Gelenekte Mehir Ve Taki
--------------------------------------------------------------------------------
Mehir kadına değil, erkeğin uzerine vaciptir. DÂru'l-islÂm'da bir kadınla cinsel temas, ya had cezasını gerektirir, ya da mehir hakkını doğurur. Bu, kadına saygının bir sonucudur.
Kur'an-ı Kerîm'de mehirden soz eden ceşitli ayetler vardır. Bazıları şunlardır: "Aldığınız kadınların mehirlerini yurekten isteyerek ve Allah'ın bir atiyyesi olarak verin " (en-NisÂ, 4/4). Coğunluğa gore, burada hitap kocalaradır. Bazı bilginler hitabın velilere olduğu goruşundedir. Cahiliye devrinde mehri kızın velileri alır ve adına da "nihle" derlerdi. "...Haram olanlar dışındaki kadınlarla evlenmeniz, namuslu olarak ve zinaya sapmaksızın yaşamak ve mallarınızdan onlara mehir vermek şartıyla size helÂl kılındı. Artık o kadınlardan hangisiyle yararlanmanız olmuşsa, ucretlerini belirlendiği şekliyle verin. Mehir miktarını belirledikten sonra aranızda gonul hoşluğu ile uyuştuğunuz miktar hakkında uzerinize bir vebal yoktur" (en-NisÂ, 4/24).
Abdullah b. Abbas (r.a) tan rivayet edildiğine gore, Hz. Ali, Hz. FÂtıma ile evlenirken Resulullah (s.A..s) kendisine; "O'na bir şey ver" dedi. Ali: "Bende bir şey yok"deyince de; "Hutamî zırhını verebilirsin" buyurdular.
Bir kadınla evlenmek isteyen bir sahabeye Allah'ın elcisi mehir vermesini bildirdi. Evinden de eli boş donunce; "Demirden bir yuzuk de olsa bak" deyip, yeniden eve gonderdi. Yine boş donunce, ne miktar Kur'an-ı Kerîm bildiğini sordu ve sonunda şoyle buyurdu: "Haydi git, onu sana bildiğin Kur'an karşılığında verdim" (eş-ŞevkÂnî, Neylu'l-EvtÂr, VI, 170). Bu konudaki ayet ve Hadislerden şu sonuca varılmıştır. Resulullah (s.A..s), mehirsiz hic bir evliliğe ruhsat vermemiştir. Eğer mehir vacip olmasaydı, bunu gostermek icin arada bir onu terkederdi. Diğer yandan, sahabe devrinden bu yana islÂm bilginleri mehir uzerinde icma etmişlerdir (bk. es-Serahsî, el-Mebsut, V, 62 vd.; el-KÂsÂnî, BedÂyiu's-SanÂyi, II, 274-304; Ibnu'l-HumÂm, Fethul-Kadîr, II, 434 vd.; el-CassÂs, AhkÂmu'l-Kur'Ân, III, 86 vd.; Ibn Ruşd, BidÂyetu'l-Muctehid, II, 16 vd.; Ibn Âbidin, Reddu'l-MuhtÂr, II, 329 vd.).
Aile yuvasıyla ilgili gorevlerin en guzel şekilde yerine getirilmesi icin eski cağlardan beri kadınla erkek arasında bir gorev bolumu yapılmıştır. Erkek, evin dışındaki işlerle uğraşır ve gerektiğinde ağır işlerde calışarak gecim icin kazanc sağlar. Kadın da evin yonetimi, yemeğin hazırlanması, cocukların bakım ve terbiyesiyle uğraşır. Bu yuzden butun malî yukumlulukler kadının değil, erkeğin gorevidir.
Mehir ve butun kapsamıyla nafaka bu yukumlulukler arasındadır. Bu gorev bolumu erkekle kadının yaratılışına ve ilÂhî sunnete de uygundur. Erkek daha guclu olduğu icin calışıp kazanmaya daha yatkındır. Kur'an'da şoyle buyurulur: "Erkekler, kadınlardan daha guclu ve kuvvetlidirler. Yani ailenin reisidirler. Bunun sebebi şudur: Allah onlardan kimini kiminden ustun kılmıştır. Bir de erkek, mallarından evin gecimini sağlamaktadır" (en-NisÂ, 4/34).
Mehir, nikÂh akdinin rukun veya şartlarından değildir. Bu yuzden mehirsiz akdedilecek nikÂh gecerli olur ve kadın emsal mehire hak kazanır. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur:
"Kendileriyle cinsel temasta bulunmadığınız veya kendilerine bir mehir tayin etmediğiniz kadınları boşamışsanız, bunda uzerinize bir sakınca yoktur" (el-Bakara, 2/236). Bu ayette, cinsel birleşmeden veya mehir tespitinden once kadını boşamanın gecerli olduğu belirtilmektedir. Boşama ancak sahih nikÂhtan sonra mumkun olduğuna gore, ayet, akit sırasında mehrin konuşulmasının ne bir rukun ve ne de bir şart olmadığına delÂlet eder (el-KÂsÂnî, a.g.e., II, 274; eş-ŞîrÂzî, el-Muhezzeb, Halebî tab'ı, II, 55, 60; Ibn Ruşd, a.g.e., II, 25).
Nikah Gelenekte Mehir Ve Taki
Aile, Evlilik, Evlilik Hazırlığı0 Mesaj
●3 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Aile, Evlilik, Evlilik Hazırlığı
- Nikah Gelenekte Mehir Ve Taki