Cocukların yaptıkları resimler, onların ic dunyalarında olup-biteni haber verebiliyor. Pedagog Ali Cankırılı, cocukların cizdiği ev, ağac, aile resimlerinin uzmanlarca farklı okunabileceğini soyluyor. Cankırılı, ayrıca cocukların kullandığı renklere de dikkat cekiyor. Cankırılı, bir evin cizimi, sarı, kahverengi, yeşil, mor rengin kullanımının ne anlama geldiğini anlattı.

Cocuklar, okuma-yazma oğreninceye kadar dil becerileri yeterince gelişmediği icin duygularını, sıkıntılarını, korkularını sozlu ifade edemez. Ancak yaptıkları resimler cocuğun ic dunyası, duşunuş bicimi ve yakın cevresiyle olan sorunları hakkında ipucları veriyor. Kullandığı kÂğıdın buyukluğu, figurleri kÂğıda yerleştiriş şekli, renk secimi onun ruh halini yansıtıyor. Pedagog Ali Cankırılı, cocuk elinden cıkmış en basit bir cizginin dahi bir anlamı olduğunu belirtiyor. Cankırılı'ya gore cocuğun yaptığı ev, aile ve ağac cizimlerine ozellikle dikkat edilmeli. Boylece cocukların ic dunyaları anlaşılabilir.

Cocuklar 2 yaşından itibaren ellerine kalem gectiğinde karalama yapmaya başlar. Kalem tutuşları acemicedir. Buyukler tarafından herhangi bir şeye benzetilmese de bu cizimler, cocuğun anlatmakta zorlandığı sıkıntıları, sevincleri, kişilerarası ilişkileri, beklenti ve umutlarına işaret eder. Cocuğun yaz gunu cizdiği ev resminde tuten bir bacanın olmasının bir mana ifade ettiğini dile getiren Cankırılı, "Tuten bir baca evde hayat olduğunu, yemek piştiğini, aile uyeleri arasında sevgi odaklı sıcak bir ilişki olduğunu gostermektedir.

Yer cizgisi uzerine cizilmeyen ve yolu olmayan bir ev, ailenin dış dunyaya, insanlar arası ilişkilere ve dostluklara kapalı olduğuna işarettir. Ayrıca evde sık eleştirilen, azar işiten, hakaret goren bir cocuk insan yuzu cizerken kulakları atlayabilir. Kulakları cizmeyen bir cocuk eleştirileri duymak istemediğini, kulakları buyuk cizen bir cocukta dinlemekten hoşlandığını gosterir." diyor.

Cocuğun psikolojisini anlamada renklerin de onemli bir faktor olduğunu soyleyen Cankırılı, cocukların kullandıkları renklerin ancak 4 yaşından sonra anlamlar taşıyacağını belirtiyor. Cankırılı, "3-4 yaşlarındaki bir cocuğun kullandığı renklerin gercekle bir bağlantısı yoktur. Hoşuna giden renkleri coşkuyla kullanır. Sevdiği birinin resmini yapmak istediğinde en cok sevdiği rengi sececektir. Renkleri tanıma ve renk secme 4 yaşından sonra ortaya cıkar ve bu yaştan sonra renk kullanımını psikolojik olarak değerlendirebiliriz. Orneğin mutlu resimlerde genelde sarı renk, uzuntulu resimlerde genelde kahverengi renk daha ağırlıktadır." şeklinde konuşuyor.

Cankırılı'ya gore yeşili cok kullanan cocuk kendisine guveni olan, uyumlu ve mutlu bir cocuktur. Yaşıtlarına gore daha olgundur. Mavi rengi kullananlar, duygularını daha iyi kontrol eder. Ailesi tarafından sevilen ve değer verilen cocuklar ise sarı rengi tercih eder. Anne babanın desteğine ve guvenine ihtiyac duyan cocuklar da cizimlerinde mor rengi kullanır. Cizimlerinde kahverengi kullanan cocukların korunmaya ihtiyac duydukları, sevgi, ilgi ve ozlemi cektikleri soylenebilir. Siyah renk ise karamsarlığı ifade etmektedir. Kırmızı hem guveni ve hayatı, hem tehlikeyi ve olumu simgeler. Bu, cocuğun bilincaltından kırmızıyı hangi niyetle kullandığına bağlıdır.

Figurleri kÂğıda yerleştiriş şekli, cocuğun DUYGULARINI ELE VERİYOR

Cocuk cizimlerinin yorumunda kÂğıdın bolumleri de onemlidir. Sayfanın ust kısmı; aydınlığı, iyimserliği ve hayalciliği ifade eder. Alt kısım; hafızayı temsil eder. Figurleri sol tarafa yerleştirmek ben merkezci bir kişiliği, sağ ise cevre merkezli bir kişiliği gosterir. Orta; bugunu sembolize eder. Cocuğun icinde olduğu ruh halini yansıtır. Sayfanın aşağısına cizilen kucuk figurler yetersizlik, guvensizlik ve depresyonun dışa vurumudur. Figurun orta hata uzakta ve sol tarafa yerleştirilmesi duygusal doyum arayan atılgan cocuklarda gorulur.

Cocukların cizdiği iki farklı ev bize ne anlatıyor?










Ev kÂğıdın alt ucundan yukarıya, koşeli bir acıyla cizilmiş. Anneye bağımlılığı azalmış, anne-babanın yardımı olmadan kendi işlerini gorebiliyor. Duvarlar pembeye, kapı kırmızıya boyanmış. Sıcak renklerin secilmiş olması cocuğun uyumlu, sevecen ve hayata pozitif baktığını gosteriyor.

Kapı buyuk cizilmiş, ancak kolu ve tokmağı yok. Cocuk arkadaş edinmede secici davranıyor. Evin iki buyuk dikdortgen penceresi ve bunların uzerinde bir de yuvarlak penceresi var, ancak pencereler demirli. Ev, izinsiz girişlere karşı korumalı. Aile pencereden dışarısını gozleyebilir, dışarıdan da evin ici gozlenebilir.

Catı ince ve kırık cizgilerle, eğimli ve ucgen biciminde cizilmiş. Anne, baba ve cocuk arası ilişkiler duzensiz ve belirsiz. Catının uzeri kiremitle ortulmuş, ev kar ve yağmura karşı korunmuş. Bacadan cıkan duman yoğun ve yukarıya doğru cıkıyor, kÂğıdın ust ucundan taşmış. Evde sıcak ve yoğun bir duygusal iletişim var.

Evin dış duvarları ince ve esnek cizgilerle cevrili. Aile dış dunyaya acık, insanlara karşı iyimser ve gecimli, arkadaş edinmede bir sıkıntıları yok. Kısaca bu evi cizen cocuk; kendinden emin, calışkan, aktif ve dışa donuk. Duygularını acıkca ifade edebiliyor.

Evde kendisini guvende ve korunmuş hissediyor. Anne, baba ve cocuk arasındaki iletişim sağlıklı ve uyumlu.










Ev kÂğıdın en alt ucundan başlanarak cizilmiş. Anneye bağımlılık devam ediyor. Baba evi cok onemli. Boyanmamış, sade ve ozentisiz.

Cocuğun icinde bir boşluk ve dış dunyaya karşı ilgisizlik var. Kapıda pencere ve kilit var. kapının altına eşik cizilmiş, cocuk arkadaş edinmek ve onlarla dostluk kurmak istiyor ama buna cesareti yok, ozguveni zayıf.

Ev penceresiz, aile kendi icine kapanmış, dış dunyayla iletişimi yok. Catı kalın cizgilerle eğimli ve ucgen biciminde cizilmiş. Anne, baba ve cocuk ilişkisi değişmez kurallara bağlı. Catının uzeri kapatılmamış; ev kar ve yağmura karşı korumasız. Siyah yuvarlak pencere cocuğun ruhen sıkıldığını ve yalnızlık cektiğini gosteriyor. Bacadan cıkan duman aşağıya doğru kıvrılmış.

Evin icinde zayıf da olsa bir sıcaklık, bir duygusal iletişim var. Evin duvarları kalın cizgilerle cevrili. Aile dış dunyaya kapalı, insanlara guvenmiyor, bu yuzden fazla arkadaşı yok. Sonuc olarak; bu evi cizen cocuk utangac, ağzı sıkı, sessiz, icine kapalı, alcak sesle konuşuyor, bazen gizlice ağlıyor. Duygularını belli etmiyor. Diğer cocuklarla iletişim kurmada ve arkadaş edinmede zorlanıyor. Ailede baskı goruyor ve sık eleştiriliyor. Ailenin bu konuda incelenmesi gerekir.

Kafa: Resimde kafanın normalden buyuk cizilmesi duygusal ve sosyal iletişimde yetersizlik belirtisi olmakla beraber kendini zekÂca yaşıtlarından geri goren ve anne-baba tarafından okul başarısı duşuk bulunan cocuklarda gorulebilir. Normalden kucuk cizilen kafa arkadaş edinmede ve insanlarla ilişki kurmada zorluk ceken, ice kapanmaya eğimli cocuklarda gorulur.

Saclar: Cocuğun resminde bastırarak boyadığı saclar cocuğun fiziksel olarak daha guclu olma arzusunu gostermektedir. Ebeveynin sacının bastırılarak boyanması otorite kurma, aile icinde soz sahibi olma isteği konusunda ipucları verir.

Ağız: Kalın cizgilerle belirtilmiş, dişlerin gorunduğu acık bir ağızsa insanlarla konuşma isteğini; kapalı, dar, cizgi şeklindeki ağız ise insanlarla ilişki kurmaktan cekindiğini gosterir. Kızgınlığını kotu ve kufurlu sozlerle ifade etmekte olan cocukların ağzı fazla acık cizdiği gorulur.

Gozler: Goz yuvarlağının icine gozbebeği cizen bir cocuk, ozunun, kişiliğinin farkına varmış demektir. Cunku gozbebeği olmadan, goz yuvarlığı boş ve anlamsız bir şeydir. Okula başlama yaşına gelmiş bir cocuk insan resmi cizerken goz yuvarlağının icine gozbebeği koymazsa, bu cocuğun kişiliğinin farkında olmadığı, zihinsel ve duygusal yonden geri kaldığı, ic dunyasının boş olduğu soylenebilir.

Burun: Burnu, olduğundan buyuk cizen cocuklarda ben algısı gercek benin uzerindedir. Burnu cok kucuk cizenlerde benlik algısı gercek benin altında, ozguvenleri zayıf cocuklardır.

Kollar: İki yana acılan kollar insanlarla yakın ilişki kuran, sevecen cocukların cizimlerinde gorulur. Bazen insanlarla yakın ilişki kurma isteğinin bir gostergesidir. Govdeye bitişik cizilen kollar insanlarla ilişki kurmada zorluk ceken cocukların cizimlerinde gorulur. Kolların hic cizilmemesi cevreyle kopuk ilişkilerin varlığına işarettir. Kolsuz olarak cizilen ebeveynin cocuk tarafından 'yeterince ilgi gostermediği' şeklinde algılanabilir.

Eller: Ellerin olduğundan buyuk cizilmesi dış dunyadan saldırganlık gorduğu ve dış dunyaya saldırgan davrandığı anlamına gelir. Ellerin cizilmemesi, olduğundan kucuk cizilmesi, arkaya gizlenmesi veya cebe konması ozguven eksikliğini, utangaclığı, insanlarla iletişim kurmada yetersizliği gosterir. Yumruk şeklindeki eller saldırganlığın bir işaretidir.

Bacaklar: Bacakların cizilmemesi kişinin var olmak icin başkalarının desteğine ihtiyacı olduğuna işaret eder. Bacakların sağlam ve dengeli cizilmesi ozgunluğu gosterir.








Ali Cankırılı'ya gore cizilen insan figurlerinin anlamları

Kafa: Resimde kafanın normalden buyuk cizilmesi duygusal ve sosyal iletişimde yetersizlik belirtisi olmakla beraber kendini zekÂca yaşıtlarından geri goren ve anne-baba tarafından okul başarısı duşuk bulunan cocuklarda gorulebilir. Normalden kucuk cizilen kafa arkadaş edinmede ve insanlarla ilişki kurmada zorluk ceken, ice kapanmaya eğimli cocuklarda gorulur.

Saclar: Cocuğun resminde bastırarak boyadığı saclar cocuğun fiziksel olarak daha guclu olma arzusunu gostermektedir. Ebeveynin sacının bastırılarak boyanması otorite kurma, aile icinde soz sahibi olma isteği konusunda ipucları verir.

Ağız: Kalın cizgilerle belirtilmiş, dişlerin gorunduğu acık bir ağızsa insanlarla konuşma isteğini; kapalı, dar, cizgi şeklindeki ağız ise insanlarla ilişki kurmaktan cekindiğini gosterir. Kızgınlığını kotu ve kufurlu sozlerle ifade etmekte olan cocukların ağzı fazla acık cizdiği gorulur.

Gozler: Goz yuvarlağının icine gozbebeği cizen bir cocuk, ozunun, kişiliğinin farkına varmış demektir. Cunku gozbebeği olmadan, goz yuvarlığı boş ve anlamsız bir şeydir. Okula başlama yaşına gelmiş bir cocuk insan resmi cizerken goz yuvarlağının icine gozbebeği koymazsa, bu cocuğun kişiliğinin farkında olmadığı, zihinsel ve duygusal yonden geri kaldığı, ic dunyasının boş olduğu soylenebilir.

Burun: Burnu, olduğundan buyuk cizen cocuklarda ben algısı gercek benin uzerindedir. Burnu cok kucuk cizenlerde benlik algısı gercek benin altında, ozguvenleri zayıf cocuklardır.

Kollar: İki yana acılan kollar insanlarla yakın ilişki kuran, sevecen cocukların cizimlerinde gorulur. Bazen insanlarla yakın ilişki kurma isteğinin bir gostergesidir. Govdeye bitişik cizilen kollar insanlarla ilişki kurmada zorluk ceken cocukların cizimlerinde gorulur. Kolların hic cizilmemesi cevreyle kopuk ilişkilerin varlığına işarettir. Kolsuz olarak cizilen ebeveynin cocuk tarafından 'yeterince ilgi gostermediği' şeklinde algılanabilir.

Eller: Ellerin olduğundan buyuk cizilmesi dış dunyadan saldırganlık gorduğu ve dış dunyaya saldırgan davrandığı anlamına gelir. Ellerin cizilmemesi, olduğundan kucuk cizilmesi, arkaya gizlenmesi veya cebe konması ozguven eksikliğini, utangaclığı, insanlarla iletişim kurmada yetersizliği gosterir. Yumruk şeklindeki eller saldırganlığın bir işaretidir.

Bacaklar: Bacakların cizilmemesi kişinin var olmak icin başkalarının desteğine ihtiyacı olduğuna işaret eder. Bacakların sağlam ve dengeli cizilmesi ozgunluğu gosterir.