En guzel ruyamı bundan tam 5 yıl once gordum. Yeni evliydim, bir gece ruyamda kel kafalı cok ama cok guzel bir bebek gordum. O kadar guzeldi ki ışık gibiydi. Ertesi gun uyandığımda hem mutluydum, hem de şaşkın. Cunku henuz bebek gundemimizde olan bir konu değildi. Ama ruya o kadar muhteşemdi ki hem eşime hem anneme anlattım. Boyle kel cok tatlı bir bebek gordum anne dedim. Ben ruyalarıma pek inanırım, bazı ruyalarım cıkmış ve hafif dejavu yaşamışlığım vardır. Belki de bu yuzden bu tatlı kel bebek beni cok derin etkilemişti.

İşte tam bu ruyadan iki yıl sonra kel bir bebek verdiler kucağıma hastanede. Şaşkın şaşkın ona baktım ve dedim ki yoksa ruyamdaki bebek sen miydin ? Tabi buraya kadar işler oyle pek kolay olmadı.

Zor bir hamilelik donemi gecirmiştim. 7 aylıkken sancılarım artmış durdurmak icin ilaca başlamış, bir hafta hastanede kalmış ve işten oldukca erken izne ayrılmak durumunda kalmıştım. Aslında o donem cok yoğun calışıyordum ve belki de bunun da etkisi vardı. 1,5 ay yatakta kımıldamadan yattım sırf erken gelmeyesin diye..

İşte o gun, gunlerden bir salı akşamıydı. Televizyonda ‘Oyle bir gecer zaman ki ’ dizisi vardı. Baban henuz eve gelmemişti, belimde cok kuvvetli bir ağrı hissettim. Ha gecti ha gececek derken baban geldi, bir yandan da sancının gecmesini bekliyorduk. Akşam olmuştu ve biz cok acıkmıştık, yemeğe oturduk, epeyce guzel yedik. Ama ağrı artarak devam ediyordu. Bekle bekle gecmiyor. Yemekten sonra da biraz daha bekledik ama devam edince artık doktorunu aramaya karar verdik.

Doktorunun telefonu kapalıydı, oysa her an cok ulaşılabilir biriydi. O anda acayip telaş oldum sanki İstanbul ’da başka hic doktor kalmamış gibi yapayalnız hissettim bir an. Sonra muayenehaneyi aramayı akıl ettik ve doktorun asistanına ulaştık. Asistanın doktorun oğlunun konserinde olduğunu, şoforu aracılığıyla ona ulaşmaya calışacağını iletti ve sonunda asistanı yardımı ile doktora ulaştık ve 5 dakika icinde kendisini oğlunun konserinden cıkardık. Telefonda hemen hastaneye gitmemizi ve NST olcumu yaptırmamızı istedi.

O ana kadar sıkca NST ’ye girdiğim icin buna oldukca alışkındım. Eşofmanlarımız ile elimizi kolumuzu sallayarak hastaneye gittik. Kapıdan girdik kapıdaki adam ‘eşiniz nerde yatışınızı yapalım ’ dedi. Ben de ‘allah allah ne yatışı NST ’ye geldim ’ ben dedim ve yukarı cıktım. Hemşirenin yardımı ile NST bağlandım ve hemşire ‘damar yolu acacağım ’ dedi. ‘Neden ’ diye sordum. Cevap vermedi o da şaşkındı. Sanırım o an korkudan tum ağrım gecmişti. Sonucta bu benim ilk doğumumdu ve hicbir tecrubem de yoktu.

O sırada baban da odaya yanımıza geldi. Kapı acıldı ve elinde bir ameliyat elbisesi ile başka bir hemşire geldi. Babana dondum, ‘neler oluyor?2 dedim. Baban dedi ki ‘doktorumuz hastaneye haber vermiş, anestezi uzmanı, bebek doktoru herkes yoldaymış ve saat 10.30 ’da beni doğuma alacaklarmış. ’ Aman tanrım korkular sanmıştı dort bir yanımı.. Ben normal doğum cesaretine hic sahip olamadım, hatta dunyada ağrı eşiği en duşuk kadın yarışmasında birinci olabilirdim de.. Bu nedenle kararım sezaryen doğrultusundaydı. Doktorumuzun da bu konuda bilgisi vardı.

Sonradan adını kıl taktığım anestezi uzmanı geldi. Aramızdaki diyalog şu şekilde gelişti;

Uzman: Yemek yediniz mi?

Ben: Evet

Uzman: Kacta yediniz ?

Ben: 8.30 ’da

Uzman: Kotu! En son ne zaman su ictiniz ?

Ben: Yarım saat once

Uzman: Cok cok kotu! Ağrınız varsa neden yemek yeyip su iciyorsunuz ki?

Ben: Ne bileyim ben doğuma gireceğimi!!

Sonunda anestezi uzmanı operasyonun hemen olamayacağını beklememiz gerektiğini soyledi. Biz de tamam dedik. Artık doğum saati kesinleştiğinde aradığım ilk kişi fotoğraflarını cekecek olan Şahin ağabeyindi. Ulaşamadım, sonra ‘doğuruyorum cabuk gelin ’ diye mesaj attım. 20 dakika sonra hastaneye gelmişlerdi. Baban da eş zamanlı olarak tum aileye haber vermişti. Sırasıyla babaannen, deden, yengen, dayın kısaca herkes oradaydı. Sonra herkesle vedalaşıp ameliyathaneye girdik.



Seni 15 dakika sonra babanın kucağına vermişler. Ben cıktığımda hafif baygın ve cok ağrılıydım. Elime bir duğme verdiler ağrınız oldukca basarsınız dediler. 3 saniyede bir basmaya başladım. Narkozun etkisi gecmemişti ve herkesi cift goruyordum. Bir de ayılırken nefes almakta zorlanıp herkesi bir panik yaptım, doktorum biraz oksijen verince kendime biraz daha gelmiştim. Hemşire bebeğini getirelim dedi. Ben her şeyi cift goruyorum dedim. Şahin ağbin; ‘Kayan gozler guzel Guneş keyfini cıkar dedi.. ’

Sonra kucucuk bir prenses getirdiler, kucağıma koydular, pembiş, miniş, ressam şapkalı el kadar bir bebişti. Bu ilk karşılaştığımız an.



Dunyanın en tarif edilemez, en mutlu anıydı, icimde kımıl kımıl kımıldayan bebeğimle tanışmıştım. Seni kucağıma almak ne buyuk mutluluk, huzur ve sukunetti. Tanrıya binlerce kez şukrettim sağlıkla kucağımıza geldiğin icin. İyi ki geldin, iyi ki varsın Nisan ’ım, ilkbaharım, ciceğim…



Ve dedim ki icimden ruyalarımdaki kel tatlı bebek demek sendin, dunyamıza hoşgeldin bebeğim..

gunesanne

blogdaki diğer doğum hikayelerine buradan ulaşabilirsiniz. ...