Evlat Edinme Koruyucu Ailedeki muhteşem İrem kardeşimin yazısı cok başarılı,genc kız şimdi...
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Evlat Edinme Koruyucu Ailedeki muhteşem İrem kardeşimin yazısı cok başarılı,genc kız şimdi...
-
29-09-2022, 21:13:42Her can aynı ateşte pişmez ki! Bazı canlar erken pişer, olgunlaşır. Bazıları daha da erken pişer, bilgeleşir. İşte o canlardan biriyim. Ve kucuk yaşımda, yaşamımın korlandığı bir bilgeyim. Bilgili insanların bolca olduğu, bilgelerin ise bir elin parmaklarını gecmediği dunyada, ben bir bilgeyim. Sizlere aktarmak istediğim “bilge”lik. Kulaklarınızı acın da dinleyin. Bilgiyi bulmak kolay, bilgeyi bulmak zor. Ben bir yuva cocuğuydum. Sessiz, uysal, insanlardan kacan. Yuvalı olmamı bile anlayamayacak kadar kucukken oldum “Yuva Cocuğu.” Annemin beni bıraktığı bir gun, henuz daha kucucukken anlamaya calıştığım anlar. Duşunsenize, o kadar sevdiğiniz annenizin ellerinizin arasından ucup gittiğini. Hayattaki tek dayanağınızdan bir gun ayrıldığınızı. Nedenini asla sorgulayamadığınızı. Anlamsızlığın ortasında, henuz kucuk bir yaştayken dunyayı anlamlandırmaya calıştığınızı. Suclu mu annem, bilemem. Ama gerceklik ortada. Henuz kucuk bir yaşta, kocaman acılmış gozleri ile, yepyeni bir hayatın başlangıcında bir cocuk orada durmakta. Anlayamamıştım ilkin ne olduğunu. Hatırlıyorum şimdi. Ağlamaktan gozlerim şişmişti. Bir anda bir cocuk grubunun icindeydim. İcinde bulunduğu ortamın kaşarı olmuş onlarca cocuk. Sizin uzerinizde yerli yersiz baskı kuran onlarca cocuk. Duygularınızın karmakarışık olmasından mı nedir, bu boğucu baskıya alışıyorsunuz hızlıca. Birileri geliyor ve birileri gidiyor. Bazen de ket vuruyorsunuz kendinize. Kapatıyorsunuz kendinizi, dunyaya, insanlığa. Bir bakıcıya duşen onlarca cocukla, var olmak istiyorsunuz. İlkel değilim, garip değilim, sizden biriyim diyorsunuz etrafınızdaki mahalle cocuklarına. Ama olmuyor. Aramızda bir şeyler var. Konuşamıyorum, ama hissediyorum. Evet derinde bir şeyler var diyorsunuz. O mahalleli cocuk, sense yuva cocuğu. Şairin dediği gibi: “Sen Ciğercinin Kedisi, Ben Sokak Kedisi.” Yuvada iken, galiba en zor şey kendinizi değerli hissetmek idi. Sonradan oğrendim. Yuva cocuklarında terk edilmişlik sendromu olurmuş. Kendisini değersiz hissedermiş bu cocuklar. Hele bir de gelen giden ziyaretciler sadece vicdan ağartmaya gelip, sorunu tam anlamıyla ele almak istemeyince, ne cocukların kalplerine dokunurmuş ne de hayatlarına. Ama elbet bazı ziyaretciler farklıymış. İrem Başak BİLGİN Koruyucu Aile Yanındaki Cocuğumuz Para Cikolata Ben kim miyim? Hayatın bana bir kutu cikolata sunduğu ve icinden en sevdiğim altın kaplama jelatinli para cikolataların cıktığı kocaman bir mutluluğum ben. Hic bitmeyen bir ışıltıyla, o jelatinlerin yaşamıma altın sarısı ışıklar sactığı, rehberim, izleğim, hayat ışığım kocaman bir ailenin yureğinden doğurduğu bir cocuğum ben. Ben bir bilgeyim. Koruyucu aile modelinin başarılı olduğunun kanıtı bir bilge. Genc yaşına, varlığı, yokluğu, terkedilmeyi, sevilmeyi, mucadeleyi, sabrı sığdıran, bu korlarda yanan bir can, bir bilge.Aynı annem gibi. Beni yureğinden doğuran annem gibi. Gunlerden bir gun ziyaretime gelen sonradan da bana koruyucu aile olan annem gibi. Kucuk kucuk, ama bu cocukların hayatına dokunan o kadar ayrıntı var ki. İşte onlardan biri. Ben annemden beni ziyarete geldiği bir gun cikolata istemiştim. Annem bana kocaman kocaman cikolatalar alıp gelmişti. Bense ısrarla hayır bunlardan değil, para cikolata istiyorum demiştim. Bunun uzerine annem, Canakkale ’nin butun marketlerini dolaşıp, bana para cikolata denilen o sarı jelatinli cikolatalardan arayıp, uzun zaman sonra bularak yanıma gelmişti. O zaman işte hayatımda ilk defa, “Ben birisi icin değerliyim.” demiştim. İşte o zaman anlamıştım. Ben ve annem terk edilmişlik sendromunun belini bukmuştuk. O zamanlar, yuvada kalırken, yatağıma uzandığım her gece, perdeden sızan ışığa bakar ve hayaller kurardım. En buyuk hayalim ise, bir gun bu ışığın beni yuvadan alıp başka bir hayata ışınlayacağıydı. O gunler artık yaklaşmakta gibiydi. Onun icin cok değerli olduğuna inandığım annemle, o ışık benim icin doğdu. Once gonullu ailem olan annem, sonrasında ise, aramızdaki sevginin daha da buyuk olduğunu gorerek koruyucu aile olmaya karar vermişti. Bana fikrimi sorduklarında ise, kocamanca bağırmıştım: “Evet, gitmek istiyorum.” Gittim de. Arkamda orselenmiş bir cocuklukla ve acı hatıralarla dolu bir gecmişle. Bir melek değildim giderken. Annem, onca kacmama rağmen, adını bile doğru durust soyleyemeyen bana tonla emek harcadı. O annem ki, gunlerce benim icin uğraşıp, onlarca kez psikologlara taşıdı. Ben onu cok uzdum. Bolca da yaramazlık ve kapris yaptım. Ama onun oyle kocaman yureği vardı ki, tum bunlara sabırla dayandı. Bu sabır, zamanla bende de işe yaradı. Ne de olsa, onarılamayacak cocuk yoktu. Zaman icinde de, annem ve babamın hayatlarının odak noktası oldum. Bana hep doğruları anlattılar. Her zaman karşılıksız emek verdiler. Ben sokağa cıkmaya korkarken beni cesaretlendirdiler. Sen yaparsın, sana inanıyoruz, sana guveniyoruz, dediler. Boyle boyle duzeldi her şey. Sosyal yanlarımın gelişmesi icin de cok caba harcadılar. Once hayatla daha iyi mucadele edebileyim diye beni yelken sporuyla tanıştırdılar. İlk gunler cok zorlansam da, cok severek yaptım bu sporu. Şimdi ise, beş yıldır lisanslı sporcuyum ve yarışmalara katılıyorum. Ayrıca, ben de ailemden oğrendiğim şekilde sosyal etkinliklerde yer almayı seviyorum. İyilik ağacı isimli bir projede emek veriyorum. Benden sonra yuvada kalan kardeşlerimin hayatına dokunup onları da mutlu ve başarılı cocuk kervanına katmak icin uğraşıyorum. Huzurevindeki yaşlıların el emeği, goz nuru urettiklerini satarak onların kişisel ihtiyaclarını karşılamalarına destek oluyorum. Ben kim miyim? Hayatın bana bir kutu cikolata sunduğu ve icinden en sevdiğim altın kaplama jelatinli para cikolataların cıktığı kocaman bir mutluluğum ben. Hic bitmeyen bir ışıltıyla, o jelatinlerin yaşamıma altın sarısı ışıklar sactığı, rehberim, izleğim, hayat ışığım kocaman bir ailenin yureğinden doğurduğu bir cocuğum ben. Ben bir bilgeyim. Koruyucu aile modelinin başarılı oldu- ğunun kanıtı bir bilge. Genc yaşına, varlığı, yokluğu, terkedilmeyi, sevilmeyi, mucadeleyi, sabrı sığdıran, bu korlarda yanan bir can, bir bilge. Şimdi daha fazla cocuğun mutluluğa yelken acabilmesini duşleyen bir bilge. Ve bu bilgeliğin daha da artması icin tek bir şeye ihtiyacımız var: “Para Cikolatayla Yoğurulmuş Sevgi” Var mısınız?