Ciro Cağlayanı
Yusufeli İlcesi'nin Ozguven Koyu sınırları icerisinde, Yusufeli'nin 38,4 km ve Ozguven Koyunun 2,4 km kuzeybatısındaki yer almaktadır. Cağlayana gidebilmek icin Yusufeli İlce Merkezinden kuzeye doğru once Altıparmak Cayı (Barhal veya Parhal olarak da bilinir) vadisini takiben Taşkıran (Sarıgol) Koyune, ardından vadinin kuzeybatıya devamı Ozguven Dere Vadisi uzerinden Ozguven Koyune ulaşılır. Bu yolun Yusufeli - Taşkıran arasındaki 24 km'lik bolumu asfalt kaplama, Taşkıran - Ozguven arasındaki 11 km'lik kesimi stabilizedir.


Ozguven Koyunden itibaren 1,8 km'lik yayla yolu aracla aşıldıktan sonra, cıplak gozle gorulebilen cağlayan, 15 dk'lık yuruyuş (600 m) mesafesindedir. İlginc olduğu kadar urpertici gorunumlu bu cağlayanı eğim kırıklığı uzerinden izleyebilmek icin, yaya olarak 25 dk. suren oldukca eğimli (70-75o) patikayı aşmak gerekir. Ciro Cağlayanı'na aracla ulaşmak uzere kullanılabilecek bu tek yol, sarp bir relief uzerindedir. Yusufeli İlcesi'nden cağlayana ulaşmak, ortalama 2-2,5 saatlik zaman almaktadır.


Ciro Cağlayanı Altıparmak Dağlarının guneydoğuya bakan bolumunde Karataş II Tepe (3253 m) ile Gudashevsivrisi Tepe (3406 m) arasında 2348 m yukseltide yer alır. Bu yonuyle cağlayan Anadolu'nun bilinen en yuksekteki cağlayanıdır. Cağlayanı cevreleyen tepeler, keskin sırtlar ve sivri doruklarıyla dikkati cekmektedir. Altıparmak dağları genelinde olduğu gibi inceleme alanında da yaygın olan kayac birimleri Ust Kretase yaşlı granit ve granodiyorittir. Aşınım sureclerinden diğer kayaclara oranla daha az etkilenen granit ve granodiyoritlerin yaygın olduğu alanlar, toprak ortusunden yoksun cıplak kayalıklar gorunumundedir. Yamac eğiminin %100 bulabildiği cıplak kayalıklarda, fiziksel parcalanmanın etkisiyle oluşan molozlar eteklerde enkaz ortuleri halinde sıralanırlar.

Yukseltinin 3200 m'yi aştığı inceleme sahasında Pleyistosen buzullaşmasına ait izlere rastlanılmaktadır. Sirkler, tekne vadiler, horguc kayalar, morenler ve enkaz konileri sıkca gorulen glasiyal şekillerdir.


Ozguven yaylası yolu uzerindeki cağlayanın, her yıl temmuz ayında duzenlenen yayla şenlikleri icin cevre koy ve mahallelerden gelen bir cok ziyaretcisi bulunmaktadır. Orman ortusu, sirk golleri, muhteşem cağlayanı ve bolca bulunan kırmızı benekli alabalığıyla bu alan, ne yazık ki gozden uzak, sık ziyaret edilmeyen bir rekreasyon yeridir. Kuşkusuz bu durum ulaşım guclukleriyle yakından ilgilidir. Ancak, bu gunku cevre bilinci icerisinde bu bir dezavantaj sayılmamalıdır; nitekim bahsi gecen saha onemli kuş alanı (OKA), onemli bitki alanı (OBA) ve onemli orman alanı (OOA) olarak koruma altına altındadır. Cağlayana ulaşmak icin kat edilen yol uzerinde karşılaşılan yabani keciler ve yavruları veya yolu işgal etmiş bir bozayı, diğer cağlayanlarımıza gore alışkın olmadığımız goruntulerdir.


Bu yuzden Ciro, dokunmadan izleyen ve inceleyebilen cevre bilincli ziyaretciler icin onemli bir doğal yapıdır. Aynı şekilde doğa bilimciler acısından onemli bir laboratuar, glasyal topografya acısından ise bir muze ceşitliliği sunmaktadır. Yore biyolojik ceşitlilik ve buna bağlı, eko turizm, biyo turizm, organik ve geleneksel gıda tadımı ve kulturel turizm ceşitliliklerinin ic ice girdiği bir cennet koşemizdir. Bu ortamda Ciro belki yorenin tanınmasının kıvılcımı, itici gucu olacaktır.


Kuşkusuz bir butun olarak değerlendirildiğinde gelecek icin Ciro ve cevresi Turkiye'nin onemli bir turizm konumu ve markası olacak ozellikler taşımaktadır. Cağlayan yılın her mevsiminde akış gostermekle birlikte, yapılacak bilimsel veya turistik ziyaretler icin haziran - ağustos ayları arasındaki donem secilmelidir. Belirtilen donem icerisinde haziran ayında cağlayan sularının en fazla olması yanında, sis ve yağışa yakalanma ihtimali yuksektir. Bu yuzden temmuz başından, ağustos ayının sonuna kadarki donem aktivasyon acısından en uygun surectir.

__________________