Daha once 1977 yılında yaşanan 1 Mayıs olaylarıyla ilgili 'Solcuların ic hesaplaşması nedeniyle katliam cıktı' diyen Halil Berktay şimdi de Gezi olaylarını yorumladı.
SOL ADINA SOYLENEN YALANLARDAN BIKTIM
Nişantaşı Valikonağı civarında oturan Berktay, polisle catışan eylemcileri yazdı. 16 Haziran'da yapılan protestoları ve polis mudahalelerini anbean takip eden Berktay, 'Ben bıktım artık. Bir solcu ve bir demokrat olarak, on yıllardır sol adına soylenen yalanlardan bıktım. "Kol kırılır yen icinde" anlayışından bıktım. Butun oportunist faydacılıklardan bıktım. ' diye yazdı.
İŞTE BERKTAY'IN O YAZISINDAN ONE CIKAN BAŞLIKLAR
Gozlemlerimi net ozetleyeyim. (1) Polisin butun mevzilenişi, kimseyi Nişantaşı kavşağının otesine gecirmemek, Taksim'e ilerlemelerine olanak vermemek uzerineydi. (2) Polisin, protestocuların fazla ilerlemesini onlemek icin zaman zaman gaz fişeği atmak dışında bir guc kullanmama talimatı aldığı cok acıktı ve nitekim oyle de davrandılar. Benim goruş alanım dahilinde, cop kullanmadılar, kimseye başka şekilde de vurmadılar, kimseyi gozaltına almadılar. Hatta yan sokaklardan birisi uzerlerine yuruduğu ve kufrederek itip vurmaya kalkıştığında bile, sadece geri itmekle yetindiler; hicbir karşılık vermediler. Oysa o kişinin yaptıkları (veya karşı apartımandan bir hanımın ettiği, kızımı "baba, Nişantaşı'nda Ataturkcu olmayan herhalde bir tek biz varız" demeye sevkeden kufurler) derhal
tutuklanmalarına yeterdi de artardı bile. (3) Ben Gezi Parkı direnişinin başından değil, ilk haftasından da değil, bugununden, 15-16 Haziran'ından bahsediyorum.
BİRİLERİ CUMHURİYET TARİHİNİN EN KİTLESEL EYLEMİDİR DEYİP DURSUN
BU OLCULER İCİNDE, aşikÂr olan, butun saldırganlık ve şiddet insiyatifinin eylemcilerden geldiğiydi. Artık Taksim'e ulaşmak ve tekrar işgal etmek diye bir umutları da yoktu; sadece ve sadece, nerede ve ne olcude olursa olsun polisle catışmak istiyorlardı. Belki bir kısmı icin bu, AKP'yi devirmek gibi bir hedefe bağlıydı; bir kısmı icinse, kendini (1848 veya 1870-71 misali) "barikatlardaki bir ozgurluk savaşcısı" gibi hissetme arzusundan kaynaklanıyordu. Ama ortada somut, anlamlı ve ulaşılabilir hicbir siyasi hedefin kalmadığı ve eylem icin eylem, catışmak icin catışmak arzusunun one cıktığı son derece belirgindi. İsteyen, "bu Cumhuriyet tarihin en kitlesel eylemidir" diye yazıp dursun. Belki gercek olan, bu genclerin kendilerini oyle bir "tarihsel Ân ve aksiyon" icinde hissetme ozlemidir. Elle tutulur olan şu ki, sokağa yalnızca hırslanmış bir ofke ve nefret ile belki bir kahramanlık ve macera hissi hukmediyordu.
KOL KIRILIR YEN İCİNDE KALIR ANLAYIŞINDAN BIKTIM
Biliyorum ki bunları cıkıp soylemem ve yazmam, şimdi gene bir tepki dalgasına yol acacaktır. Aldırmıyorum. Ben bıktım artık. Bir solcu ve bir demokrat olarak, on yıllardır sol adına soylenen yalanlardan bıktım. "Kol kırılır yen icinde" anlayışından bıktım. Butun oportunist faydacılıklardan bıktım. Gecmişte ve bugun, benim kendi kuşağımda ve şimdi kuşaklarda, maksimalist boyolcuşmeci,
saldırgan ve şiddet kullanan kesimlere "masum genclerdir" veya "barışcıl protestoculardır" veya "meşru savunma halindedirler" diye kol kanat germekten bıktım -- vakti zamanında bana ve bizlere kol kanat gerilmiş olmasından da, şimdi başka genclere kol kanat germeye cağrılıyor olmaktan da bıktım ve utanıyorum. Gunlerdir okuduğum "polisin inanılmaz vahşi saldırıları" teranelerinin (ki yok
boyle bir şey; polis kullanabileceği şiddetin belki en fazla yuzde 10-15'ini kullanıyor) yanı sıra, eylemcilerin şiddetinden zerrece bahsedilmemesinden bıktım ve utanıyorum. Surekli kriz ve surekli catışma mantığıyla her turlu şiddeti davet edenlerin, sonra da "anne polis beni dovdu" havasıyla himaye
aramasından (ve bazılarının da solculuk gereği veya iktidar duşmanlığı gereği onlara bu himayeyi sunmasından) da bıktım ve utanıyorum.
TURKİYE'DE MUHALEFET VE SOL NAMUSLU OLMADIĞI SURECE..
Ben bu satırları yazarken Başbakan Erdoğan da Kazlıceşme'de hep aynı kibir ve nobranlığıyla konuşmuş; ustelik MHP'yi (veya tabanını) da yanına almış;
bir ceşit fiilî Milliyetci Cephe oluşturmuş. Yapar, yapmıştır. Tek el şaklamaz. Kim itti onu o noktaya? Krizi Erdoğan başlattı; ikinci hafta boyunca surduren ve hele 15 Haziran Pazar sabahından itibaren bu kutuplaşmayı ozellikle davet eden de, ister "sol" deyin, ister Taksim Dayanışması, ister protestocular-eylemciler, işte onlar oldu. Hukumet demokrat olsun; peki. Ya muhalefet? Acı olan şu ki, Turkiye'de once muhalefet (ve sol) demokrat olmayı ve durust olmayı ve namuslu olmayı oğrenmedikce, iktidarı ve butun toplumu demokratlaştıramaz.
http://www.ensonhaber.com/halil-berktaydan-gezi-eylemcilerini-kizdiracak-yazi-2013-06-19.html
Halil Berktay'dan Gezi eylemcilerini kızdıracak yazı
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Halil Berktay'dan Gezi eylemcilerini kızdıracak yazı