Menderes’in Yıktırdığı Camiler ve Mescitler
AKP'nin "cami soyleminin" Mehmet Şevket Eygi'den etkilendiği acık. Ancak başta Başbakan olmak uzere AKP'li yetkililer, Mehmet Şevket Eygi'nin yazıp soylediklerini bile işlerine geldiği şekilde kullanmışlardır. Şoye ki, Eygi "Cami Kıyımı" adlı kitabında, "Cami kıyımı 1950-60 arasında da devam ederek yol acma bahanesiyle nice tarihi caminin temellerine kadar yıkılmasına sebep oldu" diyerek 1950-1960 arasında DP ve Menderes doneminde yıkılan ve satılan camilerden de soz etmiştir. Ancak başta Başbakan olmak uzere AKP'li yetkililer "cami soylemlerinde" hic bir zaman bu durumdan soz etme gereği duymamışlardır.
Bu nedenle ben de DP lideri Menderes’in sattırdığı ve yıktırdığı camilerden soz edeyim. Kim bilir belki Sayın Başbakanımız gelecek grup toplantısında da DP’nin ve Menderes’in yıktırdığı camilerden soz eder!
Araştırmalarım sonunda Menderes zamanında sadece İstanbul'da 54 tane caminin yol acma ve değişik imar faaliyetleri sebebiyle yıkıldığını oğrendim. DP doneminde İstanbul Tophane, Karakoy, Fatih, Eminonu, Beşiktaş'da tam anlamıyla bir tarihi cami katliamı yaşanmış.
DP ve Menderes doneminde İstanbul'daki tarihi cami ve mescit katliamı İstanbul'un imarı icin getirilen Fransız Mimar Henry Prost eliyle gercekleştirilmiştir. Zeki Bağlan Hoca, 2010 yılındaki bir konferansında bu gerceği şoyle ifade etmiştir:

"(...) Hoca Sinan tarafından yaptırılan Azepler Mescidi Fatihli yıllardan kalmadır ama hamamı ile birlikte yola katılır. Kanuni devri hatırası Tufenkhane Mescidi uc kuruşa satılır. Sarachane Mescidinin uzerinde ise şu an resmi daireler vardır.

Prost, bu kadarla yetinmez. İkinci yıkım Furyası ile (1955-57) yol kenarında kalan mescidleri de ayıklar. Zeytinciler Mescidiyok edilir.. Voynuk Şucaeddin Camii'nin yıkım emrini kimin verdiği hic anlaşılamaz. Hazire bile darma duman edilir, istanbul'un ilk Belediye Başkanı Hızır Bey'in mezarı ortada kalır. Arsalar tekrar camileştirilemesin diye hızla betonlaştırılır ki bu alanda iMC blokları yayılır.... Sadece 56-57 yılları arasında 54 camiyi yıktırır. Bunun yanında hamamların, tekkelerin, sebillerin, ceşmelerin hesabı yapılmaz..."
Cumhuriyetim ilk yıllarında başlayan imar calışmaları, yol yapım calışmaları 1940'lardan itibaren H. Prost eliyle şehrin tarihi dokusuna zarar verecek bicimde gercekleştirilmiştir. İmar calışmalarının ilk aşaması 1943'te sona ermiştir. O ilk aşamada, Azeblar Camii, Sekbanbaşı Mescidi, Firuzağa Mescidi, Revani Celebi Camii yıkılmıştır. Bu yıkımlara 1950-1960 arasındaki DP doneminde devam edilmiştir: 1953'te Sarachane Mescidi (Mimar Ayas Mescidi), Karagoz Mescidi ile tarihi medreseler, ceşmeler ve mektepler yıkılmıştır.
Prof. İlber Ortaylı, Milliyet gazetesinde "Cami Olmaktan Cıkan Camiler" başlıklı yazısında Menderes'in İstanbul'da Mimar Sinan'ın mescitlerini, camilerini buldozerle yıktırdığını, ancak hicbir Muslumanın nedense bu gercekten soz etmediğini şoyle ifade etmiştir: "70 ila 50 sene evvelinin camiyi ambar yapma, kışla yapma olaylarını tekrarlamak ne tarihi acıklamaya yeter ne de politika yapmaya, ustelik yeterince delil de ileri surulmuyor. Falan mahallelerdeki camilerin depo yapıldığı soyleniyor ama Menderes’in imar calışmaları sırasında roloveleri ve albumleri bile cıkarılmadan tarihe gomulen Mimar Sinan mescitlerinden, Beyazıt’ta yıkılan Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii ve medresesinden, Topkapı’daki Kara Ahmet Paşa’nın Mimar Sinan eseri zarif sebilinden (ki bence istisnai bir Ronesans tipi fontanaydı, inşaat makinelerini dayayıp yıkılışını gozumle gordum) bahseden Musluman yok. Bu memleketin tahribi şu veya bu grubun işi değildir. Toptan yaptığımız bir kepazeliktir."
İstanbul'un tarihini en iyi bilen Turkiye’nin sayılı sanat tarihcilerinden Prof. Dr. Semavi Eyice, Milliyet gazetesinde Neşe Mesutoğlu'na verdiği roportajda, Menderes’in bazı camileri yıktırdığını ileri surmuştur.

1950’lerde Yeni Sabah gazetesinde yazar olan Semavi Eyice, Adnan Menderes'in Sekban Paşa Mescidi, Mimar Ayaz Camii, Velide Camii'nin turbesi gibi dini eserleri yol yapmak icin yıktırdığını anlatmıştır.

Eyice, kendisinin bu cami, mescit ve turbelerin yıkılmasına gazetesinde itiraz ettiğini ancak uyarıldığını da belirtmiştir. Eyice, Turk tarihi icin onemli olan Zeyrek evlerinin de bu donemde yıkıldığını soylemiştir.

Prof. Semavi Eyice, “Sanat Alemi” dergisinden Ulku O Akagunduz’e verdiği roportajda da bu gerceğin altını cizmiştir:

İşte Semavi Eyice’in o roportajından bazı bolumler:

“Menderes doneminde nice ibadethaneler şuursuzca yıkıldı. (Menderes'in) adına gorkemli bir turbe yapıldı; ama gunahı da coktu hani.” diyen Eyice, İstanbul’da geniş caddelere, meydanlara ve yeşil sahalara karışıp giden elliden fazla caminin bazısı, projeleri hic tehdit etmediği hÂlde biraz da keyfî uygulamalarla ortadan kaldırılmış. Semavi Hoca, Menderes’in actırdığı Ataturk Bulvarı’na kurban giden iki camiden şoyle soz ediyor:

"Bozdoğan kemerinden Aksaray’a inerken sağda iki kucuk cami vardı. Baba Hasan Alemi ve Oruc Gazi Camileri. Baba Hasan Alemi’yi daha o zaman vakıflar kiraya vermişti. Hatta bir oğretmen oturuyordu icinde. Cadde ustunde olmamasına rağmen yıktılar onu. Oruc Gazi mamurdu, kullanılıyordu. Hic luzumu yokken yıkıldı o da. Bulvar acıldığında, dort tarafında servi ağaclarıyla cok şirin bir durumu vardı, caddeden dışarıda ve biraz cukurdaydı zaten. Kimin aklına estiyse, luzumsuz burada dediler, yıktılar.”
“Adana’da kentin gobeğinde, camisi, medresesi, kutuphanesiyle gorkemli bir kulliye duşunun. 1650’lerde Cafer Paşa yaptırmış, 1950’de cadde genişleyecek bahanesiyle yıkılmış. Ne var ki arsa hala boş, kulliye yıkıldığı ile kalmış, şehrin anıtsal yapısının yerinde şimdi comlekci var".
İşte İstanbul'da DP doneminde Menderes'in yıktırdığı ve tahrip ettirdiği tarihi camilerden bazıları:
-1465 tarihinde inşa edilmiş olan tarihi Murat Paşa Camii Vatan caddesi yapılırken 1957'de yıkılmıştır.
-Pertevniyal Lisesi yakınlarında bulunan tarihi Oruc Gazi Camii, 1956 yılında yol yapım calışmaları sırasında yıktırılmıştır.

-Yeni Kapı yakınlarında Fatih doneminden kalma 1479 tarihli Cakır Ağa Camii yine yol yapım calışmaları nedeniyle 1958'de yıkılmıştır.

-Aksaray'da Vatan cadesinin başlangıcında yer alan Fatih doneminden kalma Camcılar Camii ve ceşmeleri, 1957 yılında yol yapım calışmaları nedeniyle yıkılmıştır.

-Aksaray'da,1555 yapımı tarihi Kazasker Abdurrahman Camii 1957'de yol yapım calışmaları nedeniyle yıkılmıştır.
-Karakoy Kabataş arasında -bugunku Mimar Sinan Univeristesi'nin tam karşısındaki- Salıpazarı Suheyl Bey Camii 1957'de yol yapım calışmaları sırasında yıkılmıştır.
-Karakoy Kabataş arasındaki 1878-1879 yapımı, ozgun mimariye sahip cok nadide eserlerden biri olan Karakoy Mescidi veya camisi 1958'de yol yapım calışmaları sırasında yıkılmıştır.
-Karakoy Kabataş arasındaki II. Mahmut doneminden kalma, 1826 yapımı, tarihi Nusretiye camii ve sebili 1958'de yol yapımı sırasında tahrip edilmiştir.
-Karakoy Kabataş arasındaki Mimar Sinan eserlerinden Kılıcali Paşa Camii ve dukkanları 1958'de yol yapım calışmaları sırasında tahrip edilmiş, bazı duvarları yıkılarak yeniden yapılmıştır. (20c)




Menderes doneminde yıkılan camilerden biri




Adana'da cadde genişletmek bahanesiyle 1950'lerde yıkılan Cafer Paşa Camii

İstanbul'un bircok tarihi camisini yıktıran DP ve Menderes, (tarihi camilerin bakım ve onarımı konusunda cıkarılan yasaya rağmen)İstanbul'un abidevi camilerine de ilgisiz kalmıştır. Bu durum donemin basınınca eleştirilmiştir. Orneğin, Sultanahmet Camii'nin etrafının gecekondularla kuşatılmasını ve bakımsızlığını Metin Engin, 1953 yılında Cumhuriyet gazetesinde şoyle eleştirmiştir: "İstanbul'un en buyuk tarihi abidelerinden olan Sultanahmet Camisi gecekonduların ve usulsuz inşaatın istilası altında... uc beş teneke parcası ya da taş bulan her şahıs caminin duvarına bitişik bir gecekondu inşa ediyor. Sultanahmet Camisi'nin hali ise busbutun utanc verici.1950'de Vakıflar tarafından tamir edilirken bir amalenin dikkatsizliği yuzunden kul olan, camiye bitişik mahfil-i humayun uc seneden beri harap ve yanık bir vaziyette bırakılmış.Bu feci manzara muhteşem caminin butun guzelliğini ortadan kaldırmaya kafi geliyor. Vakıflar Umum Mudurluğu acaba neden burasını tamir edip camiyi bu cirkin vaziyetten kurtaramaz."
Bu noktada insanın aklına birkac soru geliyor:

1. İsmet İnonu keyfi nedenlerle camileri kapatmadığı halde “İsmet Paşa camileri kapattı!” diye birileri yıllardır milleti kandırırken; Adnan Menderes, bazı tarihi camileri ve mescitleri yıktırdığı halde neden hic kimse “Menderes camileri ve mescitleri yıktırdı!” diye cıt bile cıkarmamıştır.

2. Menderes doneminde Turkiye’nin dort bir yanındaki tarihi kiliseler, cemaati olmadığı halde, torenlerle ibadete acılırken, neden hic kimse “Menderes Turkiye’de Hıristiyanlığın yayılmasını sağladı!” diye bağırıp cağırmamıştır.[23]

3. Cok daha onemlisi AKP doneminde 2010 yılında satışa cıkarılan İzmir Foca’daki Kozbeyli koyu camiinden neden hic soz eden yoktur?

4. “Tek parti CHP camileri kapattı” diye sızlananlar neden hicbir zaman “Tek parti doneminde acılan Halkevleri ve Koy Enstitulerini DP kapattı. Boylece Turk aydınlanması buyuk bir darbe yedi.” demez? 1951’de DP ve Menderes, Turkiye’nin dort bir yanındaki 478 Halkevi merkezini, 5000 Halkevi şubesini ve 4000 Halkodasını kapatmıştır. 1954’te de o gune kadar 25.000 oğretmen yetiştiren Koy Enstitulerini kapatmıştır.

Sonuc olarak diyeceğim şu ki: Tarih uzerinde işinize geldiği gibi tepinemezsiniz beyler...

Cumhuriyet tarihi yalanlarına cevap vermeye devam edeceğim…

Sinan MEYDAN

http://sinanmeydan.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=425:m enderesn-tarh-cam-kiyimi&catid=62:yazlar&Itemid=228