Halk arasında 2 yaş sendromu olarak adlandırılan bu donem cocuğun gelişim evreleri icinde git-gellerin en bol olduğu donemdir.

Her şeyden once cocuk artık yurumeye ve konuşmaya başlamıştır. Kazanılan bu iki onemli yetenek cocuğu edilgen, gucsuz ve bağımlı durumundan cıkarır. Tehlike nedir bilmeyen cocuk dengesiz yuruyuşune bakmaksızın her şeye uzanmak, her şeyi tutmak, ağzına goturmek tadına bakmak ister. Durum boyle olunca başına buyruk, ofkeli, tutturan, ele avuca sığmaz bir karaktere burunen cocuğun ilk oğrendiği sozcuk annelerinden sık sık duydukları “yapma!” sozcuğu olur.

Anneler icin oldukca zorlayıcı olan bu donemde cocuk, bir yandan anneye olan yapışıklığını surdurmekte, diğer yandan da yeni kazandığı yetenekleriyle ozgurluğun tadını cıkararak ozerkliğini ilan eder ve boylece anne ile cocuk arasında bir cekişme, bir savaş başlar. Her an tetikte olan anne, sevimli canavarına bir sınır cekmek adına “Dur!, Yapma!, Dokunma!, Elleme!, Cıss!, Kaka!” demeye başlar.
Bir yanda kendi istekleri doğrultusunda giden, inatcı, cetin, huysuz, bencil, saldırgan cocuk diğer yanda ise onu evcilleştirmeye calışan bir anne vardır. Cocuk, bir yanda başına buyruk dediğim dedik olsun diyen bir karakter cizerken bir yanda da bağımlı kalma eğilimini korumaya calışır. İşte bu ambivalans icerisinde kalan cocuk bu git-gellerini en iyi tuvalet eğitimi sırasında ortaya cıkarır.

Anneler, cocuk bezini kirletmesin, kakasını, cişini haber versin isterken; cocuklar kendi istediği zamanlarda yapsın ister. Durum boyle olunca anneler korkutma ya da her istediğini yapmalarla duzene sokmaya calıştıkları cocuklarıyla mucadeleye girerler. Dışkılama uzerine kurdukları ve kendilerinden bir parca, değerli bir nesne, olarak gordukleri kakaya karşı egemenlik ve bu egemenliği anneye bırakmak istememe 2 yaşın en tipik ozelliğidir.



Bu donemde cocuk yaşıtlarıyla oynamaz aksine, yaşıtlarıyla bir araya gelince daha ofkeli bir karaktere burunur. İki yaşında iki cocuk bir araya geldiklerinde birbirlerinden habersizmiş gibi ya kendi başlarına oynarlar ya da bir oyuncağa yapışıp “bu benim, benim” diye ağlayarak cekişirler.

Bu donemde cocuk hic kısıtlanmaz ise, kendi istekleriyle hareket eder ve sınır konmazsa; hic engel tanımayan, engellendiği zaman ofke patlamaları yaşayan, saldırganlığı gittikce artan, bencil, isteklerini ne pahasına olursa olsun elde etmek icin her yolu deneyebilecek, pis ve dağınık bir cocuk haline donuşur. Tam tersi bir şekilde dayak ayıplama ve korkutma ile aşırı baskı uygulanıp, kısıtlanır ise cocuk, doğal olan bu eğilimlerini icinde tutarak annenin her istediğini benimser. Sonuc olarak ortaya saldırganlığın tam tersi anlamında aşırı bir uysallık, ice kapanma ve boyun eğme cıkabilir ya da acık saldırganlık yerini aşırı inatcılığa bırakabilir. Pis ve dağınıklık eğiliminin yerini aşırı temizlik, duzenlilik, titizlik alabilir. Bu durum da yetişkinlik donemine titiz, kılı kırk yaran, aşırı duzenli, kaygılı bir kişilik olarak yansıyabilir.

Peki, bu donemde cocuklara nasıl davranmamız gerekiyor?
Oncelikle bu donemde inatcı, saldırgan, dediğim dedik, olumsuz davranışları olan cocuğunuzun bu davranışlarının 3 yaşına girmesiyle birlikte daha soz dinler bir hale geleceğini, bu donemin gecici olduğunu unutmamak gerekir. 3 yaşına gelene kadar anne babalar soğukkanlı ve dikkatli olmalıdır. Bu donem cocukları dağıtmayı, dokmeyi, kırmayı, bir şeyleri parcalamayı cok sevdikleri icin evde cocuğa zarar verebilecek tum nesneler toplanma ve oynayabilecekleri bir alan yaratılmalıdır. Ulaşabileceği alanlarda rahat hareket edebilmesi ve kısıtlanmaması icin kullanabileceği defter kitaplar bırakmak, ucu sivri olmayan kalemler bulundurmak doğru bir tercih olacaktır. Bu yaşlarda cocukların dikkatlerini başka yone kolaylıkla cekebilirsiniz. Bu sebeple eğer oynamaması gereken bir şeyle oynuyor ise, ilgisini cekecek başka bir nesne ile yer değiştirmek, cocukla cekişmemek en doğrusu olacaktır.

Cocuğa surekli yapma, elleme, dur, otur demekten kacınmak yerinde olur. Bu yaşlarda sert cezalara, dayağa başvurmak “şimdi boyle olursa ilerde nasıl başa cıkarım” kaygısıyla aşırı tepki vermek zararlı olabilir ancak ağlamasın, bağırmasın diye her istediğini yapmaktan da kacınmalısınız.

ALINTIDIR.