Daha onceki yazılarımdan birinde gunumuz annelerinin elektrik yuklu olduğundan ve dokunanı carpma tehlikesi taşıdığından bahsetmiştim. Oyle ki, “bir blog” dolusu bilgiye sahip gunumuz annelerinin tahammul edemediği tek şey eleştiridir.

Bu tespitten hareketle eşin-dostun, konu-komşunun sağlığı icin gunumuz annelerine kesinlikle soylenmemesi gereken cumleleri kaleme almaya karar verdim. Umulur ki, hem annelerin –zaten sınır noktada olan- sinirleri daha fazla yıpranmasın. Ve dahi cevrelerindeki insanlar da annelerin elektriğine maruz kalmasın!

“Ayy kızma annesi, kıyamam”

Her ne kadar masum bir mudahale gibi gozukse de, bir annenin otoritesini ayaklar altına alan şifreler iceren bir cumledir. Ve kesinlikle annelere soylenmemesi gereken cumleler listesinde baş sıralarda yer alır.

Eğer bir anne cocuğuna kızıyorsa, bir de bunu başkalarının yanında yapıyorsa, artık dayanamayacağı bir sınıra gelmiş demektir. Ama birkac nesil onceki anneler gibi bunu gurur duyulacak bir davranış olarak gormez. Aksine cocuğuna kızmaması gerektiğini bildiğinden, bu halinden utanır. Strese girer, kaygı duyar.

Bu sebeple sabır katsayısı sıfırlanmış bir anneye “kızma cocuğa canım” gibi bir tepkiyle yaklaşırsanız, o anneyi daha da kızdırırsınız. Hatta buyuk ihtimalle cocuğunu bırakıp, size soylenmesine neden olursunuz.

“Neden bu kadar ağlıyor? Hasta mı?”

Belki bu kelimeleri iyi niyetle, gercekten cocuğun sağlığını merak ettiğiniz icin sordunuz. Belki de sadece yardım etmek istediniz. Ama korkarız ki, gunumuz annesinin tum sinirini uzerinize cektiniz. Cunku masum kelimelerden oluşmuş gibi gozuken bu cumle, anneye “sen bu cocuğa doğru bakamıyorsun”, “bir cocuğu saatlerdir susturamadın” gibi olumsuz mesajlar verir. Ve gunumuz annelerinin en tahammulsuz olduğu konuya, eleştiriye, bodoslama bir dalış gercekleştirir.

“İncecik giydirmişsin cocuğu… Hasta olacak!”

Zamanın en değerli pedagog, psikolog ve cocuk gelişimcilerin bilgileriyle donanmış bir anneye bir şeyleri bilmediği imajı yuklerseniz, siz kaybedersiniz. En guzeli o kitap senin, bu seminer dolanıp duran bu anneyi hic eleştirmemektir.

“Annesi nerede bunun?”

Gunumuz anneleri cocuğu “cocuk” gibi davrandı diye eleştirilmekten nefret eder. Onlara gore cocuk zıplar, hoplar, dağıtır, kırar… İşte tam da bu sebeple camiin icinde takla atan cocuğu azarlayan bir teyzeyseniz eğer, ayağınızı denk alın. Gunumuz annesinin cocuğuna tanıdığı “ozgurluk” alanına girmişsiniz demektir.

“Bir tanecik cikolatadan bir şey olmaz canım!”

Gunumuz annesi cocuğuna koyduğu kuralların başkası tarafından ciğnenmesinden hic hoşlanmaz. Kendisi evde organik corbalar, ev yapımı keklerle cocuğuna sağlık sunmak icin cırpınırken, komşu teyzenin bıyık altından gulerek uzattığı cikolata onun kÂbusu olur. Hele bir de annemiz “bir taneden n ’olur ki” dayatmasına maruz kalıyorsa, cılgına donmesi işten bile değildir.

“Bu cocuk ne kadar zayıf!”

İşte “bir anneye soylenmeyecekler” listemizin ilk 3 sırasında yer almaya hak kazanan meşhur cumle… Anneanne/Babaanneler le başlayan, komşu teyzelere kadar uzanan bir silsilede hic değişmeyen nadir cumlelerden biridir bu. “Ne kadar tombul, o kadar sağlıklı” dusturunu şiar edinen bir toplum olarak, biraz zayıf ya da minyon cocuğu hasta saymayı gorev biliriz. Bu yuzden de etrafımızda ne kadar zayıf cocuk varsa, annelerine demet demet eleştiri buketleri sunarız. Tabi bu annelerin elektrikli kalkanlarına carpmaktan bir turlu kurtulamayız.

***

Listemiz; anneler hassaslığını, alınganlığı ve mukemmeliyetciliğini korudukca, etraflarındaki insanlar da anlayış ve empati yeteneklerini kaybetmeye devam ettikce uzar gider. İşin acı tarafı, bu cekişmede arada kalan yine cocuklar olur.



Bu cumleler bizim tespit ettiklerimiz. Sizler de hoşlanmadığınız eleştirel anne cumlelerinizi bizimle paylaşın, uzman pedagog Adem Guneş ’in son kitabı “cocuk eğitiminde pozitif iletişim” i adresinize gonderelim…

Cumlelerinizi bekliyoruz(kaynak:kadincakararinca.com)