Cocuklarda inatlaşma genellikle 2 yaşında başlıyor. İşte aileleri zorlayan bu sorun icin inatcı cocuklarla baş etmenin yolları…
yaşına doğru cocuğumuz yurume ve konuşmanın da başlamasıyla bebekliğindeki edilgen ve bağımlı durumundan cıkar ve ozerkleşmeye başlar. Bu donemle sınırlarını keşfetmeye başlayan cocuk neleri yapıp neleri yapamayacağını gormek ve adeta varlığını kanıtlamak ister. Anne-baba ile inatlaşma da bu varoluş cabasının bir parcasıdır aslında. Bu sağlıklı bir tepkidir ancak anne-baba cocuğa karşı tutarsız yaklaşır, bazen aşırı ve gereksiz inatlaşmalara girerken bazen de cocuğun inatlaştığı konudan karlı cıkmasını sağlıyorsa bu durum gitgide cocukta bir alışkanlık haline donuşebilir. Bu yaklaşım sonucunda cocuk inatlaşma ve davranış problemleri ile isteklerini elde etmeyi oğrenmiş olur. Dolayısıyla inatlaşma sadece 2 yaş civarında daha ileri yaşlara kadar devam eden kalıcı bir duruma donuşebilir.

İnatcı cocuklarla baş etmenin yolları
Ses tonu ve beden dili: Yuksek ses tonu ve ofkeli yuz ifadesi yerine sakin, kendine guvenen bir ifadeyle isteklerinizi belirtin. Kolay değil biliyorum ama imkansız da değil.

Tutarlı yaklaşım ve kararlılık: İstediği şeyi neden yapamayacağını basit bir dille ve sakince acıklayın. Acıklamalara rağmen inatlaşmaya devam ederse tepki vermeyin, oyun cağı veya daha kucuk cocuklarda dikkatini dağıtacak başka yerlere yonlendirin. İnatlaşmaya devam edebilir ancak siz ondan daha kararlı olun ve asla ‘hayır ’ dediğiniz bir şeye sonradan ‘evet ’ demeyin, aksi takdirde inatlaşma ve davranış problemlerinin kalıcı olmasını sağlarsınız. Bu arada bu tutarlı tavır sadece sizde değil; eşiniz de, cocuğa bakan kişi de ve ilgilenen herkeste olmalı .

Ne yapmaması gerektiği değil, ne yapmasını istediğinizi soyleyin: Beynimiz cağrışımla calışır, bir cocuğa ‘bağırma ’ dediğinizde aslında ona cağrıştırdığınız ilk şey kelimenin kokudur, yani ‘bağır. ’ Cocuklarla kurduğumuz iletişimde onlara –me,-ma eki almış olumsuz kalıpları soylemektense aynı ana fikre gelen olumlu kalıpları tercih edelim. Orneğin; yuksek sesle konuşan cocuğunuza bağırma demek yerine ‘alcak sesle konuştuğun zaman seni daha iyi anlıyorum ’ demek ya da duvarları boyayan cocuğunuza boyama demek yerine, ‘kağıdı boyayabilirsin ’ demek gibi.

Her gun kaliteli vakit: Onun sizin sevginize, ona vakit ayırmanıza ihtiyacı var. Bunu bulamazsa daha hırcın ve inatcı bir hale gelecektir. Her gun en az 45 dakika - 1 saat gibi bir sureyi cocuğunuza ayırın. Cocuğunuz oyun cağında ise her akşam bir oyun saati belirleyin ve bunu ona acıklayın. Oyun saatinizde onun istediği ve keyif alabileceği, karşılıklı iletişim ve etkileşim gerektiren oyunlar oynayın. Onemli olan bunu her akşam duzenli bir bicimde yapmak. Bunu yaptığınızda cocuğunuza verdiğiniz mesaj şudur: “Seni seviyorum ve sana değer veriyorum, sen bunu hak ediyorsun.” Bu mesajı alan cocuğunuzun kısa bir sure sonra hırcınlığı azalacak, oz guveni artacak ve daha uyumlu hale gelecektir. Deneyin, kısa surede değişime inanamayacak ve pişman olmayacaksınız!

Alternatifler sunun: Ona isteklerinizi direkt olarak soylerseniz muhtemelen hayır cevabıyla ve direncle karşılaşacaksınız. Bunun yerine isteklerinizi ona alternatifli bicimde sunun, secenekleri siz belirleyin ama secim ona kalsın. Orneğin, “Boyama yapmak ister misin?” yerine , “kırmızıyla mı yoksa maviyle mi boyayalım?” dediğinizde direnc riskinin daha duşuk olduğunu goreceksiniz.

Bu onerileri tutarlılık ve kararlılıkla uygulamaya ilk başladığınızda, cocuğunuz inatlaşma şiddetini arttırabilir, bu cok normaldir. Bu donemde pes etmez ve sabırla devam ederseniz kısa bir sure sonra inatlaşmaların azaldığını goreceksiniz.

Psikolog Ozlem Tokgoz Ozsoylar
hurriyetaile.com