Siyaset yapmak isteyen koltuğundan kalkar, cubbesini cıkarır gelir siyasi partiler catısı altında siyaset yapar.
Başbakan Erdoğan bu sozleri Anayasa Mahkemesi uyeleri icin soyledi. Neden? Yargıyı doğrudan yurutmeye bağlayan, mevcut topal anayasaya dahi uymayan HSYK yasasını iptal ettikleri icin.
AYMyi ovecek ya da hukuk adına bel bağlayacak değilim. AYM, bu yapı ve kadrosuyla şimdiye kadar anayasaya da adalet ilkesine de aykırı onlarca karara goz yumdu. Ama Başbakanın cumlesinin altında yatan başka bir sızı, gizlenmiş bir karın ağrısı var. Erdoğan cok uzun suredir her turlu olay karşısında şoyle bir mantık kuruyor; Hoşuma gitmeyen bir iş yapıldı, demek ki ideolojik. İdeolojik ne demek? Siyasi. O zaman her ne yapıyorlarsa bırakıp karşımdaki millet duşmanı siyasi partilerden birine gecsinler de herkes yerlerini bilsin.
Başbakanın hukuka aykırı iş yapmış olma ihtimali yok. Cunku hukuk zaten kendisi, ailesi ve yakın cevresinin sıkıntısız yaşamasına hizmet edecek bir enstruman. Bir nevi kas gevşetici.
Hayatı ne kadar kolaylaştıracak bir yontem değil mi? İstemediğin bir davranışta bulunan kim varsa guclu olduğun alana cağır. Herkes gorevini bırakıp karşına cıplak cıksın.
Rakip futbolcu tuttuğun takıma gol mu attı, hemen bağır; Cıkar o kramponu da sandığa gel.
Doktor sevmediğin birini tedavi mi etti, hemen azarla; Boz o Hipokrat yeminini de sandıkta hesaplaşalım.
Gazeteci duyulmasını istemediğin bir olayı haber mi yaptı, cak telefonu; Ses kayıt cihazını masanın uzerine bırak da sandığa buyur.
Sevdiğin kız sana abi mi dedi, kur evinin onune ses tesisatını konuş; Ah be vicdansızın kızı, bırak şu kalbimi de siyasete atıl.
Ceşitlendikce ceşitlenir, ornek bitmez. Erdoğan yontemiyle hayat bu kadar kolay, kime kafan bozulursa sandığa cağıracaksın. Ama gel gor ki Başbakanın meselesi siyaset ya da sandık değil. Oraya cağırması demokrasiye olan duyarlılığından gelmiyor, orada guclu olduğunu bilmesinden geliyor. Guvende hissediyor, burada herkesi alt ederim diye duşunuyor.
Artık yarın obur gun sandıkta eli zayıflarsa sevmediklerini nereye cağırır bilinmez.
***
Kirecburnu merkez akıllı olsun herkes
Gecenlerde rastladığım bir haber sonrası uc gun kendime gelemedim, geceleri uyku tutmadı. 20 bin metrekare camlığı talan edecekler başlıklı bir haber. Tarabya sırtlarındaki yeşil alanlar sit alanı olmaktan cıkarılacakmış, imara acılacakmış. Tabir yerindeyse; alnımdan vurulmuşa dondum.
Soz konusu alan icerisinde Kirecburnu da bulunuyor. Ben Kirecburnunda doğdum, Kirecburnunda buyudum, her ağacına tırmandım her dalından meyve kopardım, tum acılarından manzarayı seyrettim, camlığında uyudum, sahilinde gizli gizli ilk sigaralarımı ictim. Kirecburnu, İstanbulda cennetten bir parcadır. Boğaz en guzel pozunu Kirecburnu Camlıka verir. Sosyal medyada kendi adımı aratmışlığım yok ama Kirecburnunu uc gunde bir aratırım. Kim neresini gezmiş, neresini beğenmiş, hakkında neler demiş, nasıl anılar bırakmış keyifle dikizlerim.
Bugune dek her doğa katliamı haberine uzuldum, icim gitti. Tepki gosterdim, eylemlerine katıldım. Ama bu sefer başka bir hissiyatı deneyimlemiş, oğrenmiş oldum. İnsanın evi bellediği, kimliğinin parcası olmuş bir mekÂna yapılacak saldırı bin kat daha ağır gelirmiş. Afakanlar basarmış yerli yersiz. Mahallesinde, koyunde, sokağında betonlaştırma tehdidiyle yaşayan insanlara daha yakın hissediyorum şimdi.
Daha once ucuncu kopru ayakları Kirecburnuna yapılacak denmişti. Karabasan coktu mahallelinin uzerine. Vazgectiler, koprunun yeri değişti. Mahalleli rahatladı. Ama ne beyhude bir rahatlamaymış. Parca parca İstanbulun her yeşil alanını yok etmeye and icmiş inşaat bağımlıları elbette durmazdı. İstanbulun orta yerindeki bu guzellik gozlerinden elbette kacmazdı.
Kirecburnunun ağacları da tum ağaclar gibi comerttir. Yalnız mahalleliye değil tum İstanbullulara oksijen uretir. Camlığının kapısı herkese acıktır, pikniğe bekler. Sahili herkes icin davetkÂrdır, yunuslar dahi goc sırasında konaklamak icin burayı secer.
Kirecburnu tek şeye kapalıdır; beton colunun ortasındaki bu vahayı kurutmak isteyenlere. Kirecburnuna sahilden yuruyerek gelinir, ust yoldan otobusle gelinir, Tarabyadan arabayla gelinir ama hicbir yerden dozerle gelinemez. Ne mahalleli ne de İstanbullu bu guzel mahalleyi yedirmez.
Hakan Demir
http://birgun.net/yazi-goster/erdogan-yontemiyle-kolay-yasama-kilavuzu-2402.html
Erdoğan Yonetimiyle Kolay Yaşama Kılavuzu
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●5 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Erdoğan Yonetimiyle Kolay Yaşama Kılavuzu