Can Dundar

S

20 Mayıs 2014 Salı​
A+A-
“Bir ulkeyi tanımak istiyorsanız, insanların nasıl olduğune bakın” der Albert Camus...
20 yaşındaki Berna, Adapazarı’ndaki evinin salonunda annesiyle oturuyordu.
Birden dışarıdan silah sesleri geldi. Pencereye cıktığı sırada bir kurşun alnına saplandı.
Berna oracıkta can verdi.
***​
Silahı sıkan, 37 yaşında bir magandaydı.
Siteye arabasıyla dalıp “Ben dayıyım, ben katilim” diye rastgele ateş etmeye başlamıştı.
O kurşunlardan biriydi Berna’ya saplanan... Adamı yakaladılar.
Emniyet’te gazeteciler, “Pişman mısın” diye sordu. Maganda, Soma’danhatırladığımız bir cevap verdi:
“Kazayla olan bir şey... Takdiri ilahi...”
***​
“İlahi takdir”in suclular icin kutsal bir sığınak olması, tum sucların gunahının ona yıkılması, dindarları rahatsız etmiyor mu?
Niye, “Goz gore gore cana kıymışsın işte...
Ne diye ilahiyatı karıştırıyorsun” demiyorlar?
“Madende ağır ihmalden kaynaklanan katliama nasıl ‘fıtrat’ deyip geceriz.
Maden kapısında bile ‘Once tedbir, sonra tevekkul’ yazıyor” diye feryat etmiyorlar?
“Fıtrat buysa, neden aynı deprem Japonya’da birkac camı kırarken, Turkiye’debinlerce cana mal oluyor” diye sormuyorlar
“Neden kader, ağlarını ormek icin hep fukara topraklarını seciyor” diye meraklanmıyorlar?
***​
Bizim asırlık davamız, “kader”in yerine “akıl”ı koyma kavgası...
Aydınlığa sırtını donmuş toplumlar, başına gelenleri “alın yazısı” sayarak dayanabiliyoracıya...
Ve boylece yonetilebiliyor kolayca...
Evinde oturduğu yerde kurşunlananı, “Vadesi gelmiş” diyerek defnediyor.
Madende alenen oldurulmuşken, “İşin doğasında var bu” diyene kanıyor.
“Olacağı varmış. Kısmet buraya kadarmış” diyerek kabulleniyor haksızlıkları...
“İşin fıtratında bu yok, sizin tıynetinizde bu var” diye isyan etmiyor onu diri diri mezara gomenlere...
“Mukadderat” sayıyor, sineye cekiyor.
Tevekkul, sucluya sığınak, iktidara dayanak oluyor.
***​
Turkiye’yi tanımak isteyen, nasıl olduğumuze baksın.
Gelişmiş dunyada bebek olum hızı binde 6; Turkiye’de binde 17...
İsvec’teki bebeklerin alın yazısı neden bizimkilerden farklı
Neden ortalama yaşam suresi Norvec’te 80 iken, Turkiye’de 71, Zambiya’da 37?
Neden Başbakan, Batı’daki maden kazalarına ancak 19. yuzyıldan ornek bulabiliyor?Kişi başına duşen milli gelir ile iş kazalarındaki kayıp sayısı arasındaki ters orantı, hangi alında yazılı?
Okur-yazarlık arttıkca doğal afetlerde olumlerin azalması, cehaletle felaketin tırmanması, hangi kaderle acıklanabilir?
Neden nukleer santral faciasından sonra Japon Başbakanı istifa ederken, komur madeni faciasından sonra Turk Başbakanı bolgeye gidip yurttaşını tokatlayabiliyor?
Kaderimiz mi?
İnsani Gelişim Endeksi’nde Japonya 10., Turkiye 92. sırada olduğu icin mi?
***​
Aydınlanmadan gecmiş, akla dayalı, mureffeh toplumlar kaderini yenebiliyor.
İktidardan tokat yiyen ulkeler seviyesinden, aciz iktidarı tokatlayan toplumlarseviyesine yukseliyor.
Biz, geciş donemindeyiz.
Tokadı yiye yiye atmayı oğreniyoruz.
“Kader” diyenlere, artık “Kaderiniz batsın” diyoruz.
Bu kaderi değiştireceğiz; inanıyoruz.
17 Aralık’ı ortbas operasyonu
17 Aralık operasyonunun ilk anında hukumet ne yapacağını bilemedi.
Deliller sağlamdı; dinlemeler yasal...
Her şey ayan beyan ortaya cıkmıştı.
Hemen ertesi gun toparlandılar; operasyonu yuruten savcıların arasına iki savcı eklediler.
Biri, Ekrem Aydıner’di. “Skandal ortbas edilecek” diyenlere Başsavcılık cevapverdi:
“Katiyen. Soruşturma hızlansın diye iki savcı daha gorevlendirdik.”
Yalandı. 6 hafta sonra, soruşturmayı yuruten savcılar, hem de iddianameyi tam bitirmek uzereyken gorevden alındı.
Dosya, heyete sonradan eklenen Ekrem Aydıner’e teslim edildi.
O gunden beri, dosya rafa kalktı; ama yolsuzlukla suclananlar rahata erdi.
Eski savcılar, Zarrab’ın mal varlığına konulan tedbirin kaldırılmasına itiraz etmişti.
29 Ocak’ta tedbir kaldırıldı. 28 Şubat’ta Zarrab salıverildi.
Gecen hafta da Soma faciasının tozu dumanı arasında Zarrab’ın yurtdışına cıkış yasağı -yine Aydıner tarafından- kaldırılıverdi
Aydıner goreve atandığında, CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Başbakan’a, Aydınerhakkında “menfaat temini ve mesleğin onuruna aykırı davranışlar” nedeniyle HSYK tarafından verilmiş bir kınama cezası olup olmadığını sormuştu.
Hem o sorunun yanıtını merakla bekliyor, hem 17 Aralık ortbasının gidişatını ibretle izliyoruz.


http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/73681/Kaderiniz_Batsin_.html