İngiliz Ulusal Maden Sendikası Başkanı Nicky Wilson, “Sizinki gibi bir faciayı 100 senedir gormuyoruz. Ve sebebi şanslı olmamız değil. İş guvenliğini sağlama alacak yasalar yaptık. Olum ve kaza madenciliğin normal bir parcası değildir” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Soma faciası sonrasında yaptığı acıklamada "İngiltere'de 1862 'de yaşanan gocukte 204 kişi olmuş. 1860'ta İngiltere'de komur tozu patlamasında 260 kişi olmuş." sozlerine İngiltere'den yanıt geldi.

İngiliz Ulusal Maden Sendikası Başkanı Nicky Wilson, “Sizinki gibi bir faciayı 100 senedir gormuyoruz. Ve sebebi şanslı olmamız değil. İş guvenliğini sağlama alacak yasalar yaptık. Olum ve kaza madenciliğin normal bir parcası değildir” dedi.

Radikal gazetesinden Ezgi Başaran’ın konuştuğu Wilson, İngiltere’de bir maden işcisinin ayda 16 bin lira kazandığını da vurguladı. Başaran’ın Wilson ile yaptığı soyleşi şoyle:

İngiltere'de bir maden işcisi ayda 16 bin lira kazanır

National Union of Mineworkers (NUM- Ulusal Maden Sendikası) dunyanın en koklu maden sendikalarından. İngiltere’de 1800’lerin sonunda kurulan ‘Birleşik Krallık Madenciler Federasyonu’nun yeniden duzenlenmesiyle 1945’te kuruldu. İngiltere’nin en buyuk ve en guclu sendikası. Sendikanın 2010’dan beri başkanlığını yuruten Nicky Wilson ile konuştum. Hukumetin dunyanın ceşitli yerlerindeki yuzyıl onceki maden kazalarını ornek vermesi, oralardaki işcilerin hayatının ve guvenliğinin bugun ne mertebede olduğunu oğrenme isteği uyandırdı. Kendisi de eski bir madenci olan İskocyalı Wilson sendikanın oneminden, iş guvenliğini nasıl sağladıklarına kadar bircok meseleyi anlattı, İngiltere’de en son ne zaman bir maden faciası yaşadıklarını sorduğumda ise hatırlayamadı. Gerci 4 kişinin olduğu bir kaza da İngiltere ve bu sendika icin bir ‘facia’ydı.

İngiltere’de en son ne zaman buyuk bir maden kazası yaşandı?


2012’de Galler’de cok kucuk bir madende 4 işcinin olduğu bir kaza olmuştu. Trajikti. İşletmenin muduru hÂl yargılanıyor. Galler’in ozelliği cok kucuk madenlerin acılmasıdır. Normal şartlarda bir komur madeninde 400 ila 600 işci calışır. Fakat buyuk kaza derken neyi kastediyorsunuz, tam anlayamadım… Birden cok kişinin hayatını kaybettiği Galler’deki gibi kazaları mı soruyorsunuz?

Turkiye’dekine benzer bir kazadan soz ediyorum.

O boyutta bir maden kazası! Ne zaman yaşadık boyle bir şeyi biz? Duşunuyorum… Hafızamı zorlamama neden oldunuz. Bu boyutta… Yuzlerce kişinin olduğu bir kaza… Affedersiniz, bekletiyorum. Cok cok uzun zaman once, sanıyorum 1800’lerin sonu, 1900’lerin başında olmuştu. Eğer musaade edersiniz, tam tarihi araştırıp size geri doneyim.

Hayır, gerek yok, ben cevabımı aldım aslında... Turkiye Başbakanı, “Olum ve kaza bu işin fıtratında var” dedi, oyle mi gercekten?

Hic katılmadığım bir cumle. Evet, eğer 200 sene geriye giderseniz, erken 1800’lere... İngiltere’de de ciddi maden felaketleri vardı. Ama o zaman bile şu anda sizin yaşadığınız buyuklukte ve sıklıkta facialar yaşamamıştık. Acıkca soyleyebilirim ki biz İngiltere’de sizinki gibi bir faciayı 100 senedir gormuyoruz. Ve bunun sebebi şanslı olmamız değil. O gunlerden bugunlere iş guvenliğini sağlama alacak yasalar yaptık. Bircok yasa duzenlemesi deneme yanılma yontemiyle yapıldı ve en doğru haline ulaşana kadar zaman gecti. Ama bugun cok başka bir noktadayız. Olum ve kaza madenciliğin kabul edilmiş, normal sayılan bir parcası değildir. Onlenebilir. Ve bu yuzden de kimsenin boyle bir cumle kurmaya hakkı yoktur. Bakın biz maden sendikası olarak bugun hÂl mucadele ediyoruz cunku devlet maden yasasını ‘modernize’ etmeye karar verdi. Bircok değişiklik onerisine itirazımız var. Yururlukteki yasayı esnetmeye yonelik bu değişikliklerin iş ve işci guvenliğini tehlikeye atacağını duşunuyoruz.

Ozelleştirme, madencilikte işci guvenliğini nasıl etkiledi?

Madenlerimiz 1994’te MuhafazakÂr hukumet tarafından topluca ozelleştirildi. Şu anda sahipleri ozel şirketler. Ozelleştirmeden sonra guvenlik konusunda bir değişiklik olmadı. Cunku madenler devletin malıyken uygulanan guvenlik yasaları hic sulandırılmadan yururlukte kaldı. Gerci şu anda bir danışmanlar kurulu bu guvenlik yasalarında kucuk değişiklikler yapılabilir mi diye araştırıyor. Biz de, dediğim gibi, karşı cıkıyoruz. O yasalarda yapılacak en ufak zayıflama insan hayatına mal olabilir. Bu riski kimse alamaz.

Madencilik ozelinde sendikanın ve sendikalaşmanın onemi nedir?

İngiltere’de cok cok onemli. Yasa, biz sendikalara şu hakkı veriyor: Bağımsız, ozel eğitimli mufettişleri madenleri denetlemeye gondermek. Bu mufettişlerin hepsi bolgesini en iyi şekilde bilen sendika uyeleridir ve sendika tarafından secimle madenlere tayin edilirler. Onların ne zaman hangi şartlarda madene gidip denetleme yapacaklarını da biz belirliyoruz. Yani sendika maden işcilerinin guvenliğinin tam ortasında duruyor. Sendikamız cok koklu ve guclu bir sendikadır ve guvenlik konusunda taviz vermemesiyle bilinir. Bakın bizim bir madene 3 farklı mufettiş gonderme hakkımız var. Bu mufettişler yer altı ve yer ustu calışma koşullarını her bakımdan inceliyor.

İnceliyor da sonra sizin sendika olarak ne gibi bir yaptırımınız oluyor?

Hazırladıkları raporun bir kopyası madenin işletmecisine bir kopyası da devletin maden mufettişine gonderiliyor. Boylece işletmecinin raporu gormezden gelmesi engelleniyor. Varsa guvenlik acıklarının kapatılması icin patronun insafına teslim olmuyoruz. Cunku mufettişin raporunda belirttiği alanlarda yaptığı duzeltmeleri belirtilen surede yaptığını kanıtlayıp devlete gonderme zorunluluğu var. Devletin mufettişleri bunları takip ediyor. Bu surecte aksayan, ters giden bir durum karşısında kapatmaya kadar varan ciddi cezalar veriliyor.

Madenlerde taşeron ve kayıt dışı işci calıştırma soz konusu mu?

Taşeron şirketler bizde de var elbette ama onlar iş gucunun cok cok kucuk bir parcası. İşletmede maden işcilerinin yapamayacağı ozelleşmiş konular icin taşeron şirketlerle anlaşılır. Fakat burada kurulacak ilişki icin de yasa cok acık ve keskindir. Taşeron şirketin belirli bir sure icin sağladığı işcilerin can guvenliğinden de işletmenin muduru sorumludur. Taşeron işciler de aynı guvenlik kurallarına uymak mecburiyetindedir. Her şey kayıt altına alınır. Ve dediğim gibi taşerona cok nadir başvurulur, madende calışan işcilerin tamamına yakını kadrolu, sigortalı elemanlardır.

Soma’daki madenin patronları basın toplantısı yaptı ve gazetecilerin ısrarlı soruları sonucunda madende bir yaşam odası olmadığını soyledi. Sizin oralarda boyle bir şey mumkun mu?

Elbette hayır. Yalnız şunu belirtmek isterim, bu tur kelimenin tam anlamıyla hayati detaylar patronların ne vicdanına ne de inisiyatifine bırakılır. Cunku sonuc itibariyle bu kimselerin birincil onceliği para kazanmaktır, hicbir patron hayırsever olduğu icin maden sahibi olmaz. O nedenle maden yasasının onemine vurgu yapıyoruz. Yaşam odası dahil tum detayların yasada belirtilmesi gerekir. Bugunlerde bunun kavgasını veriyoruz cunku mufettiş gonderme hakkımız elimizden alınmak isteniyor. Bizim iş guvenliği konusundaki yetkilerimiz sulandırılmak isteniyor. Mucadele halindeyiz. Cunku soz konusu kÂr etmek olduğunda giderlerden kısmaya başlarlar, ilk kısılacak olan da guvenlik gideridir. Bunu patronların insaniyetine bırakmak cok risklidir.

Bizdeki maden işcileri sendikası, facianın olduğu gun şirketin ne kadar iyi ve hassas olduğunu anlatıyordu canlı yayında. Siz boyle sendika gordunuz mu?

Ceşitli ulkelerdeki bazı sendikaların işci hakları ve guvenliğinden cok sermaye ve devletle işcinin arasını bulmak gorevine soyunduğunu goruyoruz. Bizim icin oncelik işcimizdir. Birinci sırada ve tum sıralarda maden işcimiz gelir. Bir işci niye bizim sendikamıza uye olur? Onun hakkını savunacağımızdan, onu en iyi bicimde temsil edeceğimizden emin olduğu icin. Bir sendikanın parcası olmanın başka bir mantığı olamaz zaten. Biz de NUM olarak tek bir yere karşı sorumluyuz. Ne bir şirket ne de bir devlet... Sadece maden işcileri.

İngiltere’de kac maden işcisi var ve aylık gelirleri nedir?

İngiltere’de emeğiyle hayatını kazanan işciler arasında maden işcileri gorece daha cok para kazanır. Yılda ortalama 55 bin pound civarında (yılda 198 bin, ayda 16 bin 250 lira). Bize gore bu miktar da az. Thatcher’ın sendikalara karşı takındığı tavır, ardından bir yıla yakın yapılan grev, maden endustrisini ciddi bicimde kuculttu. 1980’lerin başında 250 bin maden işcimiz varken, bugun bu rakam 2 bine duştu. İşin bir de ironisi var cunku İngiltere hÂl cok komur yakıyor. Elektrik uretimi komure dayalı. Fakat bu komur ihtiyacının yuzde 60’ını ithal ediyor, inanabiliyor musunuz? Rusya’dan ve başka ulkelerden. Cunku cok daha ucuza getiriyor. Biz de sendika olarak iyi maaşa cok daha fazla işci calışabilir ve kendi ulkemizin yerel kaynaklarını kullanabiliriz diyoruz. Ama bu ulke de ucuz emek peşinde, tek fark bunu ithal etmesi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/73553/Ornek_verdigi_ingiltere_den_Soma_icin_yorum_geldi. html