Van'da Şahabettin ve Songul Bucağa ciftinin iki cocuğundan biri olan Ferhat Bucağa, 1998'de hastanenin kadın doğum servisinde 630 gram olarak dunyaya geldi. Yenidoğan yoğun bakım unitesinde verdiği 2,5 aylık yaşam mucadelesinin ardından iyileşerek ailesine teslim edilen Bucağa, başarılı bir eğitim surecinin ardından kazandığı Van YYU Tıp Fakultesi'ni de dereceyle bitirdi.

AA'nın haberine gore; insanların dertlerine care olabilmek icin doktor olmayı secen ve hayata tutunduğu yenidoğan yoğun bakım unitesinde goreve başlayan Bucağa, kendisi gibi premature doğan bebeklerin sağlığına kavuşması icin caba harcıyor. Tedavisiyle yakından ilgilenen doktor ve hemşirelerle birlikte calışan Bucağa, cocukluğundan bu yana doktor olmanın hayalini kurduğunu ve bunun icin cok calıştığını soyledi.

Premature olarak dunyaya geldiği hastanede goreve başlamanın farklı bir duygu olduğunu anlatan Bucağa, şunları kaydetti:
"Hikayem beni cok mutlu ediyor. Burada 630 gram olarak dunyaya geldim. O yıllarda benim ağırlığımda doğan bebeklerin yaşama şansı cok duşuktu. Hastanemizde 1996 yılında yenidoğan yoğun bakım unitesinin acılmasıyla 500-600 gramlık bebeklere daha iyi şartlarda mudahale edilme imkanı oldu. Ben de hayata tutunmayı başaran o şanslı bebeklerden biriyim. O gunler anlatılırken annemin gozleri dolar. 'Yaşayacağını hic beklemiyorduk' diyorlar. Şu an aynısını buradaki hasta yakınlarında goruyorum. Anneler cok uzgun. Aileler bana surekli 'Bebeğimiz cok kucuk, nasıl buyuyecek? İyileşecek mi?' diye soruyorlar. Ben de onlara kendi hikayemi anlatıyorum. Bunu duyunca cok mutlu oluyorlar. Hatta 'Hocam cocuğumuza siz baksanız, buyuyunce sizin gibi doktor olsun' diyorlar. Burada 'yaşamaz' denilen premature bebekler yaşıyor, buyuyup doktor oluyor ve 'yaşamaz' denilen cocukları yaşatmaya calışıyor. Cok mutlu oluyorum. Burada olmak guzel bir duygu." 
Kendisini tedavi eden doktor ve hemşirelerle calışmaktan da buyuk mutluluk duyduğunu dile getiren Bucağa,
"Oğuz Tuncer hocamız yıllar once hastanemize yenidoğan servisini acmış. '500-600 gramlık cocukların yaşama tutunmalarını sağlamaya calışacağım' demiş. O cocuklardan biriyim ve şu an onunla calışıyorum. Ona buyuk bir saygı duyuyorum. Hocamız ilk gunku heyecanlıyla tum bebeklerle teker teker ilgileniyor, tedavilerini yapıyor. Bu durum beni cok mutlu ediyor." diye konuştu.

Van YYU Cocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tuncer de hastanelerinde 1996 yılında kurdukları yenidoğan yoğun bakım unitesinin Van ve cevre illere hizmet verdiğini aktardı. Bu sure icinde binlerce premature bebeğin hayata tutunduğunu ifade eden Tuncer, şunları soyledi:
"Hakikaten inanılmaz bir duygu. 1996 yılında buraya geldiğimizde 1500 gram altı bebekler 'yaşamaz' olarak biliniyordu. Şu an bırakın 1500'u 475 gram ağırlığında bebekleri dahi buyutuyoruz. Bunlardan biri de 1998 yılında 630 gram ağırlığında dunyaya gelen Dr. Ferhat kardeşimizdir. Elimizde buyudu. Bugune kadar hemşire, tekniker ve doktor olarak 500-600 gram ağırlığında sayısız bebek buyuttuk. Cep telefonu buyukluğunde, 630 gram olan bir bebeği buyutuyorsunuz. Şimdi siz profesor olmuşsunuz. Bu bebek oğrenci olarak size geliyor. Eğitim veriyorsunuz, mezun edip kendi safınıza katıyorsunuz. Bu cok buyuk bir mutluluk." 
YYU Rektoru Prof. Dr. Hamdullah Şevli de Bucağa'nın cok ilginc ve guzel bir hikayesinin olduğunu soyledi. Doktor Bucağa'nın 25 yıl once hastanelerinde premature olarak dunyaya geldiğini anımsatan Şevli, şunları kaydetti:
"630 gram ağırlığında doğan Ferhat kardeşimiz, Allah'ın takdiri ve doktorlarımızın desteğiyle yaşama tutunmuş, buyumuş, azimle calışmış en iyi liselerde okumuş. Daha sonra universitemizin tıp fakultesini kazanmış. Cocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tuncer hocamızın destekleri ve cabasıyla şu an yaklaşık 60 kuvezle yenidoğan yoğun bakım unitesinde hizmet veriyor. Temelini atacağımız yeni acil binamızın en ust katında cok modern bir yenidoğan yoğun bakım unitesi, cocuk yoğun bakım unitesi ve anne oteli yapacağız. Ferhat gibi doktorlarımız da gelip burada hizmet edecek, hastalara şifa olacaklar."