Buyuk Bir Carpıtma
Son zamanlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “tarihle yuzleşmek” adı altında cok sıkca “Tek parti, İsmet İnonu camileri kapattı. Camileri, “depo”, “ahır”, “lokal”, “hatta” tuvalet yaptı” diyerek, bu iddiasını bazı belgelerle (!) kanıtlama yoluna gitmektedir.

Aslında bu iddia Turkiye’de “cumhuriyet duşmanı” kesimin “şehir efsanesi” haline gelmiş “yalanlarından” ve “carpıtmalarından” biridir. Turkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın neden cok sık bir şekilde bu iddiayı gundeme getirdiğini anlamak mumkun değildir (!)

Sayın Başbakan’ın 24 Nisan tarihli AKP grup toplantısında dile getirdiği bu iddiaya ben yaklaşık iki yıl once piyasaya cıkan “CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI, 2. KİTAP” adlı eserimde cok ayrıntılı ve belgeli cevaplar vermiştim. (Bkz. Age, s.585-622) Anlaşılan Sayın Başbakanımız pek kitap okumadığından ve danışmanlarına cok inanıp guvendiğinden olsa gerek benim bu kitabımı da okumamış… Eğer adı gecen kitabımı okumuş olsaydı şu gerceklerle karşılaşacaktı:

Tek Parti Camileri Kapattı Yalanının Kokleri
“CHP, Tek Parti, İsmet Paşa camileri kapattı” yalanına 1966 yılında bizzat İsmet İnonu “Benim donemimde camiler kapatılmamıştır” diye cevap vermiştir. Ama “cumhuriyet tarihi yalancıları”, yine bıkıp usanmadan bu yalanı surdurmuşlerdir. Hatta “şeriatcılığıyla” ve “kışkırtıcılığıyla” unlu “dinci yazar” Mehmet Şevket Eygi, 1966 yılında Yeni İstiklal gazetesinde vatandaşlara bir cağrıda bulunarak, "CHP doneminde yıkılan, satılan, kiraya verilen, depo ve muze yapılan camiler hakkında resim, yazı ve bilgi’’ gondermelerini istemiştir. Gelen yazı ve resimlerin bir kısmı Yeni İstiklal gazetesinde yayınlanmıştır. Bu resimleri kimlerin nasıl cekip gonderdiği ise sır olarak kalmıştır. Mehmet Şevket Eygi, bu konuyu 2003 yılında "Yakın Tarihimizde CÂmi Kıyımı" adıyla kitaplaştırmıştır. Kitabın başlığının altında ise "Kapatılan, satılan, yıkılan, kiraya verilen, depo yapılan, CHP ocağı, saz ve icki evi, spor kulubu lokali haline getirilen, muzeye donuşturulen binlerce mÂbedin hazin hikayesi" şeklinde bir ibare vardır. Yani, “CHP, Tek Parti doneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta tuvalet yapıldı” iddiasını ileri surenlerin “en buyuk kanıtı”, şeriatcılığı tescilli bir “Ataturk ve cumhuriyet duşmanı” olan Mehmet Şevki Eygi’nin yazdıkları ve soyledikleridir.

Bu temelsiz iddia, son zamanlarda, Cumhuriyeti ve değerlerini icselleştirememiş, bazı akademisyenlerce de dillendirilmeye başlanmıştır. Orneğin, Bugun gazetesinde yazan ve Haberturk tv’de “Tarihin Arka Odası Programı”nda konuşan Doc. Dr. Erhan Afyoncu, 9 Mayıs 2010’da Bugun gazetesinde yazdığı bir yazıda bu iddianın “doğru” olduğunu belirtmiştir.
Son donemde, “CHP camileri kapattı” iddiasını en cok istismar eden AKP’dir. Aslında kurulduğu gunden bugune AKP yetkilileri, her fırsatta bu iddiayı gundeme taşımaktadır. “CHP, Tek Parti ve İsmet İnonu camileri kapattı, depo, ahır vs yaptı” diye sızlanan AKP’li yetkililerin din istismarı yaptıkları acık bir gercektir. Orneğin, AKP Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son referandum konuşmalarında, “Biz bunların tarihini, cemaziyelevve-llerini iyi biliriz. Bunların Anadolu topraklarında camileri nasıl ahır haline getirdiklerini iyi biliriz…” demiştir.
Daha sonra 24 Kasım 2010 tarihinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Huseyin Celik, “Camiler konusunda sabıkası vardır, hem de az buz değil dosyalar dolusu sabıkası vardır. Tek parti doneminde bir yığın cami kapatılmıştır, bir yığını satılmıştır, bir yığını yıkılmıştır, kiraya verilmiştir, depo yapılmıştır, ahır yapılmıştır, kışla yapılmıştır, hapishane olarak kullanılmıştır, sazlı, sozlu, ickili eğlence mekanı haline getirilmiştir’’ demiştir.
Son olarak da 24 Nisan 2012’de AKP grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Tek parti CHP, İsmet İnonu camileri kapattı!” demiştir.

“CHP, Tek Parti, İsmet İnonu camileri kapattı” iddiasını diline dolayan Başbakan ve Yardımcısı’nın, Mehmet Şevket Eygi’den fazlaca etkilendikleri anlaşılmaktadır.

Peki ama işin aslı nedir?

İsmet İnonu Bazı Camileri Kapatıp Depo Yaptı, Kapısına Kilit Vurdu! Peki Ama Neden?
Cumhuriyet tarihi yalancıları ve onların yalanlarıyla beslenen “dinci partiler”, oteden beri CHP’ye ve İsmet İnonu’ye saldırmak icin “Kafir İsmet İnonu camilere kilit vurdu. Etrafına asker dikti. Namaz kılmak icin iceriye kimseyi sokturmadı. Camileri devamlı teftiş etti. Nobetcilere, ‘İceriye kimseyi sokmuyorsunuz değil mi?’ diye sordu!” biciminde bir propagandayla, CHP ve İsmet İnonu’nun “cami duşmanı” olduğu yalanına neredeyse butun Turkiye’yi inandırmışlardır.
Evet! Gercekten de CHP ve İsmet İnonu, 1939-1946 arasında Turkiye’deki bazı camileri “depo” yapmış, bu camilerin kapısına “kilit” vurmuş, etrafına “asker” dikmiş ve bu camileri ibadete kapatmıştır! Burada sorulması gereken ama asla sorulmayan soru şudur: Ama neden? İsmet İnonu'yu camileri kapatmakla suclayanların amacı İnonu'yu "cami duşmanı" gostermek olduğu icin bu "ama neden" orusunu onlar asla sormaz, soramazlar.

Cunku İsmet İnonu’nun bu davranışının nedeni “cami duşmanlığı”, “din karşıtlığı” değil; tam tersine “dinine olan bağlılığı”, “tarihine olan saygısı”dır.

“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim!

Şoyle ki:

İsmet İnonu, II. Dunya Savaşı’nın devam ettiği 1939-1946 yılları arasında, Turkiye’ye yonelik muhtemel bir saldırıda, camilerin hedef alınmayacağını duşunerek, muzelerimizdeki “tarihi” ve “dini” değeri olan eserleri, zarar gormemeleri icin, bazı camilere koydurarak koruma altına almıştır. Evet, İsmet İnonu, 1939-1946 arasında bazı camileri “depo” yapmıştır, ama bu depolar, Kutsal emanetler, Hz. Muhammed’in sancağı, kılıcı, hırka-i saadeti, Hz. Osman’ın kanlı Kuran’ı Kerim”i gibi “dinsel ve tarihsel” değeri olan eşyaların deposudur. Orneğin, Topkapı Sarayı’ndaki “Kutsal Emanetler”, bu emanetlerle ilgilenen gorevlilerle birlikte Niğde’ye goturulerek, Niğde’deki bazı camilere konulmuştur. Dolayısıyla, “Kutsal Emanetlerin” bulunduğu bu “cami depolar”, ibadete kapatılmış ve kapısına kilit vurulup asker dikilmiştir. Cunku İsmet İnonu, bu “Kutsal Emanetlerin” korunmasına cok buyuk bir onem vermiştir.
Ayrıca İsmet İnunu, icinde kıymetli tarihi eserlerin saklandığı bu camilere cok iyi bakılmasını istemiştir. İsmet İnonu'nun isteği ile donemin Hukumeti de bu konuda cok titiz davranmıştır. Orneğin, 21 Ağustos 1944 tarihli bir kararla, "Milli Saraylardan Divriği'deki Ulu Camiye korunması icin konulan kıymetli eşya Caminin kubbeleri aktığı icin korunamayacağından suratle Caminin tamiratının yapılması" istenmiştir. (Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Sayı:6061 , Dosya: 25945, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 213.448..18.)
Kıymetli tarihi eserler, Kurtuluş Savaşı yıllarında da yine bazı camilerde saklanmış, bu nedenle yine o camilerin kapısına kilit vurulup, kapısına nobetci dikilmiştir. Orneğin, 14 Haziran 1923 tarihli bir belgeye gore, "Kıymetli eşyanın olduğu camiyi bekleyen tabur ile kıta arasındaki haberleşmeyi sağlayan telefon hattının bozulduğundan" soz edilmiştir. (BCA, Sayı:6061, Dosya: 16714, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 159.115..14..)
Bu nedenle gercek bir Muslumana duşen gorev, bu davranışından dolayı İsmet İnonu’yu “kınamak” değil, “kutlamaktır”.

http://sinanmeydan.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=393:b abakana-cevap-veryorum-konu-tek-parti-atatuerk-noenue-menderes-ve-camiler&catid=62:yazlar&Itemid=228