Bu anlatabileceğim en guzel hikaye..
Beni gercek ben yapan eksik kalan yerlerimi dolduran 'can'ın hikayesi..
Oğlum Eren Cınar ’ın dunyaya geliş,yuzumu gulduruş hikayesi..


Ufacık tefecik zamanları saymaz,son 1,5 ayın bedensel sıkıntılarını da hesaba katmazsak son derece huzurlu , mutlu ve sağlıklı bir hamilelik gecirdim.Ne hamileliğin başında yaşanması muhtemel sıkıntıları yaşadım ne de geri kalan zamanlarda ekstra sıkıntılarla karşılaştım.Moralimse omrum boyu olmadığı kadar iyiydi.Son derece keyifliydik.32. haftama geldiğimde izne ayrılma zamanım olmasına rağmen sağlığım yerinde olduğu icin calışabilir raporu alarak 37. haftama kadar calıştım.Son zamanlarda yol yorsada kendimi hep iyi hissettim.

38. haftanın başladığı pazartesi gunu okula gittim,izin işlemlerimi başlattım.Yollarda doğuracaksın git artık dediler.24 Kasım Oğretmenler Gunu programı vardı o gun.Ona katıldım.Annemde benimleydi.Pimpirikli kocam artık tek başıma dışarı cıkmamdan da huzursuz oluyordu.Gereksiz vesvese yaptığını soyleyip duruyordum.Zira ne bir sancı,ne acılma ne de başka bir belirti yoktu doğumun yakın olduğuna dair. Cunku daha 3 koca haftam vardı.


Yine 38. haftanın 3. gunu gunduz bir arkadaşım geldi.Sohbet ettik,doğumdan bahsettik."Senin doğumun yakın yuzunden belli." dedi ama cok onemsemedik.Hicbir belirti yoktu.Akşam gelecek misafirler icin hazırlık yaptım,markete gidip geldik bol yağmurlu yuruyuş yaptık.Akşam oldu arkadaşlarım geldi,yine bebek ve doğum uzerine bol bol konuştuk ama bizim oğlan icerde oldukca keyifli tekmelerini atıyordu ve hala en ufak bir belirti yoktu.

Misafirlerimizi yolladık.Her gece erkenden uykum gelmesine rağmen o gece uykum falan da yoktu.Annemle oturduk.Saat 2 ye kadar tv izledik , muhabbet ettik.Sonra ben yattım.Hala uykum yoktu.Ertesi sabah işe gidecek olan kocam mışıl mışıl uyuyordu ve ben bir suredir baş başa kalamadığım kocamla muhabbet etmeyi ozlemiştim.Acaba biraz uğraşsam uyanırmı diye yatakta bir o yana bir bu yana donerken birden bir akıntı olduğunu fark ettim.Tuvalete gittiğimde aynı akıntının devam ettiğini gordum.


Serde fenci ruhu var tabi.İlk deneyi evde kendim yaptım.Turnusol kağıdıyla gelen suyun asit mi baz mı olduğuna baktım ki bazdı.Bu da akıntının amniyon sıvısı olduğunu kanıtlıyordu.

Cantam falan hazır olmasına rağmen hala doğum olma ihtimalini duşunmeden bir nst ye girelim bakalım nedir diye hastaneye gittik.En fazla yaklaşan doğumun habercisi olabilirdi.Saat 02:35 evden cıkış saatimizdi ve yaklaşık saat 3 de hastanedeydik.Hastanede hafif hafif sancılarım olmaya başladı ama sancı olduğunu anlamadım.Ancak doğum sonrasında demek ki sancıymış diyebildim.


Doktor muayene ettiğinde 2 cm acılman var dedi.28 inde doğacak demekki dedi.Bir an nasıl saf anıma denk geldiyse “28 i ne zamanki “diye sordum."Bu gun 28 i değil mi?" diye tereddute duştu doktor.Şaşkınlığımı anlamadı yanlış tarih soylediğini sandı.Bense şoka girdim."Nasıl yani doğum bugun mu?" dedim."Yarın akşamı bulmaz." dedi.

Duşunmeye zamanımın olmaması buyuk bir şanstı bir bakıma.Bize yatış yapmamızı soyledi.Bu arada sancılar hafif hafif başladı.Annem ve eşimde yanımdaydı.Eşim eve gidip hastane bavullarını almaya gitti.Bana serum taktılar ve bir sacma sapan onluk getirdiler giymem icin.Ani bir sezeryan durumunda cabuk mudahale icin şartmış.Neyse giydik bekledik.

Bekledik mi ? Pek bekledik de denemez.Sancılar başladı.İlk iki sancı arası 9 dk sonraki sancılar arası 6 dk.Nasıl olur.Yarın akşamı bulmaz ama doktoruna yetişirsin demişti doktor.Doktor 11 de geliyor.Bu sancılar cok sık.Hani once saatde bir falan başlıyodu yavaş yavas sıklaşıyordu bu sancılar.Hic anlatılanlar gibi değil..Burdan anlıyoruz ki her doğum ayrı bir hikaye…


Bu arada bir hemşire gelip acıklığı kontrol ediyor.Pat diye demez mi 6 cm.İyi ama daha az once 2 cm di.Sanırım yakın diyorum ama cok da duşunmek istemiyorum.Aklıma gelen tek şey yahu bu sıklıkta sancılarla ertesi gune kalınır mı , dayanılır mı?

Zaten dayanamadı da..Daha once okuduğum normal doğum hikayelerinde yatarak sancı cekmenin zorluğundan bahsediliyordu.Kalktım gezindim.Sancı cok zorladığında annem ve eşim belime masaj yaptılar bende sık sık nefes alıp vererek sancının gecmesini bekledim.Sancılar sıklaştıkca da şiddeti arttı.Dayanabileceğimden şuphe duyduğum zamanlar oldu.Acaba belden uyuşturmayı kabul etsem mi diye de duşunmedim değil.Hemşire "Gec kaldın zaten az sonra doğuracaksın,doğumhaneye gidiyoruz." dedi.

Sonra doğumhaneye gectik.Aklımda hep boyle full teknolojik bir oda vardı.Ama hic de oyle değil..Oldukca sıradan bir yer.O an nedense hayal kırıklığı yaşadım.Halbuki normal doğum icin gerekli cok da fazla ekipman yok,doktor,hemşire ve ben,dikiş malzemeleri ve alkol falan filan.Doğa ana bize oldukca basit bir yolla doğurmayı vermiş cok şey beklemeye gerek yok yani..

Doktorum 9 ay boyu beni muayene eden doktor olmadığı icinde uzgundum.İncecik sesli fazla sakin bir doktordu.Bana bağırmamamı,enerjimi harcamamamı ve tum gucumu doğuma harcamamı salık vererek başladı doğuma ama o kadar sessizdi ki konuşmalarını duymaktan aciz bide o halimle kendimi zorluyorum ne dedi acaba diye..


Sonrası zaten malum cok değil 5 dk sonra doktorun ellerinde bembeyaz verniks ile ortulu bir bebek ,simsiyah saclarıyla oğlum Eren Cınar ’ı gordum..Ve hep klişe gibi anlatılan doğar doğmaz sancılar bitti lafını bizzat yaşadım.Zaman bir an icin herkese durdu da sadece oğlum ve bana aktı…O an ben bir mucizeye tanık oldum.O an anne ve oğul olduk.İlk nefes alışını gordum,minik minik cıkan ilk sesini,nefesini duydum.O anda bedenimden cıkıp yureğime aktı oğlum,bir butun olduk.Tum bunlar olduğunda saat 05:03 du.Tam karşımdaki saatte bu saati gorduğumde doktorun ellerindeydi kuzucuğum..

Bu muhteşemlik icinde karmakarışık duygular yaşarken hemşireler oğlumu yakınıma getirdiler.Bembeyaz tabakanın icinde yakışıklı bir oğlan ,gozleri kapalı,yumuk yumuk ,şiş yuzuyle karşımda duruyor..Ama kucağıma vermeden, ben verin diyemeden alıp goturduler.Dikişlere başlamışlardı bir şey diyemedim cunku yine duyamadığım ses bana bir şeyler diyordu.Hemşirelerde kendi aralarında konuluyorlardı."İyi değil mi?" diye sordum.İyi dediler.

Boylece hastaneye girdikten 2 saat sonra ,muhteşem bir hamileliğin beraberinde muhteşem bir doğumla anne oldum.Ne kadar cabuk anne oldum.Evet cok cabuk oldu her şey ve ben cok değil yarım saat sonra gercek bir anne olacaktım..Bundan habersiz dikişlerin bitmesini bekledim.Heyecandan zaman cok yavaş aktı.Odaya gidince yavrumu goreceğim diye beklerken sanki saniyeler iki ileri bir geri giderek bana işkence yaptı.

Odaya donduğumde bu muhteşem doğum hakkında en azından guzel cumleler duymayı bekliyordum.Ama geri donduğumde ne doğumdan bahseden ailem vardı ne de beni bekleyen bebeğim.Daha getirmediler dediler.Daha giydirmemişlerdir diye duşundum.Hemşireler geldi gitti serum vs. Annem ve eşim kapıyı suslemeye calışıyor ve benimle konuşmuyorlardı.Ben de saf saf muhteşem doğumu anlatıyordum.

Oğlumu merak ediyordum birde.Sonra eşim yatağa yaklaştı.Gozlerinde şaşkınlık vardı.Neden benim kadar mutlu değil diye icimden sitem etmedim değil ama şok icindedir diye umursamadım.Yuzu duştu sonra..Neden getirmediler dediğimde solunum sorunu olduğunu soyledi.Kalp atışlarım yukseldi.Bazı bebekler doğumda zorlanır stres yaparmış.Hızlı nefes alıp veriyor kontrol edilecek dedi.”Doğru soyle başka bişey yok değil mi?” dedim.Yok demedi.Durdu biraz.Belki 1-2 sn ama bana cok uzun geldi.Sonra bir ayağı capraz doğdu dedi.Yalan dedim,doğru dedi.Yalan dedim hayır doğru dedi.Yalan de lutfen dedim.Yalan değil dedi.Neden benim oğlum ,neden olmuş,nasıl olmuş..Benim yuzumden mi?Yanlış mı yattım,yememem gereken bişey mi yedim,yapmamam gereken bişey mi yaptım?Benim yuzumden mi oğlum yaşıyacaktı bunu?

Bir hastanenin uzerime yıkılışını altında ezilişimi hissettim.İşte asıl o anda anne oldum.Herşey ne de cabuk oluyordu boyle.Bu hıza yetişemiyordum.Ne cok ilk ne cok farklı duygu bir aradaydı.Cok korktum.Kendim icin değil asla.Oğlum icin..Yuruyemeyecek miydi?Kalbi ağrıyacaktı oğlumun.”Neden ben” diyecekti.Neden herkes gibi değilim?Neden basit bir mahalle macı bile yapamıyorum,ayakkabı giyemiyorum diyecekti.Halbuki ilk once ayakkabı almıştım oğluma babasına mutlu haberi vermek icin.Hep saklanmak zorunda kalacak,boğazında yumrularla yaşayacaktı oğlum.Ben onun mutsuzluğuna nasıl dayanacaktım,nasıl merhem olacaktım.Dindirebilecek miydim yaşadıklarını..Hic bilmediğim adını bile duymadığım bu sorunun cozumu var mı hic bilmiyordum.Ama muhteşem bir eşim vardı.Baba yureğini,sevincini kenara koymuş,heyecanını ertelemiş ve once beni en az uzecek şekilde soylemek icin cırpınmış ve yine bize umut vermek icin araştırmıştı.Tedavisi var dedi.Biz yorulucaz ama o iyi olacak,hatırlamıyacak bile dedi.Bu yalan değildi dimi?Ben ne varsa cekilmesi gereken hepsine razıydım.Gercekse eğer beni kandırmıyorlarsa.Herşeyi atlatırdık biz.Birlikte oldukca ustesinden gelirdik.Evet o anda anne oldum.Biz o anda gercek bir aile olduk.


4 kardeşin en kucuğu olmak seneler sonra tekne kazıntısı olarak doğmuş olmak şımartılmış bir cocuk olmak..Hepsi bendim evet.Elimde minik bir cizik olsa elim havada dolanan da bendim , azıcık kanda ici bayılıp yığılanda.Ama şimdi dimdik ayakta durması gerekende bendim.Oğlum icin gereken ne varsa hepsini yapacak olanda.Anne olmak doğumhanede bebeğimi gorduğum anda hissettiklerim değilmiş meğer.Onun icin kaygılanmaya başladığım anda yaşadığım sahiplik cok daha başkaydı.Duyduğum sevgi her gecen dakika arttıkca arttı.

3 gecmek bilmeyen saatin sonunda getirdiler oğlumu.Artık gun doğmuş zaman akmıştı.O en ufak sese korkan minicik beden benim oğlum.Temizlemiş giydirmişlerdi oğlumu.Ak pak bir yuz.Tombul yanaklar.Simsiyah ve bir suru sac.Yumuşacık kadife bir ten.Ellemeye kıyamıyorum.Sonsuz guzel..Sonsuz guzel…Sonsuz guzel…Benim guzelim benim yakışıklım benim parcam.


Şimdi duşunduğum şey ise oğlumun ozel bir cocuk olduğu.Tum varlığı ile mukemmel.Sadece binde bir gorulen bir deformitenin sahibi olan oğlum cok şanslı.Şanslı cunku baba olmak icin oğlunun doğmasını ,hatta buyumesini beklemeyen bir babası var.Onun icin endişelenen bir baba.Ne olursa olsun tum zorluğu ustlenecek bir baba.Ve bende cok şanslıyım ki ne yaşarsak yaşayalım her zaman bizim iyiliğimizi kendi onunde tutacak bir dayanak,oğlumun adı gibi , cınar ağacı gibi bir dayanak,cok sevgili bir kocam vardı.Oyle cok şanslıyım ki cok sevdiğim bu adam benim kocam,benim cocuğumun babası..Sanırım bu kadar guzelliğin bir nazar bocuğu olmalıydı.Keşke oğlum yerine bizde olsaydı nazar boncuğu.Ama bu bizim elimizde değildi.

Her şeye rağmen icimdeki mutluluk beni normal dunyanın akışına dondurdu.

Velhasıl benim mukemmel oğlum bana bu dunyada yaşanabilecek en guzel duyguyu yaşattı.29 yıllık omrumde hissetmediğim kadar mutlu,ozel,guzel hissettim.Suratıma nereden geldiğini bilmediğim bir suru cile rağmen,darmadağın saca başa rağmen.Yorgun bedenime rağmen en guzel bendim.Artık hicbirşey birkac saat oncesi gibi değildi.Cunku oğlum yanımıza gelmişti.

Oğlum gelince ben buyudum birden.Ailemin en kucuğu olmadım artık. Buyutebilmek icin oğlumu..Buyudum aniden…

İyiki geldin Eren...