-Sen bak o zaman
-Senin gibi vaktim olsa tabi bakarım
-Ben calışayım sen evde otur bak o zaman
-Demesi kolay, daha el kadar cocuğa bakamıyorsun...
-Cocuk bakmak cok kolay cunku
-Ya yemeğini yedir, oyun oyna başka ne?
-Hıı tabi o kadar canım
-Her gun hasta yahu cocuk!
-Ya ben ne yapayım, evde palto mu giydireyim?
-Gerekirse...gerekirse!!
-Supersin ya, cok iyi biliyorsun bu işleri
-Senden iyi biliyor olabilirim
Cocuk hastalanınca boyle olmayarak başlayabilirsiniz misal.
1. Yemek yemiyor, oyuna donuştursek mi?

Bu yaşıma kadar cok buyuk badireler atlattım, depresyonlara girip cıktım, dibe vurdum, yukarı cıktım, duştum, kalktım ama bir kere olsun psikologa, psikiyatra gitmedim. Hep kendim mucadele ettim, belki bir ayda gececek bir problem icin yıllarca uğraştım. Ancak ne zaman cocuğumuz oldu resmen aile psikologu edindik. Cocuk s.csa psikologa gittik, kuvvetli osursa, sesini yukseltse, yemek yemese, ağlasa, huzunlense psikologa gittik. Bilincli ebeveyn kavramının dibini gorduk 5 yılda.
İşte bu psikolog turlarından aklımda kalan tek bir şey var, eğer cocukla ilgili bir sıkıntı varsa, bir şeyi yapmıyorsa, inat ediyorsa, sizin damarınıza basıyorsa cozumu basit; “oyuna donuşturun”. Yemek mi yemiyor, yemek yemeyi bir oyuna donuşturun; paylaşmayı mı bilmiyor, paylaşma oyunu oynayın; tuvaletini mi yapmıyor, s.cmayı bir oyuna donuşturun; okula mı gitmek istemiyor, okula gitmeyi oyuna donuşturun.
En son anaokulunda verilen boyama calışmalarını yapmak istemediğinde, eşim yine zıpladı psikologa gidelim diye. tum olgunluğumla ve bilincli ebeveyn pozumla cevap verdim “başlarım psikologuna, fazla paran varsa bana ver. Yapacağımız şey basit oyuna donuştureceğiz” dedim. Bu olgun tavrım karşısında eşim geri adım atmak zorunda kaldı. Cocuğu karşıma aldım, "bak evladım bu bir odev, bir iş değil ki bu bir oyun" dememle “beni kandırmayın, bildiğin odev bu oyun falan değil” şokuyla sarsıldım. El kadar bebe oyuna donuşturme işinin bir kolpa olduğunu algıladı da bizim psikolog hala “oyuna donuşturun” deyip 200 liramızı emmekten bıkmadı arkadaş.
Demem o ki oyuna donuşturme işi yemek yedirmede, kitap okumada, diş fırcalamada işe yarıyor da her şeyi oyuna donuşturmeye kastın mı olmuyor işte. Tamam cocuk dediğin yarı gerizekalı ama o kadar da değil. Bu noktada bence artık cocuk psikologları kendini biraz geliştirmeli. Ota b.ka oyuna donuşturun onerisini vermekten uzak durmalılar. Anaokulunun kapısına bir gidiyorum, ayakkabı cıkarmayı, montunu giymeyi, suluğunu alıp sınıfa gitmeyi oyuna donuşturmuş ebeveyn gormekten icim kıyılıyor.
2. Lutfen bu gece bizim yanımıza gelmesin!

- Lutfen acın kapıyı! ne olur cıkarın beni, bir daha yapmayacağım, gelmeyeceğim yanınıza, ne olur alın beni!
En son bunu duşunurken yakaladım kendimi. Cocuğu odasına kilitlemişim, annesiyle kulaklarımıza tıkac takmış uyuyoruz. Yahu bir cocuk her uyanmasında neden kalkıp anasının babasının yatağına girer? Ne zaman biter bu? Ne zaman uyanınca kendiliğinden tekrar uykuya dalmayı başarır bunlar?
Yemin ediyorum tilki gibi sevişiyorum. millet “canım, cicim, sevgilim, aşkım, bebeğim” diyerek sevişir ben “oğlan mı kalktı?”, “sesi mi geldi”, “dur biraz bir şey duydum sanki” diyerek sevişiyorum. Oyle ki artık ust tarafımızı cıkarmadan sevişiyoruz ki odaya gelirse en azından yorganın ustunde giyinik bir anne baba gorsun de travma yaşamasın.
Her cocuk mu boyle yoksa bizimki mi kıl bilemiyorum. Odip kompleks falan mı yapıyor, anasını benden mi kıskanıyor bilmiyorum. Ne zaman hanımla biraz yakınlaşsak, "anneee" diye bağırarak odaya damlıyor, sanırım annesini kotu kalpli babasının elinden kurtarıyor. 5 yaşında olmasa karşıma alıp konuşacağım ama bu yaşta ne diyeyim, akşama kadar dovuşculuk diye koşturan bir cocuğa “anneni benden kıskanman cok sacma” temelinde bir konuşma ne ifade eder bilmiyorum.
3. Uyuyamıyor bu ne yapsak ki?

- Eee peki sonra ne olmuş
- İşte onlar da şatoya gitmişler hep beraber
- Hangi şatoya
- Olm masalın başında dedim ya, buyuk şato hani
- Kim gitmiş
- Hepsi
- Kim yani
- Yavrum gozunu kapat dinle sen boyle soru sorunca uyuyamazsın ki…
…
- Sonra kotu kralice cıkmış dışarı
- En kotu olan mı?
- Soru yok!!!
Yemek yemeyi bilmese, yedirirsin; okuyamasa, okursun; kalem tutamasa, oğretirsin; oyun oynayamazsa, oynarsın da uykuya dalmayı bilmeyen cocuğa ne yapılır bilmiyorum. Kac masal okuduğumu kac ninni soylediğimi unutuyorum bazen. Yeri geliyor cocuk gelişimi kitaplarının calışma kampını andıran, odasına kilitleyin bırakın ağlasın nasıl olsa uykuya dalacaktır turunden insanlık dışı onerilerini uyguluyorum ama bana mısın demiyor cocuk. Uykuya dalmak nedir bilmiyor, oğretemiyorum.
Uykuya gidip de yarım saatte dışarı cıktım mı evde zafer turu atıyorum. Uykudan olen cocuğun nasıl olup da 1 saat yatakta beni soru yağmuruna tuttuğunu anlayamıyorum. Gozunu kapatır uyursun, bunu cocuğa oğretemiyorum. Sanırsın yarın iki vizesi var, sanırsın senedinin gunu geldi, sanırsın ceki karşılıksız cıktı da sıkıntıdan uyuyamıyor. Lan cocuksun, kafa pırıl pırıl devrilip uyusana?!
Bir saat sonra, 10 dakikalık sessizliğin ardından…
- Kralice hani o siyah giysili olan mıydı?
- ………
- ………
- O prenses değil miydi ki?
- La uyusan ya!!