Kolera Gunlerinde Aşk ve Yuzyıllık Yalnızlık kitaplarıyla Turk edebiyatseverler arasında da bilinen dunyaca unlu Nobel odullu yazar Gabriel Garcia Marquez tedavi gorduğu hastanede hayata gozlerini yumdu.



Dunyaca unlu yazar Gabriel Garcia Marquez, tedavi gorduğu hastanede 87 yaşında hayata veda etti.

Nobel odullu Kolombiyalı yazar bir suredir zaturre tedavisi goruyordu.


İŞTE VEDA MEKTUBU

Gabriel Garcia Marquez'in olmeden az once tum insanlığa hediye gibi bıraktığı Veda Mektubu internette okunma rekorları kırıyor.



İşte o mektup:

"Tanrı bir an icin pacavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni odullendirse, aklımdan gecen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan gecirir ve duşunurdum.
Eşyaların maddi yonlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, cok ruya gorur, gozumu yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi duşunurdum. İnsan aşktan vazgecerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yurumeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, cikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.


Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yuzumu guneşe cevirir, sadece vucudumu değil, ruhumu da tum cıplaklığıyla acardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun uzerine kazır ve guneşin gostermesini beklerdim. Gokyuzundeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri cizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar soylerdim. Gozyaşlarımla gulleri sular, vucuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı tac yapraklarından opmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı… Gun gecmesin ki, karşılaştığım tum insanlara onları sevdiğimi soylemeyeyim. Tum kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk icinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım.Cunku insan aşkı bırakınca yaşlanr. Cocuklara kanat verirdim. Ama ucmayı kendi başlarına oğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise olumun yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini oğretirdim.

Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da cok şey oğrenmişim. Tum insanların, mutluluğun gercekleri gormekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini oğrendim. Yeni doğan kucuk bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepceyle mahkûm ettiğini oğrendim. Sizlerden cok şey oğrendim. Ama bu oğrendiklerim pek işe yaramayacak. Cunku hepsini bir cantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde…

Artık olebilir miyim?"