ETTİĞİNİ DUYMUŞTUM"
Gerede isyanlarını bastırmasıyla unlu R. Husrev Gerede: Muhafız Alayı Komutanı İsmail Hakkı Tekce'den, Fikriye'nin goruşme isteğinin Ataturk tarafından geri cevrilmesine cok uzulduğunu, bu yuzden bahcedeki ufak yoldan donerek intihar ettiğini duymuştum.
"KENDİ BAŞINA SIKMIŞ"
Diş hekimi Dr. Sami Gunzberg: Yaver Muzaffer'e gorunmeden Gazi'nin odasına kadar cıkmış. Kıskanclığından Gazi'ye suikast tasarlamışsa da başarılı olamayarak bahceye kacmış. Yakalamaya gelenleri gorunce tabancasını kendi başına sıkmış.
"GAZİ'Yİ OLDURECEKTİ"
İstiklal Mahkemesi Reisi Ali Kılıc: Koşk'un tuvaletinden uzun sure cıkmayınca, Seryaver Rusuhi Bey, Muzaffer Bey'e tuvaletin kapısını acıp bakmasını soylemiş. Muzaffer Bey kadın olduğu icin bakmakta tereddut edince Rusuhi Bey kapıyı actığında Fikriye Hanım'ın cantasını karıştırırken gormuş ve icinde kucuk bir Browning tabanca gozune ilişmiş. Vurulmasından sonra kaldırıldığı hastanede daha sonra anlaşılmıştır ki kendisini vurduğu tabancadan başka diğer bir ikinci tabanca da Fikriye Hanım'ın belinde etekliğinin bel kuşağı arasına sokulmuş bir halde bulunmuştu. Gazi ile goruşmesi mumkun olsaydı ihtimal Gazi'yi ve Latife Hanımı oldurup kendisi de aynı zamanda intihar edecekti. Ataturk'un Emir Eri Ali Metin: Bu olay senelerden beri cok yakından tanıdığım Ataturk'e fazla tesir etti. Gunlerce uzuntulerini belli etmeden ıstırap cektiler.
"TEHLİKELİ BİR ZATURRE"
Ankara Memleket Hastanesi Baştabibi Dr. Omer Vasfi Aybar: Mermi sol akciğeri buyuk capta delip, kalp bolgesi yakınından gecmiş ve bu arada kalbin dış zarını zedelemişti. Fikriye Hanım ilk şoklardan sonra biraz sakinleşti. Ne yazık ki bir hafta sonra yuksek bir ateş başladı. Muayene ettik. Tehlikeli bir zaturre. 2 gun sonra da vefat etti.
"ALCAKLAR, VURDULAR BENİ"
Ali Enver Bey: O gun hastanede yatanlardan coban Huseyin, 'O gece bir avrat getirdiler. Sabaha kadar avaz avaz, "Alcaklar, katiller. Vurdular beni" diye bağırdı.
Savcılık, Fikriye Hanım'ın nufus kayıtlarına da ulaştı. Ancak kayıtların sağlıklı olmadığını, Fikriye Hanım'ın olumunden yaklaşık 11 yıl sonra yururluğe giren soyadı kanunu gereğince ağabeyi Ali Enver Ondincer'le aynı soyadını aldığını belirledi. Olum hanesine ise "kapalı kayıt" notunun duşulduğu bildirildi. Ayrıca Nufus ve Vatandaşlık İşleri Genel Mudurluğu'nden gelen cevabi yazıda, nufus kaydına ilişkin belgenin arşivlerinde bulunmadığı kaydedildi.
http://www.haber7.com/guncel/haber/1146991-90-yillik-sir-cinayet-mi-intihar-mi
90 yıllık sır! Cinayet mi intihar mı?
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- 90 yıllık sır! Cinayet mi intihar mı?