Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Balyoz davası sanıklarının yakınları tarafından Beşiktaş'ta duzenlenen "Sessiz Cığlık" eylemine katılarak bir konuşma yaptı: "TSK kendisine karşı yurutulen kumpas operasyonunda bir şehit daha verdi..."
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Beşiktaş 'taki "Sessiz Cığlık" eylemine katıldı. Alkışlar eşliğinde alana giren Başbuğ eyleme katılanlara hitaben bir konuşma yaptı. Başbuğ, "Turk Silahlı Kuvvetleri kendisine karşı yurutulen kumpas operasyonunda yuruttuğu mucadelede gectiğimiz gunlerde maalesef bir şehit daha verdi. Bu kumpas harekatında verilen son şehidimiz silahlı kuvvetlerinin Deniz Kurmay Albay Murat Ozanal. Murat Ozanal, gercekten butun ictenliğimle inanıyorum ki bugun onun bulunduğu mekan cennettir. Bu vesileyle ailesinin acısını bir defa daha paylaşıyorum. Kendilerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum" dedi.
İlker Başbuğ, Ozanal'a yapılana affetmeyeceklerini belirterek, "Mumkun değil. Bu her şeyden evvel bizlere bıraktığı Duru'ya buyuk haksızlık olur, mumkun değil, affedilemez. Murat Albay'ın aramızdan ayrılması yoluna taş doşeyenler mutlaka bulunmalıdır ve gereken cezayı gormelidir. Bunun takipcisi olacağız. Murat Albay'ım yattığın yerde rahat uyu bu Turk milleti sana ve ailene sahip cıkacak bundan emin ol" diye konuştu.
"BUNU BİR AMERİKALI SOYLUYOR"
Başbuğ, gectiğimiz gunlerde, ABD'de siber suclarla ilgili bir konferans duzenlediğini ve bu konferansta Balyoz ve Ergenekon davaları ile ilgili bir sunum yapıldığını aktararak şunları soyledi:
"Belki bircoğunuz bilmiyor cunku bunu bizim anlı şanlı medyamız Turk halkına pek yansıtmadı. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir siber suclar konferansı yapıldı ve bu konferansta sunum yapanların başında da Amerika'nın yine cok unlu, bilişim teknoloji uzerine araştırma yapan bir grubun başkanı bir sunum yaptı. Sunumun başlığı, "Ergenekon ve Balyoz davasında yapılan dijital sahtelikler. Bu yansıdı mı bizim basınımıza, ne kadar yer aldı? Bu sunumla ilgili olarak Amerika'nın onde gelen guvenlik birimlerinde birinin başkanı bir değerlendirme yaptı. Onun aynen bu yapılan yorumla ilgili değerlendirmesi, 'Balyoz sunumu mukemmel. Gercek şu ki, niyeti bozuk, teknik olarak yetişkin duşmanlar delilerle oynayarak ulusların guc yapılarını değiştirebiliyor.' Bundan daha acık yaşanılanlar nasıl ifade edilebilir? Niyeti bozuk, bunun yanında gercekten ustun teknolojik olanaklara sahip olanlar. Kimdir bunlar? Ne yapmışlardır delilerle oynayarak? Ulkelerin guclerinin en onemli unsurlarından biri olan Silahlı Kuvvetlerinin guclerini kırmışlardır. Bunu bir Amerikalı soyluyor. Bunu yapan ancak duşmanlar olabilir. Bunu ben daha oncede soyledim."
"NİCİN BUNLARI GUNDEME GETİRİP, SORGULAMIYOR"
"Bu ulkenin guvenliğinde kim sorumlu?" diyen İlker Başbuğ, "Anayasaya gore bakanlar sorumlu. Bakanlar Kurulunu denetleyecek olan kim, Turkiye Buyuk Millet Meclisi. Turkiye Buyuk Millet Meclisi kimlerden oluşuyor siyasi partilerden oluşuyor. Yabancı diyor ki, 'Ey Turk Milleti uyuma, sahte delilerle senin ordun gucsuz kılındı, bunu niyeti bozuk ama imkanlara sahip duşmanların yaptı. Bunu kim ortaya cıkartacak? Biraz evvel saydığım kurumlar ve kuruluşlar. Bunlar hala sessiz mi kalacak bu olaylara. Nicin bunu medyamız, aydınlarımız, sozum ona aydınlarımız, hukuk fakultelerimiz nicin bunları gundeme getirip, sorgulamıyor" dedi.
"HUKUKUN USTUNLUĞU NASIL SOZ KONUSU OLABİLİR?"
Başbuğ TUBİTAK'ın Balyoz davası ile ilgili yayınladığı rapora dikkat cekerek şunları soyledi:
"TUBİTAK en son vermiş olduğu raporlar, 'bu 5 nolu hardisk sahtecilik urunudur' dedi. Amerika'da ki siber suclar konferansında da aynı şey soyleniyor. Birleşmiş Milletler, keyfi tutukluluklarla ilgili araştırma yapan komisyona muracaat ettiler. Kurul onların muracaatlarını inceledi ve dedi ki 'Evet Balyoz Davası'nda keyfi tutuklamalar olmuştur.' Peki Birleşmiş Milletlerin bu keyfi tutuklamalar kurulu devletimiz tarafından tanınmamış mı? Devlet tanınmış, vatandaşlarına, 'hakkını aramak icin buraya muracaat et' demiş. Peki ne oldu? Birleşmiş Milletler, keyfi tutukluluklarla ilgili kurulun kararı ortada, TUBİTAK'ın en son raporu ortada. Amerika'da yapılan seckin siber saldırılarla ilgili konferansın sunumları ortada. Peki ne oldu? Mahkeme, 'bu beni bağlamaz' dedi. Yargıtay, 'mahkeme doğru' dedi. Devletinde tanıdığı bir kurum sizi nasıl bağlamaz. Hadi bağlama noktasından vaz gectik, bu ozellikle Birleşmiş Millet keyfi tutuklamalarla ilgili komisyonun verdiği rapordaki şeyler yalan mı? Bari onu soyleyin, 'yalan' deyin, 'bizi bağlamaz' diyorlar'. Bu mahkemeleri ne bağlar? Hic bir şey bağlamıyor. Meclis yasa cıkartıyor, 'tutuklu kararı verirken gerekce yaz'. Yasayla bunu mahkemelere sunuyor. Mahkeme 'beni bağlamaz' diyor. Yasalar, 'karar verdikten sonra gerekceli kararı 15 gun icinde acıkla' diyor. Acıklamıyor. Yasalar, 'beni bağlamaz' diyor. Yasalar, 'mahkeme salonuna gelen tanıkları dinleyin' diyor. Mahkeme, 'beni bağlamaz' diyor. Sizi kim bağlıyor. O zaman diyoruz ki, 'size bir yerlerden ulaştırılan talimatlar, direktifler'... Boyle bir devlette hukukun ustunluğu nasıl soz konusu olabilir?"
"SİZ AYDIN DEĞİSİNİZ, SİZ İNSAN BİLE DEĞİLSİNİZ"
Başbuğ, askeri vesayet konusunda da acıklama yaparak, "Aydınlarımız var, sozde aydınlar, 'Bu surecte Turkiye'de askeri vesayet ortadan kaldırıldı' diyorlar. Tabi askeri vesayet nedir, nasıldır onu bir taraf bırakıyorum. Evet askeri vesayet ortadan kaldırıldı ama insanları korkutarak, hukuk cinayetleri işlenerek. Birleşmiş Milletler Kurullarının kararlarını bir tarafa atarak, TUBİTAK'ın kararlarını gormeyerek, hukuk cinayeti işleyerek siz 'askeri vesayeti kaldırdık, biz demokratız' diyorsunuz. Demokrasinin en onemli faktoru, hukukun ustunluğu. Siz aydın değilsiniz, siz insan bile değilsiniz. Boyle şey olmaz" diye konuştu.
"UMİT EDİYOR VE BEKLİYORUZ"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na Balyoz sanıklarının muracaat ettiği aktaran Başbuğ, "TUBİTAK'ın en son raporunu gerekce gostererek Yargıtay Başsavcılığı'na muracaat ettiler. Yargıtay Başsavcılığı bekliyor, bir şey yapmıyor. Bende bir vatandaş olarak soruyorum, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; sen bu TUBİTAK'ın raporuna guvenmiyor musunuz? Yoksa bunu ileteceğin, gondereceğin, Yargıtay'da ki ilgili ceza dairesine veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na mı guvenmiyorsun? Nicin işlem yapmıyorsun. Bunu soylemekten hicap duyuyorum. Bir devlette boyle şeyler olamaz" dedi. Başbuğ sozlerini şoyle surdurdu:
"Balyoz davasına bakmakla sorumlu mahkeme, TUBİTAK son raporunu alıyor, 'yeniden yargılanmaya gerek yok, reddettim' diyor. Nicin, nasıl? Ortada uluslararası belgeler var. Hic mi bunların kıymeti yok, bari yurtdışından gelen objektif değerlendirmelere kulağını ac.
Adalet Bakanı bir kac gun once acıkladı, 'ilgili mahkeme TUBİTAK raporunu reddettiği icin buna dayanarak ben konuyu Yargıtay Başsavcılığı'na ileteceğim' dedi. Bekliyoruz, umit ediyoruz, Adalet Bakanlığı bu eylemi, bu işlemi bir an once gercekleştirir.
Anayasa Mahkemesi'ne, Balyoz sanıklarından bireysel başvurular var, 6-7 ayı gecti. Yine umit ediyor ve bekliyoruz ki Anayasa Mahkemesi bu bireysel başvuruları en kısa zamanda dikkate alacak, onune alacak ve adaletin gerektirdiği kararı verecek, bekliyoruz, umuyoruz. Ozellikle mahalli secimlerden sonra yeniden yargılanma konusunu gundeme getireceğiz sozu verildi. Yerel secim oldu, bitti. Daha yeniden yargılanma yolunun yasal duzenlemelerle acılması icin ne bekliyorsunuz. Yeter artık biz daha fazla Murat gibi şehit vermeye hazır değiliz, kaldıramayız bunu, yeter." diye konuştu.
"ONLARLA AYNI HAVAYI TENEFUS EDEN BİRİSİYİM"
Bugun ceşitli cezaevlerinde Balyoz davasından dolayı 236 silah arkadaşının tutuklu olduğunu belirterek Başbuğ şunları soyledi:
"Bu silah arkadaşlarıma bakıyorum, hepsini yakinen tanıyorum. Oyle ki bende bir ust sınıfta olan bir silah arkadaşımız var emekli Orgeneral Cetin Doğan. Ben ondan tugay komutanlığını aldım. oyle arkadaşlarım var. Benim devre arkadaşlarım, beraber gorev yaptık, benim emrimde gorev yaptı, Allahlın dağlarından omuz omuza bu PKK terorune karşı mucadele ettik... Bu arkadaşlarım iceride. Butun arkadaşlarımın ve ozellikle onların ailelerinin cektiği acıyı aynen paylaşıyorum. Onlarla aynı havayı teneffus eden birisiyim. Onların ailelerinin ne gectiğini en iyi bilenlerden birisiyim. Bu butun arkadaşlarımın cektiği acılar benim acım. Turkiye'de vicdan sahibi olan, Allah korkusu olan herkesin yureğini dağlıyor, vicdanlarını bu durumlar ağlatıyor.
İzmir Casusluk davasından dolayı 13 arkadaşım tutuklu. İstanbul casusluk davasından dolayı hukum giymiş arkadaşlarımız yarın cezaevlerine gidecek. Bu davalara da baktığımız zaman sadece ve sadece bir gizli tanığın ifadesine dayalı olarak benim devre arkadaşım, cezaevinde koğuş arkadaşım Hurşit Tolon hala zulum gormeye devam ediyor. Yeter artık. Bunlara birisinin dur demesi lazım."
Başbuğ konuşmasının ardından alkışlar eşliğinde alandan ayrıldı.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/i...glik_eyleminde_konustu_affetmeyecegiz-1191388
İlker Başbuğ 'Sessiz Cığlık' eyleminde konuştu: Affetmeyeceğiz
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- İlker Başbuğ 'Sessiz Cığlık' eyleminde konuştu: Affetmeyeceğiz